Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.43
Gram Altın
2954.99
BIST 100
9293.99
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 May 2022

Tarihi lekelemek !

“Türk desen töresinde yok, İslam desen inancında yok, insan desen vicdanında yok. Sen bu kadar kötü olmayı hangi genetik soy veya zihinden miras aldın” diye sorsak anlamayacak tıynette bazıları, mülteciler üzerinden yine karıştırmak istiyor ülkemizi.

Mesele, yanlış yürütülen politikalara dikkat çekmek olsa, eksikleri gidermek, daha sistemli şekilde, daha kontrol edilebilir ve hem mültecileri hem milleti memnun edecek tekliflerle konuşulsa denilecek bir şey yok.

Fakat bu zihniyet buz gibi ırkçılık yapıyor. Hem ırkçı hem İslam düşmanı… Faşizm damlıyor her kelimesinden, kan vahşet, katliam yağma beklentisiyle salvoları saydırıyor her tarafa.

Müslüman Türk tarihinde soykırım yoktur. Türk tarihinde mazluma saldırmak yoktur Türk tarihi Batının yüzlercesiyle dolu soykırım ve katliam tarihine benzemez. Bu yüzden, kendi soykırım tarihlerini aklamak için Ermeni meselesini öne sürüyorlar. Onun için mülteciler üzerinden koca bir milletin başını öne eğdirecek işler peşindeler…

Ukrayna-Rusya savaşında artık herkesin ikiyüzlülüğünü gördüğü Batının tavrı bizi çokta ilgilendirmiyor. Çünkü Batı, çıkarı olmadan kendi milletine bile insan gibi davranmayan, yaptığı iyiliği muhakkak bir pazarlık karşılığında yapan anlayışa sahip.

Zaten Batının sömürgeci politikaları değil mi dünyada bu kadar insanın vatansız yersiz yurtsuz kalmasına sebep?

Batı için genel olarak Doğu insanı, özelde ise Müslümanlar insan bile sayılmıyor.

Bizdeki Batıcıların da bakış açısı maalesef onlardan farklı değil. İçimizde görünüp emperyalist ülkelerin kullandıkları etki ajanları son dönemde etkin şekilde çalışıyor. Ve maalesef ektikleri zehirli tohumlar yeşerip boğacak hale gelmek üzere milleti.

Kendisini Batı değerlerine ait hisseden, yaşam tarzı aynı onlar gibi olan hiçbir ulvi düşünce, aidiyet ve inancı olmadan sadece maddeci bir kafayla yetiştirilmiş belirli bir kesim var ki, bu etki ajanlarının tesiriyle mazlumlara diş biler hale geldiler.

Devlet bu konuda çaba gösteriyor fakat mültecilerin entegrasyonundan süreç yönetimine belirli eksikler olduğu görülüyor. Bunlar hem insanımızın hem de mültecilerin güvenli şekilde süreci geçirmeleri için doğru şekilde ele alınmalı.

Belirli bölgelerde kontrolsüz yığılmalar, bu işi çatışma unsuru haline getirmek isteyenlerin pervasızca her türlü yalan yanlış bilgilerle algı operasyonu çekmeleri, politikacıların tamamen insani olan bir durumu siyasi bir çıkar hadisesine dönüştürüp nefret dilini yaygınlaştırmaları derken, bazı şeyler bizleri korkutmakta.

Korkumuz, bin yıldır mazluma kucak açmış Anadolu insanının yiğitlik merhamet ve cömertlikle yazılmış tarihine leke sürmek isteyenlerin palazlanmasınadır. Anadolu bin yıldan fazla bir zamandır mazlumların sığındığı ana kucağı olmuş, Türk devleti de baba rolüyle bu mazlumlara babalık yapmış, korumuş sahiplenmiş.

Biz Müslümanız, öncelikle inancımız gereği mazluma sahip çıkarız. Biz Türk'üz töremiz gereği bize sığınanı korur gözetiriz. Ve hepsinin ötesinde biz insanız. Vicdanımız var. İnsan olanı ölüme yollamayız. Her şeyi politik malzeme yapan vicdansızlardan farkımız var.

Vicdanlı insanların yaşadığı, mazlumların sığınağı olan Anadolu'yu, tarih önünde lekelemek derdinde olanlara fırsat vermemeliyiz.

Provokasyonlara, milletin sinir uçlarını kaşıyan ırkçı faşist etki ajanlarına, milleti dolduruşa getiren kötülere engel olmak ve mültecilerin güvenlik ve entegrasyon sorununu çözmek devletin işidir.

Süreç kontrolü, yapılan iyilik kadar önemlidir. Sonra kapımızı açıp bağrımıza bastığımız mazluma “içimizden görünen birileri” zarar verirse bunun lekesini hiçbir şey temizleyemez.

En çok da bundan kaygı duyuyoruz. En çok da içimizden görünüp inancımıza ruhumuza kültür ve töremize düşman olan zihniyetin mazlumlara zarar vermesinden ve buna engel olamamaktan korkuyoruz. Derdimiz, yazımız, çabamız buna mahal verilmesin diyedir.

Bu topraklar, mazlumlara açılan kollar hürmetine, yerin üstündekilerden daha çok altındaki Şehitler ve zahitler hürmetine, dünyanın öbür ucundaki mazlumların acısını kendi acısı gibi yaşayan güzel yürekli insanlar hürmetine ayakta duruyor. Ülkemizin yüzünü yere düşürecek kişi ve olaylara karşı devlet gereğini yapmalıdır.

Görünen o ki, seçim öncesi bu mesele daha da kaşınacak ve kontrolden çıkartılmak istenecek.

Rabbim vatanı milleti ve mazlum ümmeti muhafaza etsin…