Stratejik aktör: MÜSİAD
1990 yılından bu yana faaliyette olan, 14 bin üyesi, 60 bini
aşan üye şirketleri ve 4 milyondan fazla istihdamıyla Türkiye'nin en büyük
sivil toplum kuruluşu olan MÜSİAD'ın yeni kabine ile beraber ekonomimizdeki
stratejik önemi artacak gibi duruyor.
Hepimizin, yeni Hazine ve Maliye Bakanı ve Merkez Bankası
Başkanı'nın kim olacağına kitlendiği bir esnada gözümüzden kaçan ve üzerinden
yeterince durulmayan bir görev değişikliği daha gerçekleşti.
Ticaret Bakanlığı makamını Sayın Mehmet Muş' tan devralan Sayın.
Ömer Bolat son derece kritik bir isim.
Marmara Üniversitesi Ekonomi mezunu olan, yüksek lisansını
Amsterdam'da tamamlayan, doktorasından profesörlüğüne kadarki sürecinde ülkemiz
üniversitelerinin farklı alanlarında çalışmalar yapan, İstanbul Sabahattin Zaim
Üniversitesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi'nden dersler veren, 30’a yakın
rapor, 4 kitap ve 300’ü aşkın makalesi yayınlanan bir akademisyen.
Ayrıca MÜSİAD Yönetim Kurulundaki 15 yıllık görev süresi
içinde 7 yıl Genel Sekreter, 4 yıl Genel Başkan Yardımcısı ve 4 yıl MÜSİAD
Genel Başkanı olarak görev yapmış bir isim. Atanana kadar MÜSİAD Yüksek
İstişare Heyeti Üyeliği de devam ediyordu.
Tüm bunlarla beraber Bolat, Albayrak Medya CEO'luğu,
TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. Yönetim Kurulu üyeliği ve daha
onlarca vakfın yönetici üyeliğini de gerçekleştiriyordu.
Çok iyi düzeyde Almanca ve İngilizce bilen, hem akademinin
hem de ticaret ve sanayinin merkezinden gelen Bolat'ın göreve getirilmesi
Ticaret Bakanlığı'nın yeni kabinede çok ciddi bir rol oynayacağının en bariz
kanıtı olarak karşımızda duruyor.
Bu görev değişikliği ve kabinenin yeni aktörleri üzerinden
okuma yapıldığında, her ne kadar Ortodoks politikalara dönüş için Syn. Şimşek
ve ekibine özerk bir alan açılmış olsa da resmin kalanından Türkiye' nin son
yıllardaki "yerli ve milli" mottosu ile bölgesel güç olma yolundaki
adımlarına devam etmek üzere plan yaptığı anlaşılıyor.
Bu nedenle de her ne kadar ekonomi yönetiminde dışarıya
doğru küresel konsepte uygun bir fotoğraf verilse de içeride dinamiklerin bir
sonraki adım ve mastır plan lehine çalışmaya devam edeceği öngörülebiliyor.
Dolayısıyla MÜSİAD bu dönemde özellikle sanayi açısından,
yerli ve milli üretim konseptinde oluşturduğu kolektif güçten ötürü çok daha
öne çıkacak gibi duruyor.
Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı'nın katkısı, Ticaret
Bakanlığı'nın özellikle ihracat kanallarının açılmasındaki desteği ile bambaşka
bir tablo ile karşılaşacağız gibi duruyor.
Tüm dünyada temsilcilikleriyle ülkemiz ticaretine kapı açan
MÜSİAD üyelerini, Ticaret Bakanlığı ataşelikleriyle maksimum senkronizasyonla
çalıştırma potansiyeli olan bir bakanın atamasının, üretim ve ihracat açısından
ne demek olduğunu şimdilik çok kavrayamasak da yakında hep beraber
anlayacağız...
Hal böyle olunca, başta MÜSİAD üst düzey yönetimi olmak
şartıyla tüm üyelere büyük vazife düşüyor. 33 yıllık bir serüven sonrası
olgunluk çağına erişmiş olan MÜSİAD'ın her üyesinin bu denklemi en iyi şekilde
değerlendirip, ülkemiz ürünlerini tüm dünyaya en yüksek kalitede ve en uygun
fiyatla ulaştırması, her pazarda Türk ürünlerine alan açması, tüm dünyayı karış
karış gezip fırsatları yakalaması, kalite artışı için son teknolojiyi takip
edip ülkemize getirmesi ve son olarak katma değerli ürünler için hiç durmadan
çalışması gerekiyor...
Rabbim yardımcıları olsun...