Dolar (USD)
34.50
Euro (EUR)
36.41
Gram Altın
2959.18
BIST 100
9304.31
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Mart 2022

II. Yeditepe Bienali: Çerçevelerden Bir Çerçeve (1)

Dr. Erkan Çav

ÇERÇEVELERDEN BİR ÇERÇEVE

• II. Yeditepe Bienali 7 Ocak-7 Mart 2022 tarihleri arasında gerçekleşti. İlki 31 Mart-15 Mayıs 2018 tarihleri arasında yapılan bienal, unutulmayacak sergileriyle kapılarını 3 yıl 10 ay sonra tekrar açtı. II. Yeditepe Bienali, sanat havası, ortamı, görsel zenginliği, duygu ve zevk derinliği ile unutulmaz bir sanat ziyafeti sunmuştur. Toplam dört farklı mekânda gerçekleşen bienal sergilerinin odak noktası “Çerçeve”, teması “Çerçeve içi, Çerçeve dışı” olmuştur.

2018’de gerçekleşen I. Yeditepe Bienali için yazdığımız yazıda şunları söylemiştik: “Yeditepe Bienali, ‘Sanat Eseri Olarak İstanbul’ düşüncesinin zemini üzerine yükselmiş fevkalade değerli, önemli, bu toprakların kültür ve sanat anlayışının üzerindeki pası silen, öz sanatımıza dönmeyi hatırlatan, özümüze, kendimize, bizi biz yapan değerlere çağıran son yılların etkisi, derinliği ve kültürel kavrayışı en güçlü sanat hareketi olmuştur. Yeditepe Bienali’ni hayal etmek, düşünmek, planlamak dahi çok önemli bir adım iken, bunun gerçekleştirilmiş olması kültür ve medeniyetimiz için çok büyük bir merhaledir, aşamadır, yükselmedir” (Çav, Yeditepe Bienali I: Doğru Fikir, Milat, 18 Mayıs 2018). Hâlâ aynı fikirdeyiz ve II. Yeditepe Bienali ile bu kanaatimiz, düşüncemiz ve değerlendirmemiz pekişmiştir. Peki, bu dediklerimizin kalitesinin yükselmesi, sürekli hâle gelmesi, küresel ölçekte olması ve kalıcılaşması için nelere dikkat etmek gerekir? Bu yazımızda, artıları ve eksileri ile II. Yeditepe Bienali’ni değerlendirerek, bu sürece olumlu katkı vermek istiyoruz.

erkancav2_1d503e5e47c334a28453f465ed0c4948.jpg


Sonsuz Varlığın “Çerçevesi” Mümkün müdür?

Çerçeve ve/veya çerçevesizlik, neyin çerçevesi? Geleneğin mi? Tarihin mi? Coğrafyanın mı? İslâm sanatlarının mı? Çağdaş sanatların mı? Eskinin mi? Yeninin mi? Geleneği inkârın mı? Modernliğin övgüsü mü? İrfanın mı? Maddeciliğin mi? Tüketim kültürünün mü? Hatırlamanın mı? Unutmanın mı? Tevhide varışın mı? Tevhidden kopuşun mu? Tevhid idrakine engellerin mi? Ayrılmanın mı? Buluşmanın mı? Toplumun mu? Bireyin mi? Kalbin mi? Aklın mı? Klasiğin mi? Post-truthun mu? Sınırların mı? Sınırlanmayanın mı? Çokluğun mu? Tekilliğin mi? Can ile Canân arasındaki bağın mı? Hangi çerçevenin içi? Hangi çerçevenin dışı? Çerçevelerin kesişmesi mi? Nedir çerçeve? Çerçeve var mı? Bitmez varoluşsal sorular yumağı bir kelime ve/veya kelimeler: Çerçeve/Çerçevesizlik ya da Çerçevenin İçi/Çerçevenin Dışı.

