Z Kuşağı seçmen profili
Tarih boyunca toplum yapıları zamanla ekonomik, sosyal ve siyasal temele dayalı birçok değişikliğe uğramıştır. Her toplumda farklı zaman dilimleri içerisinde gerçekleşen bu dönüşümler yeni kuşakların oluşmasına neden olmuştur. Bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle kuşaklar bir öncekine göre daha ileri seviyede yaşamaya başlamıştır. Her nesil yeni koşullarda yaşamını sürdürürken ihtiyaçlar ve talepler de bu koşullara bağlı olarak dönüşmüştür.
Günümüzde bilginin üretim ve yayılımı oldukça hızlıdır.
İnternetin hayatımıza girmesi ile yüz yüze ilişkiler ve sosyal hayat, yerini
sanal ortamlara bırakmıştır. Bilim ve teknolojinin bu denli gelişmesi bu
dönemde dünyaya gelen nesli diğer nesillerden ayıran bir etken olmuştur.
Özellikle 2000 yılından sonra doğan Z kuşağı teknoloji
çağının jenerasyonudur.
Belli benzer yapılar gösteren kuşaklar arasında en büyük
dönüşüm Z kuşağı ile meydana gelmiştir. Çünkü bu zamana kadar dünyada hiç bu
kadar dijital etkileşimde bulunulmamıştır.
İnternetin neredeyse dünya çapında yaygın kullanımı ile
ülkelerin harita üzerindeki sınırları ortadan kalkmış, insanlar bilgiye ve
diğer kültürlere çok kolay erişebilir hâle gelmişlerdir. İnternetle doğan Z
kuşağı ise diğer kuşaklara göre dijital dünyada çok daha etkindir.
Bilindiği üzere toplumsal kuşaklar, içinde bulunulan dönemin
en kapsayıcı özelliğine göre adlandırılır. Z kuşağı dediğimiz, 1995 veya 2000
yılından sonra doğan teknoloji kuşağı, online kuşağı, bilgisayar kuşağı olarak
adlandırılan bu kesim Hayata geldikleri andan itibaren akıllı cep telefonları,
tabletler, bilgisayarlar vasıtasıyla teknoloji ile iç içe yaşamaya
başlamışlardır. Önceki kuşakların birçok değeriyle yabancılaşma problemi
yaşayan Z kuşağının en önemli özelliği ise diğer kuşaklar tarafından tam
anlamıyla anlaşılamıyor olmasıdır.
Kuşaklar arası çatışma olması doğaldır çünkü dönemsel olarak
algılar ve tutumlar değişmektedir.
Diğer kuşaklara göre oldukça farklı yapıda olan Z kuşağının
seçmen davranışları için net bir tanımlama mümkün değil. Akışkan bir dijital
dünyada oldukları için bütünsel ve tutarlı bilgi ve fikir yapısına sahip
olmakta zorluk çekmektedirler. İnternetteki algoritmalardan dolayı, sürekli
benzer fikirlerin yayınlanması bu kuşağı belirli bir kalıbın içine sıkıştırabilmektedir.
Ancak esnek zihin yapıları gereği istedikleri anda yeni arayışlara girerek
algoritmanın değişmesini sağlayabilecekleri de bir gerçektir. Bu da onların
hangi siyasi fikir içinde organize olacaklarına ilişkin bir muğlaklık
yaratmaktadır.
Dünyanın teknolojik anlamda gelişmesiyle birlikte günümüzde
siyasal partiler özellikle Z kuşağı seçmenlerine ulaşma noktasında yeni
iletişim yolları üretme konusunda mahir oldukları söylenemez.
Zira 2023 yılı seçimlerine doğru siyasi partiler yoğun bir
propaganda dönemine girerken Z kuşağının önemli bir seçmen kitlesi olması
önemli ve belirleyici bir durumdur. Ancak şu da bilinmelidir ki, Z kuşağının
sanıldığı gibi sadece internet bağımlısı ve bir kısmının çabuk manipüle
edilebilir olmadığıdır.
Yaşam koşullarının farkı Z kuşağının da kendi içinde
farklılaşmasına neden olmuştur. Ancak teknoloji tüm Z kuşağının ortak
noktasıdır. Özetle bu gençlerin, teknolojiden etkilenerek politik fikir
geliştirdikleri açık olmasına rağmen bazı grupların geleneksel politik tavrı
sürdürme isteği sosyolojik bir eksikliktir.
Siyasal katılmayı etkileyen birçok faktör Z kuşağı için de
geçerlidir. Bu kuşağın en önemli özelliği özgürlükçü olmalarıdır. Bu yapıları
herhangi bir partiye karşı sadakatlerini azaltmaktadır. Yüzer-gezer oyların en
çok Z kuşağında olacağı düşünüldüğünde seçmen çizgisizleşmesini engellemek için
bu kitlenin ne istediğine önem vermek gerekmektedir. Bu tür Kararsız seçmenlere
ulaşabilmek için siyasi partiler teknolojiyi yoğun kullanmak durumundadırlar.
Artık radyo, televizyon ve gazete, internetin Z kuşağı
üzerindeki etkisi kadar önemli yer tutmamaktadır.
Sosyal açıdan seçmen davranışları çok farklı bileşenlerden
meydana gelen kompleks bir konudur. Sosyoekonomik yapı, politik çevre, din,
psikoloji ve toplumsal yapının modern veya geleneksel olması, kitle iletişim
araçları bireyin oy verme tutumunu etkileyen faktörlerdendir.
Hem siyaset bilimi hem de siyaset sosyolojisi içerisinde yer
bulan seçmen davranışları konusu Z kuşağı bağlamında daha da önem kazanmaktadır.
Önümüzdeki tüm seçimlerde Z kuşağı kayda değer bir oy
oranına sahip olacaktır.
Görünen; seçmen
davranışlarının bu kuşağın genel görünümünden bağımsız biçimde yine kültürden,
gelenekten, dinden, ekonomiden ve psikolojiden etkilenmesidir.
Sonuç itibariyle, Bu detayları doğru okuyan, hem seçmen hem
de gençlerle ilgili siyasetini popülizm yerine yapısal değişikliklerle inşa
eden ve gençleri nesneleştiren söylemlerden uzak duranların başarılı olacağı
bir seçim yaşayacağımız muhakkak.