Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.41
Gram Altın
2960.40
BIST 100
9139.1
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Temmuz 2022

Fıtrat değişir sanma

CHP’li yazar Özdemir İnce, TELE 1’deyaptığı açıklamalar ile aslında hepimize CHP’nin DNA’sını ve bugünlerde sıklıkla dile getirdikleri “uzlaşmacı” tutumun aslında kurumsal olarak bünyelerine ne kadar ters olduğunu net bir şekilde hatırlattı. Ne demişti Özdemir İnce:

·Ezanın Arapça okunması kültürel emperyalizmdir.

·1975’e kadar tek parti rejimi devam etmeliydi. İnönü seçim yapmamalıydı ve ona kimse hesap sormamalıydı.

·Faşist diktatör Franco, İspanya için mükemmel bir gelecek bıraktı. Aynısı Türkiye’de de olmalıydı.

·TSK’nın darbeler referansı olan İç Hizmetler Kanunu’nun 35. Maddesi, AK Parti tarafından kaldırılmamalıydı.

Bunları dinledikten sonra gerçek bir parti tanıtım broşürü okuyormuş gibi hissettim. Tarihten bugüne, eylem ve söylem noktasında aslında birbirini destekleyen buna benzer yüzlerce açıklama hatırlayabiliriz. Türkiye’ye “demokrasi” getirdiğini övünerek anlatan, bu rejimin kurucu partisi referansı ile siyasi kazanımlar elde eden bu yapının belki de en büyük problemi tanımlamalar noktasındadır. Dünyada anlaşıldığı şekli ile demokrasi kavramının tersine; CHP’nin tekelinde olan, seçim yapıp yapmama konusunda kararı kendi veren, insanların dini özgürlüklerini dikkate almayan, olası istenmeyen bir sonuçta askeri cuntalar marifetiyle seçilmiş hükümeti devirmeyi kendine bir hak gören ve bunu meşrulaştırmaya çalışmaktan gocunmayan faşist bir yapının dışa vuran bir tezahürüydü İnce’nin söyledikleri. Bu düşüncenin CHP açısından garipsenecek bir tarafı yok çünkü CHP “fıtratı” tam olarak budur. Asıl hayret edilmesi gereken şey, bugünlerde yanına aldığı 5+1 ile birlikte “helalleşeceğiz” naraları atanların, gücü ele geçirince neler yaptıklarını / yapacaklarını bilerek bu yaklaşımı muteber bulanların varlığı.

Bugün de fıtrat değişmedi. CHP’nin bu ülkeye vadettiği özgürlüklerin (!) hala ucu bucağı yok. Olası iktidarlarında; istedikleri gazetelere el koyacaklar, TRT canlı yayınında kendileri gibi düşünmeyen insanları yargılayacaklar, meşru hükümete destek veren çiftçisinden öğretmenine, bürokratından esnafına kadar herkesi yaptıkları için cezalandıracaklar. Siyaset üretme noktasında en ufak bir becerisi olmayan bu habis zihniyetin, toplumun her kesiminin üzerinde oluşturduğu baskı ve tehdidin “özgürlük ve demokrasi” vaatleri ile nasıl bir araya getirilip dillendirildiği ise bahsi diğer.

Bugünün siyasi sahnesinde CHP’nin rolü kuzu postu giyinmiş bir kurt olsa da, kamuflaj noktasında çok başarılı olamadığı aşikar. Özgürlükçü ve demokrat bir kılıfın arkasındaki demir yumruğun parıltısı artık net bir şekilde görülüyor. Dolayısıyla; dün ne ise, bugün de o.