II. Yeditepe Bienali’nin Ruhu ve Zihni

“Çerçeve, sınırlama ve kısıtlamadan ziyade, daha çok bir ilişkiler ağını ve ona bağlı bir hürleşmeyi işaret ediyor” diyen II. Yeditepe Bienali’nin küratörü Berkan Karpat’ın dikkati çektiği durum şudur: “Geleneksel sanatların modern dönemde kendi mekânlarından yani kitap ve mimari mekânlarından uzaklaştıktan sonra sergi mekânlarında kendilerini bir çerçeve içinde göze ve muhataba sunmalarının ne anlama geldiği de henüz tartışılmış değil.” II. Yeditepe Bienali işte bu tartışmanın sanatsal şöleni. Batı’daki çerçeve (frame/rahmen) ile geleneksel İslâm birikimindeki anlamlar örtüşmüyor. Bunun ötesinde günümüzde bu ilişkinin geleneksel İslâm sanatları ile mekânlarda kullanımı üzerine çok fazla şey de yapılmış değil. Bienal, dikey olarak bin yılları bulan sanat tarihini bugüne taşıyan yeni tartışmaları açarken ve farklı yaklaşımları güncellerken, yatay eksende İslâm dışı dünya, Batı’daki ve Doğu’daki farklı sanat yaklaşımları ve formları ile ilişkisine veya ilişkisizliğine dair de düşünceler söyler.

Seçilen tüm mekânlar Bienal’in teması ile bütünleşmiştir. Ancak bu mekânlar aynı zamanda bir çerçeve sunmuyor, çerçeveyi düşünmek üzere davet ediyor Karpat’ın deyimiyle: “Üç mekân da bir tür ‘ara-mekân’ olmaları özelliği ile misafirlerini çerçevede değilse de eşikte karşılamaya ve onları ‘içeri’ davet etmeye aday” ara-mekânlar. Eserler de öyle: “Yerleştirme” pratiğinden öte “her şey zaten yerinde” diyen bir Anadolu irfanına çağırıyor. Ara-eserler. “Yeni Akış” ile gelen “Ara-eserler”, “Ara-mekânlar” ile çerçeveyi “görünmez” kılıyor.

Bienal’in Uzantıları

226 sanatçıdan 282 eser sergilendiği II. Yeditepe Bienali, adeta bir Geleneksel İslâm Sanatları karnavalıdır. “Çerçeve İçi Çerçeve Dışı”, “Bienal Etkinlikleri Kapsamında Geleneksel Sanatların Dönüşümü”, “Çerçeveden Taşanlar” ve “Yeni Arayışlar” isimli panellerle bienalin teması kapsamlı olarak sanatçılar ve akademisyenler tarafından tartışılmıştır. Bienal’in “www.yeditepebienali.com” başlıklı resmi web sitesindeki program ile Mahzen, İmaret ve tüm kulelerin değil ama Genç Osman’ın öldürüldüğü kulenin olduğu Yedikule Hisarı ve buralardaki sergileri sanal olarak gezebilirsiniz. Sanal tur için yüklenen mekân, fotoğraf, bilgi ve açıklamalar ile Mahzen ve Yedikule Hisarı’ndaki eserlerin detaylarının görülebilmesinden ve okunabilmesinden, Sergi Kataloğu’nun kaliteli olarak hazırlanmasından ve bienal web sitesinde yüzlerce sanatçının biyografilerinden diğer konulara paylaşılan bilgilerden oluşan arşiv, sonraki yıllarda geleneksel İslâm sanatlarının gelişimine dair değerlendirmelerde vazgeçilmez kaynaklar olacaktır. 2018’deki ilk bienaldeki 22 mekâna karşın bu bienalde 4 mekân kullanılmıştır. Nurosmaniye Camii Mahzen, Yedikule Hisarı, Süleymaniye Külliyesi İmareti Darüzziyafe ve Cam Küp Galeri. Her biri birbirini de tamamlayan dört mekândaki eserler, yerleştirmeler, uygulamalar ve bizatihi mekânların kendileri, bienali katman katman inşa ediyor: Bizi bizle tanıştırmak!

