Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 Nisan 2023

CHP DEĞİŞTİ Mİ?

Hukukçu Ömer Faruk Uysal

CHP değişiminin ne kadar olduğu ve nereye vardığını görebilmek için, mahiyetine, karakteristiğine bakmak gerekir. CHP otoriter, totaliter, tek adam, tek ideoloji, ebedi ve milli şeflik partisi, Türkiye’ye özgü bir faşizimdir. Sol jargonla; burjuva devrimcisi veya gardrop devrimcisidir. Modernizmin, laisizmin, sekülerizmin, zalim Avrupa’nın, küresel emperyalizmin, kültür emperyalizminin temsilcisi ve icracısıdır.

CHP, Modernizm ve lâdinilik karakteri sebebiyle, Haçlı seferlerini boğan Devlet-i Ali Selçuk ve Viyana’ya kadar fetheden Devlet-i Ali Osman’a bir Avrupalının menfi nazarıyla bakar. Avrupa’ya karşı apolojist (özür dileyici), mahcup ve özentili bir psikoloji içindedir.

CHP en kudretli ilk döneminde, Hilafeti kaldırmış, Kuran’ı yasaklamış, Ezanın asliyetine müdahale etmiş, Hz. Peygamberin Hicret’ini esas alan Hicri takvim yerine Hz. İsa’nın doğumunu esas alan Miladi takvimi getirmiştir. CHP nin etno-seküler ideolojisi en basit ve kısa olarak şöyle anlatılabilir; Batılıya benzeme, mümkünse aynen Batılı gibi olma. Bunu cebri, keyfi, küfri bir metodla sağlama!

İlk çok partili seçim olan 1950’den beri 73 yıldır seçim kazanamayan CHP’nin gittikçe etkisi azalmakta ve tarih dışı kalmaktadır. Bu sebeple eski hassasiyetlerinden mecburen vazgeçmekte ve zikzaklar çizmektedir. Mesela 1950’de ezanın DP’ce aslına rücu teşebbüsünde, ciddi bir itiraz yapmamış, bazı mebusları müspet oy dahi kullanmıştır. Ve yine bir çok CHP’li şapka giyme mecburiyeti getiren devrim Kanunu’nun kadükleşmesine karşı da bir tepki göstermemiş, hatta en koyu CHP’liler dahi şapka takmaz olmuşlardır.

Aziz milletimiz ile doku uyumsuzluğu sebebiyle devamlı kaybedilen seçimler, tarih dışı, anakronik kalmalar sebebiyle çare aramalar başlamış, Ecevit en radikal adımı atmıştır. CHP’nin bu teşkilat ve genetik yapısıyla devam edemeyeceğini ve seçim kazanamayacağını iyice gören Ecevit, Atatürk ve İnönü’den sonra en karizmatik, en çok oy almış, başarılı bir lider olarak, CHP’yi hepten terk etmiş ve DSP’yi kurmuştur.

Altı ok içinde demokrasi yer almadığı gibi, okların herbiri antidemokrasiyi beslemektedir. Ecevit ise partisine Demokratik Sol Parti diyecektir. DSP’nin temel kabulü şu idi; İnançlara saygılı laiklik. Yani eski partim, ne kadar uğraşsak da inançlara saygılı olamıyordu! Çok esaslı, anlamlı ve cesur bir adımdı. Kısa zamanda halkta belli bir karşılık da buldu. CHP’nin baraj altı kaldığı yıllarda birinci parti ve iktidar bile oldu. Ancak bu yeni ve pek değerli sermayesini Merve Kavakçı olayında bir çırpıda tüketti. Çünkü CHP mirasını reddetmişti ama yine de bir CHP evladı idi. CHP rahle-i tedrisatından geçmiş, benzer reflekslere sahipti. Faşizan bir lince öncülük etmekten kendini alamamıştı.

CHP ve değişim denildiğinde akla hemen bu olay gelmelidir. CHP’yi ve liderliğini bırakanlar dahi, CHP’liliği bırakamıyordu. Ecevit’in CHPli refleksleri, Kavakçı olayıyla da sınırlı kalmadı. CHP ruhu peşini bırakmadı. DSP tüm cesaretine, devrimciliğine, iyi niyetine rağmen bugün varlığını sürdüren, ancak anketlerde ve gündemde asla yer almayan, saman alevi gibi parlayıp sönmüş, CHP’li aslına rücu etmiş, bir romantizmden fazlası değildir. CHP değişimini önemseyenler, DSP tecrübesine göz ucuyla olsun bakmıyorlar.