Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Sen asıl kendini yaktın!

Nihayet Mescid-i Aksa’yı da yaktın ey yahudi
Asırlardır insanlığın ruhunu yaktığın gibi ey yahudi
Aya çıkarak göğe çıktığını sandın ey yahudi
Göğe çıktığına inanır inanmaz
Büyük Peygamberin göğe çıktığı yeri yaktın ey yahudi
Mescid-i Aksa’yı yaktın ey yahudi
Daha doğrusu yaktığını sandın ey yahudi
Senin yaktığın gökteki Mescid-i Aksanın ancak
gölgesidir ey yahudi
Senin yaktığın Mescid-i Aksanın ruhu değil,
Taş, toprak ve ağaçtan işaretidir ey yahudi
Ölüler gibi donmuş bizlere de
Belki Mescid-in ateşinden bir köz düşer de
Buzlarımız çözülür ey yahudi
Sen vaktiyle peygamberlere ihanet ettiğin gibi
Şimdi de
Onların en büyüğünün miraca çıkış noktasına
Göğe yükseliş noktasına ihanet ettin
Sen asıl kendi kurtuluşuna ihanet ettin
Mescid-i Aksanın ruhu yakılmaz
Yakılan ancak taş ve topraktır
Sen asıl kendini yaktın ey Yahudi

(Sezai Karakoç)

Taşlar, topraklar, dağlar yanar da, yanmayan ruhtur, özgür ve teslim ruh Allah’a kendini adayan ruh yanmaz dostlar...

Üstat yıllar önce ne güzel seslenmiş. Değişen bir şey yok oysa zulüm aynı zulüm, Yahudi aynı Yahudi.

Oysa değişmeli değil mi dostlar, değişip dönüşmeli, zulme karşı dur demeli insanlık.

Ölüler gibi donmuş bizlere” de bir diliş ruhu akar gibi oluyor insanlığın kurumuş yaşam damarlarına her kıyımda her katliamda, acılarından ilham alıyoruz kutlu beldenin. Üstat ne manidar ifadelerle anlatıyor oysa. Evet, ölüler gibi donmuş bir ümmet bakıyor, çaresiz eli kolu bağlı, Kudüs’te yangın var, Doğu Türkistan’da kıyım var oysa.

Sahillere dökülüyor postalların tekmelediği mazlum mülteciler. Ve insanlık dramatik bir film sahnesi gibi seyrediyor tüm yaşananları. Batı seyrediyor, Amerika seyrediyor…

İşte o zaman içimizde bir şeyler eriyip gidiyor, zamanın dağınık, çaresiz demlerine.

Oysa bilmeliyiz ve hissetmeliyiz ki; çare biziz, her bir fert tek tek çare.

Taşı toprağı yanar da Kudüs’ün Gazze’nin ruhu yanmaz. O ruh yüce bir ruhtur. Nice peygamberler geçmiştir kutlu ve mukaddes topraklardan. Yahya’yı katledenler, Zekeriya’yı şehit edenler, İsa Peygamberi çarmıha gerenler ah Yahudi sen bitmeyen, tükenmeyen zulümlerin hikâyesini en kanlı destanlar gibi yazdın bu mübarek beldeye.

Şimdi işte o kutlu o güzel beldede bir avuç Filistinli özgürlük, adalet sancağının altında yaşamak için mücadele ediyorlar. Ümmet oysa suskun. Ümmet oysa satılmış kapitalist zihniyetlere, Amerikan mandasına girmiş Arap milletleri.

Ama değil mi ki onların güvendikleri Rableri, onların güvendikleri teslim oldukları Allahları var.

Şimdi Kudüs kuşatmalardan sonra şenlikli bir hava ile bayram sevinci yaşıyor. Şehit masum çocukların, genç kadınların, masum insanların daha kanı kurumadı oysa.

Şimdi dostlar, Gazze’nin yıkılan evlerini, Kudüs’ün yangına uğramış fakir ama kutlu sokaklarını yeniden imar etmek için hepimiz yardımlar yapmalıyız.

Yeniden yeniden inşa etmeliyiz hep birlikte, bu inşa bizi de inşa edecektir inanın buna. Buna gönülden inanın, ümmetin çaresizliğine çare olursanız Rabbiniz de sizin dertlerinize derman olur. Siz çaresizlere çare olup Allah’ın davasını omuzlayıp onun davasına yardım ederseniz Rabbiniz de sizin dünyalık dertlerinize derman olur.

Kimin elinden ne geliyorsa, şimdi yardım zamanı dostlar. Kudüs’e yapılanlara tepki gösterdiğimiz gibi zulüm altında inleyen Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz için de tepkimizi koyarak, insanlık ailesinde yaşanan bu vahşete dur deme zamanlarındayız.

Zor günlerden geçtiğimiz zamanlarda, pandeminin terbiye etmediği insanlığın azgınlık zamanlarında Rabbim kimsesizlerin sahibi olan Rabbim sen onlara kurtuluş ver sen onlara özgürlük ve salah ver. Bizleri o muhteşem kardeşlerimize zayıf ve çelimsiz imanlarımızı kavi eyleyerek o kutlu, soylu insanlara hami eyle Allahım.

“Senin yaktığın Mescid-i Aksanın ruhu değil,
Taş, toprak ve ağaçtan işaretidir ey yahudi
Ölüler gibi donmuş bizlere de
Belki Mescid-in ateşinden bir köz düşer de
Buzlarımız çözülür ey Yahudi”

Ölüler gibi donmuş ruhlarımıza Üstadımızın dediği gibi Mescid - i Akasa’nın ateşinden bir köz düşer kimbilir, kimbilir duyarsız, donmuş ruhlar çözülür, merhamet ırmağı mazlum coğrafyaya akar durmaksızın…

Haydi dostlar şimdi yıkılanı yapma zamanı, yaralara merhem olma zamanı şimdi hemen şimdi kimin elinden ne geliyorsa, gücü neye yetiyorsa harekete geçme zamanı…

Haydi dostlar, hemen şimdi haydi!