Grenfell Tower yangını ve düşündürdükleri
Londra'da gerçekleşen Grenfell Tower yangını ile, korkunç bir yangının yüzlerce ailenin hayatını alt üst edişine şahit olduk. Ölümden kötü birşey varsa o da kayıp yakınının yolunu beklemek, hem de gelmeyeceğini bile bile.
İşte bu sebepten belki de, dün Londra'da protestolar gerçekleşti. İlk olarak onlarca insan belediye binasına saldırdı. Yüzü aşkın kişi Başbakan'ın konutundan (10 Downing Street) Londra şehir merkezi Oxford St'e yürüdü "adalet istiyoruz" dövizleriyle.
Haklıydılar...
Bu arada Başbakan Theresa May, olay yerine gittiğinde, güvenlik gerekçesiyle ile, kazazedelerle görüşmemeyi tercih etti.
Başbakan'ın bu tutumu şüphesiz ki büyük tepkilere sebep oldu. Zaten en baştan halka mesafeli duran Bayan May'in bu davranışı "düşük gelir sınıfı ve other's british"lere olan mesafesini tescilledi.
Olayın ardından ise, kendini aklamaya çalıştıkça daha da batan bir başbakan profili izledik. Hiç gerçekleşmesin isterdik ama, bu olay seçimlerden önce olsaydı; Theresa May ciddi oranda oy kaybederdi. Ya da seçim propagandası sebebiyle halkla yan yana bir politikacı oluverirdi.
Bunun yanında muhalif lider Jeremy Corbyn, birçok celebrity, halkın büyük kesimi ve hatta çocukları kazazedelerin acılarına ortak olmaya çalışırken gördük.
Kraliçe, May'in hatasından ders çıkarmışçasına ertesi gün soluğu kazazedelerin yanında aldı. Tabi kraliçenin bu tutumu Başbakan May'e tepkinin artmasına da sebep oldu.
Bu sırada basının tutumu takdir edilesiydi. Başta devlet kanalı BBC olmak üzere, en iyi gazeteciler alandaydı ve tamamiyle kazazelerden yana, hükümete karşı bir çizgideydiler. Olayın sağlıklı soruşturulması için, haysiyetli bir gazetecilik tutumu takındılar bana göre.
BBC'de Gün içinde sürekli dönen Theresa May röportajında, gazetecinin başbakanı nasıl zor durumda bıraktığını izledik durduk. Gazeteci; "hükümette olan sizsiniz, ben değilim, bu ihmal nasıl gerçekleşti" sorusunu ve Başbakan'ın halkla iletişimden kaçmasını sorguladı sürekli. Başbakan'ın cevabı ise ibretlik idi; "güvenlik güçlerinin desteğe ihtiyacı vardı."
Haksızdı, hatasının üzerini örmeye çalıştıkça başka hatalar yapması kaçınılmazdı...
Görünen o ki bu olayın yankıları sürecek. 70 küsur kişi hala kayıp. Yetkililer ölü sayısını gün be gün artırıyor. İlk gün 12, dün 30, bugün henüz bakamadım...
Acılı aileler bir ümit; kayıp yakınlarını bekliyor. Dün bir anne gözü yaşlı; "sadece kızımın gelmesini istiyorum" dedi gelmeyeceğini bile bile...
Suriye'deki savaştan kaçan londrada mühendislik okuyan gencin vefatı herkesi üzdü. Tüm ailesini kaybeden bir genç, kaybettiği annesinin "Kuran'ın kendilerini koruyacağını söylediğini" dile getirirken göz yaşlarına hakim olamıyordu. Para hırsı, ucuz malzeme, önemsenmeyen hayatlar, halka uzak politikacılar yüzünden yine hayatlar kül oldu.
Yazık oldu!
Fakat bu elim olay; görmek isteyen için, gerçek Müslümanların insan hayatına karşı tutumlarını gösterdi. Kazazedelerden biri dile getiriyor; "Teşekkürler Ramazan Ayı, Müslüman gençler olmasaydı, gece camiden dönen müslümanlar olmasaydı, ölü sayısı daha da artacaktı"