Dolar (USD)
35.44
Euro (EUR)
36.56
Gram Altın
3083.08
BIST 100
9793.85
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

​Manevi Vatanımız: Ailemiz

Ailemiz; içinde var olduğumuz, yaşama, gelişme ve korunma fırsatı bulduğumuz yuvamız. İlk bilgileri, ilk becerileri, ilk inanç ve değer yargılarını, ilk alışkanlıkları kazandığımız, “ilk mektebimiz.”Bizi şekillendiren, takip eden, izleyen ve etkileyen rehberimiz. Ve elbette tüm bunları borçlu olduğumuz başımıza taç, gönlümüze ilaç olan kıymetli annelerimiz, babalarımız. Ailemiz; manevi vatanımız.

İnsan yavrusu tüm canlı yavruları içerisinde en zayıf ve en zahmetli olan canlı yavrularından biridir. Mesela bir fil yavrusu dünyaya geldikten kısa bir süre sonra yürüyebilirken, insan yavrusunun yürüme yeteneğini kazanabilmesi en az bir yıl sürüyor. Bu tek misal bile ebeveynliğin meşakkatini ve zorluğunu göstermeye yeter. İşte bu yüzden, eşref-i mahlukat olan insanı dünyaya ve ukbâya hazırlayan ebeveynlerimiz ve ailemiz çok kıymetli.

Aile, yeryüzündeki ilk ve belki de en önemli kurumdur. Tüm çağlar boyunca var olmuş, değişerek de olsa bugüne kadar varlığını sürdürmüştür. Bununla birlikte tüm dünyada aile ciddi bir tehdit altındadır. Özellikle gelişmiş ülkelerde aile üzerindeki tehditler ve riskler giderek artmaktadır. Özellikle medya araçları vasıtasıyla, aile kurumuna karşı sistematik bir propaganda yürütülmektedir. Evlenmek, yuva kurmak, çocuk doğurmak ilkel ve modası geçmiş gelenekler gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.

Neyse ki sonunda aileyi korumaya yönelik bazı adımlar atıldı.Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2025 yılı “Aile Yılı” olarak ilan edildi ve aileyi korumaya yönelik bazı tedbirler açıklandı. Açıklanan tüm tedbirleri destekliyorum ve daha fazla şeyin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu düşünceme sebep olan birkaç veriyi sizlerle paylaşmak isterim.

Türkiye’de, her iki cinsiyette de ilk evlenme yaşı yükselmiştir. Ortalama ilk evlenme yaşı 2023 yılında erkeklerde 28,3, kadınlarda 25,7 oldu. İlk evlenme yaşı ortalaması 2001 yılında erkeklerde 26,0 kadınlarda ise 22,7 düzeyindeydi.Yine Türkiye'de toplam doğurganlık hızı, 2001 yılında 2,38 çocuk iken 2023 yılında 1,51 çocuk olarak gerçekleşti. Yani, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca (15-49 Yaş) doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2023 yılında 1,51 olmuştur. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10 ortalamanın altında kalmıştır. Son olarak Türkiye'de 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hane halkı büyüklüğü 2023 yılında 3,14 kişiye düşmüştür. 2015 yılında %14,4 olan yalnız yaşayan fertlerden oluşan tek kişilik hane halklarının oranı 2023 yılında %19,7'ye yükselmiştir. Hane halklarının %10,6'sı tek ebeveyn ve çocuklardan oluşmuştur (TÜİK, 2024).

Dünyanın pek çok ülkesinde ne yazık ki benzer sorunlar söz konusudur. Mesela Avrupa Birliği ülkelerinde 2022'de yaklaşık 200 milyon hane bulunurken,buhanelerin sadece dörtte biri (%24,3) çocukları içeriyordu. Hanelerin yaklaşık %10'unda 1 çocuk (%12,1) veya 2 çocuk (%9,3) bulunurken, AB'deki hanelerin yalnızca %3’ünde 3 veya daha fazla çocuk bulunmaktadır.AB'deki toplam hane sayısı 2012 ile 2022 arasında %6,9 artmış olmasına karşın en az 1 çocuğun bulunduğu haneler aynı dönemde %2,4 azalmıştır (Eurostat, 2023).

Aile, geçmişle gelecek arasındaki köprüdür. İnsanın yaşam yolculuğunda ihtiyaç duyacağı fizyolojik, psikolojikve manevi yetenekler aile kurumu ve ebeveynler vasıtasıyla kazanılır. Aile, makine sesinin ve barut kokusunun egemen olduğu bu sözde modern, özünde vahşi çağda; insan için en güvenilir sığınaktır. Aile, her dalında farklı bir meyve olan; tüm meyvelerini merhametle besleyen ve sabırla olgunlaştıran sonsuzluk ağacımızdır.Aileyi yaşatalım ki, nesiller yaşasın, devletimiz var olsun, insanlık huzur bulsun. Ailemizi yani manevi vatanımızı koruyalım…

Vesselam…