Nurosmaniye Camii Mahzen

Nurosmaniye Camii Mahzen’i, sadece kendi fizikî yapısı ile şiirsel bir mekânken, yerleştirilen sanat eserleri ve uygulamalar ile şiirselliğin zirvesi bir mekâna dönüşüyor. Bienalin kalbi: Kalbin içi/Kalbin dışı. 17 eser, mekânın ruhu ile bütünleşmiş durumda: Tahrir-V0, Yeknesak, Sır, An’da Varagele, Sultanın Çeyizi, No Title, Seyr-i Sülûk/Yolculuk, Seyr-i Sülûk/Sesleniş, Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, Yerli Yerleştirme - Minyatür (Alafranga), Benim Yerime, Acaip Yaratıklar - AcAib’ul MAhlukAt, Gevher-i Kân, Zikir, Bildiklerinin Ne Kadarı Senle Yürüyecek?, Mürekkep - Mecmua, Müsbit. Kelimelerin isimler üzerinden yolculuğu, yolculuğun kelimelerden isimlere, isimlerden suretlere, suretlerden hayata akışı. Mahzen: Bedenin kalbi, içinden varlığımızın enerjisi akıyor. Mahzen, aydınlık kubbenin varoluşsal ikizi.

Mekânın kokusu ve nemi, duvar dokusu, birimler arası geçişler, su sızıntılarının sesleri, ıslak yüzeylerin yansımaları, tavan yüksekliği ve biçimleri, yapının kubbeleri, yürüme yolları ve bağlantı patikaları bienalin temasına göre yapılan yerleştirmeler ile her esere bu anlam sonsuzluğunda yükselme ve derinleşme imkânı verir. Nurosmaniye Camii Mahzeni, 2018’de ve 2022’de olduğu gibi bundan sonraki bienaller kapsamında mutlaka kullanılmalıdır.

Yedikule Hisarı

Sanat açısından her bakımdan tek kelime ile “mükemmel bir uygulama” gerçekleşmiş. Kulelerdeki tercihler ve konumlandırmalar, yapılan yerleştirmeler/uygulamalar ile mekân-sanat malzemeleri bütünleşmesi üst seviyede olmuş. Sanki buradaki eserlerin malzemeleri uzun yıllardır buradaymış, hep varmış, yapının doğal uzantılarıymış gibi mekân ile birleşmiş, tevhidleşmiş. Mekân-Tarih-Sanat Uygulaması tümüyle bitişmiş. Sanatsal açıdan Yedikule Hisarı mekân-eser ilişkilendirmesi, Yeditepe Bienali tarihinin zirve uygulamalarından biri olmuştur.

Hazine Kulesi: Çer-Ve, Avlu: Hacivat ve Karagöz, Genç Osman Kulesi: Kanlı Kuyu-Genç Osman’ın 1 Gün Esir Tutulduğu Kule-Genç Osman’ın Yaşamına Son Verildiği Oda, Top Kulesi: Seyr-i Sülûk, Zindan Kulesi: Yükseliş: Beş mekândaki uygulamaların beşi de ancak bu kadar derinlikli, anlamlı ve kalıcı bir mekân-eser bütünleşmesi sağlayabilir, oluşturabilir, yaşayabilirdi. Adeta “her şey yerli yerinde” ifadesinin karşılığı olan ve yeni düşünce ufukları getiren domino taşı gibi etkiye sahip uygulamalar bütünü. Tasarımı, renk-ışık-mekân dokuları, odacıklar ve sanatsal uygulamalar ile etkileyen, içeriği düşünmeye sevk eden, farklı bakış açıları ve düşünceler üreten, mekânın ötesinde bir mekânsızlığı sanat eserleriyle mekân üzerinde katman katman açan bu serginin, bienalin bundan sonraki dönemleri boyunca da öne çıkan ve karşılaştırmalar yapılacak uygulamalarından biri olacağından şüphe yoktur.

Zindan mimarisine uygun dikey bir yerleştirme ve/veya yerindelik veren uygulamalar, bireyin bu dikey mekânsal alanda çok boyutlu bir duygulanım ve düşünme çerçevesi oluşturmasını, bizatihi bedensel bir eylem bütünlüğünde sağlıyor. Sanat eserini/uygulamasını/yerleştirmesini izlemeye gelen gözler olarak değil, bütün varlığınızla adeta mekânın tarihsel bir parçasıymışsınız hissini alıyorsunuz, yaşıyorsunuz, içkinleştiriyorsunuz. Zihinlerde ve ruhlarda silinmeyecek bir deneyim.

YARIN: Mekânlar, Aksaklıklar ve Öneriler"