Yabancı düşmanlığı ve sonucu
ABD’nin
metropolü New York’ta salı sabahı metroya gaz bombası atıp rastgele ateş eden
saldırganın kimliği belirlendi. Frank James (62) isimli saldırgan, 33 el ateş
edip 23 kişinin yaralanmasına yol açtığı olay sonrası kayıplara karıştı. Başına
50 bin dolar ödül konulan James, dün saldırıyı yaptığı Manhattan’da yakalanmış.
James'in
YouTube kanalında New York'taki suçu kınayan, sosyal hizmet uzmanlarıyla olan
kavgalarını detaylandıran, beyaz insanlara, Yahudilere ve iklim değişikliğine
karşı öfkesini dile getiren yüzlerce video yayınladığı ortaya çıkmış.
Videolarında her şeyi öldürmek istediği ve insanlara karşı öfke dolu sözleri
varmış."Artık 63 yaşındayım, nefret
dolu, öfke dolu ve acı doluyum."diyormuş.
Görüldüğü
gibi kendisine uymayan gruplara kızan, saldıran bu kişinin psikolojisi ortada
ve hızını alamayarak çok sayıda kişiye ateş açmış.
Maalesef
şimdi de Türkiye’de bize sığınmış mazlum ve mağdur insanlara karşı düşmanlık
körükleyen tipler belirdi. Diyelim bunlardan biri haddini aşan küstahlık mı
yaptı hemen sosyal medyada ve diğer yayın organlarında tahrik edici bir tarzda
verilerek onların tümüne karşı önyargı ve nefret oluşturuluyor.
Zaten
devletimiz de bu konuda hassas davranıyor ve problem çıkaran, asayişi bozan
mülteciler hakkında işlem başlatarak sınır dışı ediyor.
İçişleri
Bakanımız Süleyman Soylu:
“Göç hep vardı. İnsanlık tarihi
boyunca vardı. Taş kalpliler anlamaz, göç hep acıydı, hep hüzünlüydü, göç hep
ağıtlar yaktırdı, şiirler yazdırdı. Ama belki tarihte ilk kez; medeniyetin güya
en gelişmiş olduğu bir çağda göç meselesi, tarihin hiç görmediği kadar büyük ve
küresel bir krize dönüştü.
Göç yollarının taşlarını, Batı
emperyalizmi döşedi. Ama kriz başlayınca da ilk kaçanlar onlar oldu. Botların
kurşunlandığını mı görmedik. Sahile vuran bebek cesetleri mi görmedik.
İnsanların çırılçıplak soyulup donup ölsünler diye Meriç Nehri'ne bırakılmasını mı görmedik. Limanlara yanaştırılmayıp
Akdeniz'de serseri mayın gibi gezen göçmen gemilerini mi görmedik.
Batılı gazeteci kadınların bile
mültecileri tekmelediği insanlık dışı sahneler mi görmedik. Hepsini gördük.
Batı, o süslü medeniyet maskesini, göç meselesinde çıkarmıştır. Tıpkı terörde
çıkardığı gibi. Tıpkı uyuşturucuda çıkardığı gibi.Tıpkı salgında ve küresel
krizlerin tamamında çıkardığı gibi. Yıllarca bize insan hakları üzerinden ayar
üstüne ayar verenlerin, maskesinin altında ne olduğunu, işte en son göç
meselesiyle gördük. Hem bu tavırlarıyla gördük. Hem de Ukrayna meselesindeki
halleriyle gördük”
dedikten sonra şu sözleri eklemiş:
“Biz bugüne kadar tam
317 bin 98 kişiyi sınır dışı ettik. 2016'dan bugüne kadar 19 bin 336
Suriyelinin de asayiş sorunları sebebiyle ülkeden çıkışı sağlandı.”
Görüldüğü
gibi gereken yapılıyor ve uyumsuzluk gösterenler geldikleri yere gönderiliyor.
Ancak bazı muhalefet liderlerive bilhassaküçük bir partinin genel başkanı
yabancı düşmanlığını körüklüyor. Adeta onlara nefret saçıyorlar.
Lütfen
empati yapalım ve kesimler arasında düşmanlık ve nefret yaymayalım. Bu
herkesin, insanlığın özellikle de ülkemizin zararınadır. Yoksa sözünü ettiğimiz
ABD’li gibi vahşi tiplerin oluşmasına ve kışkırtılmalarına zemin
hazırlamayalım.