Bir önceki yazımda Erzurum’da Ramazan hazırlıklarının çarşı pazarda olanlarından bahsetmiştim. Bu hazırlıkların belki en önemli kısmı evlerde yapılır. Ramazan kışa denk geliyorsa yaz aylarından itibaren kışın Erzurum’da bulunmayan sebzeler kurutulup bez torbalarda kilerlerde saklanırdı. Yaz meyvelerinden reçeller yapılıp Ramazan’da tüketilecek olanlar kilerin en soğuk bölümüne yerleştirilirdi. Güz aylarında erişteler yapılıp kurutularak yine bez torbalarda bekletilirdi. Güzden pastırmalar alınır, evlerde sucuklar hazırlanır, turşular kurulur, bir ay boyunca yetecek kadar yumurta alınıp kilerin soğuk alanında bekletilir ve bunlar Ramazan ayı başladığında tüketilmeye başlanırdı. Yaz Ramazanları için kilerler doldurulmazdı, çünkü yaz aylarında kar ortadan kalkıp sebze meyve şehre gelebilirdi. Son yirmi otuz yıldır, kış boyunca da her tür sebze ve meyve geldiği ve buzdolapları bu vazifeyi icra ettiği için şimdilerde artık evlerde kiler bulunmuyor.

Kiler, evin ambarı gibidir. Her an çarşıya çıkamayan ev hanımları, eve ani bir misafir geldiğinde hemen kilere girip oradan gerekli malzemeyi bulur ve misafire ummadıkları bir ziyafet çekebilirlerdi. Bu durum Ramazan iftarları için de geçerliydi.

Ramazan’da ibadetler de bu aya özgü değişiklikler gösterir. Mesela teravih namazı yalnızca Ramazan’da kılınır. Ancak ülkemizde sadece Erzurum’da teravih namazının sona ermesiyle birlikte okunan bir dua vardır ki bunu başka hiçbir yerde dinleyemezsiniz. O da “İşfe‘ lenâ yevme’l-arasâti ve’l-mîzân. İrham bi fazlike yâ Rabbe’l-âlemîn. Li men kâle min abîdike âmîn” duasıdır. Anlamı (Allah’ım, kıyamet günü mîzan kurulduğunda bize şefaat eyle! Ey âlemlerin Rabbi, fazlın ile bize merhamet et! Allah’ım, kullarından bu duaya âmin diyenlere de rahmetini esirgeme!)

Teravih esnasında her dört rekâtta bir söylenen salâtü selamlar, teravihin bitişi sırasında son kez okunur okunmaz, camide sesi güzel olan biri tarafından bu dua makamla okunur. Herkes âmin der ve vitir namazına geçilir. Ancak “İşfe‘ lenâ” duasını herkes okuyamaz. Erzurum’da bu duayı TRT Erzurum Radyosu’nun ses sanatçılarından Raci Alkır ve saz sanatçılarından Suat Işıklı güzel okurlardı. Bu iki sanatçı, teravih namazlarını Şeyhler Camii’nde kılar ve onların olduğu zamanlarda müezzin ya da bir başkası bu duayı okumazdı. Lala Paşa Camii’nin müezzini Suat Emlek hoca da güzel okurdu. Sonrasında Süslü Necati lakabıyla bilinen Necati Tutaç da çok güzel okudu ve you tube’da bu okuyuş çok tıklananlar arasına girdi. Dördüne de Allah rahmet eylesin.

Erzurum teravihlerinin aranan bir isimi de Naim Hoca (Naim Gölleroğlu) idi. 1950 yılından 1981 yılına kadar Erzurum Şeyhler Camii’nde imamlık ve vaizlik yapan Naim Hocamız, şehrimizin en sevilen simalarından biriydi. Kendisine özgü üslubuyla verdiği vaazları dinlemek için şehrin her mahallesinden gelenler olduğu gibi, Atatürk Üniversitesi’nin hocaları da onu dinlemek için Şeyhler Camii’ne gelirlerdi. Yalnız akademisyenler mi? Şehrin valisi, emniyet müdürü, diğer daire amirleri de hem Cuma namazlarını hem de teravih namazlarını kılmak için Şeyhler Camii’ne gelirlerdi. Naim Hoca 1993 yılında terör örgütünün Erzurum’un Yavi Beldesi ve Çiçekli Köyü’ne yaptıkları kanlı baskınlar sırasında şehitler için ayaklandıklarında şehrin valisi ve emniyet müdürü tarafından acele olarak evinden getirilip halkın karşısına çıkarılmış ve Naim Hoca da yaptığı etkili konuşma ile olası bir felaketin önüne geçmişti. Bunun üzerine Naim Hoca, ülke çapında tanınır hâle gelmiş, dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı tarafından Ankara’ya davet edilmişti. Hem bir din adamı hem halk adamı hem de millet adamı olan Naim Hoca, aynı zamanda Erzurumspor ve Galatasaray taraftarı idi. Erzurumspor’un hiçbir maçını kaçırmaz mutlaka şeref tribünündeki yerini alarak maçı seyrederdi. Maçlarda da yapıcı tavrıyla öne çıktığı için FİFA tarafından 1997 yılında Fair Play ödülüne layık görülmüş ve ödülü Litvanya’nın başkentinde kendisine takdim edilmişti. Naim Hoca ile ilgili daha geniş bilgi için Dergâh Yayınları tarafından yayınlanan “Halk Adamı, Din Adamı Millet Adamı Naim Hoca” kitabıma bakılabilir.

Erzurum’da Ramazan yaz aylarına denk gelirse serin bir ortamda oruç tutulduğu, kış aylarına denk düşerse günler kısa olduğu için Erzurum’da Ramazan bir başka türlü olur. O bakımdan Erzurum Ramazanları güzel olmakta ve son yıllarda ülkemizin farklı yörelerinde yaşayan Erzurumlular Ramazan oruçlarını tutmak için Erzurum’u tercih ettikleri gibi, Erzurumlu olmayanlar da Ramazan’da Erzurum’a gelmekteler. Bir artı bir veya iki artı bir pek çok ev yapılmış durumda. Ramazan artık Erzurum’da bir inanç turizmi oluşturdu ve birçok ev, Ramazan’daki misafirlerine kapılarını açmakta. Ramazan ayında Erzurum’a bekliyoruz efendim. (Devam edecek).