Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.42
Gram Altın
2953.94
BIST 100
9352.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Nisan 2023

Z Kuşağı seçmen profili

Tarih boyunca toplum yapıları zamanla ekonomik, sosyal ve siyasal temele dayalı birçok değişikliğe uğramıştır. Her toplumda farklı zaman dilimleri içerisinde gerçekleşen bu dönüşümler yeni kuşakların oluşmasına neden olmuştur. Bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle kuşaklar bir öncekine göre daha ileri seviyede yaşamaya başlamıştır. Her nesil yeni koşullarda yaşamını sürdürürken ihtiyaçlar ve talepler de bu koşullara bağlı olarak dönüşmüştür.

Günümüzde bilginin üretim ve yayılımı oldukça hızlıdır. İnternetin hayatımıza girmesi ile yüz yüze ilişkiler ve sosyal hayat, yerini sanal ortamlara bırakmıştır. Bilim ve teknolojinin bu denli gelişmesi bu dönemde dünyaya gelen nesli diğer nesillerden ayıran bir etken olmuştur.

Özellikle 2000 yılından sonra doğan Z kuşağı teknoloji çağının jenerasyonudur.

Belli benzer yapılar gösteren kuşaklar arasında en büyük dönüşüm Z kuşağı ile meydana gelmiştir. Çünkü bu zamana kadar dünyada hiç bu kadar dijital etkileşimde bulunulmamıştır.

İnternetin neredeyse dünya çapında yaygın kullanımı ile ülkelerin harita üzerindeki sınırları ortadan kalkmış, insanlar bilgiye ve diğer kültürlere çok kolay erişebilir hâle gelmişlerdir. İnternetle doğan Z kuşağı ise diğer kuşaklara göre dijital dünyada çok daha etkindir.

Bilindiği üzere toplumsal kuşaklar, içinde bulunulan dönemin en kapsayıcı özelliğine göre adlandırılır. Z kuşağı dediğimiz, 1995 veya 2000 yılından sonra doğan teknoloji kuşağı, online kuşağı, bilgisayar kuşağı olarak adlandırılan bu kesim Hayata geldikleri andan itibaren akıllı cep telefonları, tabletler, bilgisayarlar vasıtasıyla teknoloji ile iç içe yaşamaya başlamışlardır. Önceki kuşakların birçok değeriyle yabancılaşma problemi yaşayan Z kuşağının en önemli özelliği ise diğer kuşaklar tarafından tam anlamıyla anlaşılamıyor olmasıdır.

Kuşaklar arası çatışma olması doğaldır çünkü dönemsel olarak algılar ve tutumlar değişmektedir.

Diğer kuşaklara göre oldukça farklı yapıda olan Z kuşağının seçmen davranışları için net bir tanımlama mümkün değil. Akışkan bir dijital dünyada oldukları için bütünsel ve tutarlı bilgi ve fikir yapısına sahip olmakta zorluk çekmektedirler. İnternetteki algoritmalardan dolayı, sürekli benzer fikirlerin yayınlanması bu kuşağı belirli bir kalıbın içine sıkıştırabilmektedir. Ancak esnek zihin yapıları gereği istedikleri anda yeni arayışlara girerek algoritmanın değişmesini sağlayabilecekleri de bir gerçektir. Bu da onların hangi siyasi fikir içinde organize olacaklarına ilişkin bir muğlaklık yaratmaktadır.

Dünyanın teknolojik anlamda gelişmesiyle birlikte günümüzde siyasal partiler özellikle Z kuşağı seçmenlerine ulaşma noktasında yeni iletişim yolları üretme konusunda mahir oldukları söylenemez.

Zira 2023 yılı seçimlerine doğru siyasi partiler yoğun bir propaganda dönemine girerken Z kuşağının önemli bir seçmen kitlesi olması önemli ve belirleyici bir durumdur. Ancak şu da bilinmelidir ki, Z kuşağının sanıldığı gibi sadece internet bağımlısı ve bir kısmının çabuk manipüle edilebilir olmadığıdır.

Yaşam koşullarının farkı Z kuşağının da kendi içinde farklılaşmasına neden olmuştur. Ancak teknoloji tüm Z kuşağının ortak noktasıdır. Özetle bu gençlerin, teknolojiden etkilenerek politik fikir geliştirdikleri açık olmasına rağmen bazı grupların geleneksel politik tavrı sürdürme isteği sosyolojik bir eksikliktir.

Siyasal katılmayı etkileyen birçok faktör Z kuşağı için de geçerlidir. Bu kuşağın en önemli özelliği özgürlükçü olmalarıdır. Bu yapıları herhangi bir partiye karşı sadakatlerini azaltmaktadır. Yüzer-gezer oyların en çok Z kuşağında olacağı düşünüldüğünde seçmen çizgisizleşmesini engellemek için bu kitlenin ne istediğine önem vermek gerekmektedir. Bu tür Kararsız seçmenlere ulaşabilmek için siyasi partiler teknolojiyi yoğun kullanmak durumundadırlar.

Artık radyo, televizyon ve gazete, internetin Z kuşağı üzerindeki etkisi kadar önemli yer tutmamaktadır.

Sosyal açıdan seçmen davranışları çok farklı bileşenlerden meydana gelen kompleks bir konudur. Sosyoekonomik yapı, politik çevre, din, psikoloji ve toplumsal yapının modern veya geleneksel olması, kitle iletişim araçları bireyin oy verme tutumunu etkileyen faktörlerdendir.

Hem siyaset bilimi hem de siyaset sosyolojisi içerisinde yer bulan seçmen davranışları konusu Z kuşağı bağlamında daha da önem kazanmaktadır.

Önümüzdeki tüm seçimlerde Z kuşağı kayda değer bir oy oranına sahip olacaktır. Görünen; seçmen davranışlarının bu kuşağın genel görünümünden bağımsız biçimde yine kültürden, gelenekten, dinden, ekonomiden ve psikolojiden etkilenmesidir.

Sonuç itibariyle, Bu detayları doğru okuyan, hem seçmen hem de gençlerle ilgili siyasetini popülizm yerine yapısal değişikliklerle inşa eden ve gençleri nesneleştiren söylemlerden uzak duranların başarılı olacağı bir seçim yaşayacağımız muhakkak.