Nereye Kadar?
Bu ülkede azınlık ama sesi her zaman gür çıkan ve maalesef onca darbeye onca ihanete
rağmen gerçek anlamda hesap sorulmadığı için hâlâ güç sahibi, hâlâ milleti manipüle edebilecek imkanı olan bir kesim var. Yıllarca babalarının
malı gibi çöreklendikleri devleti sömürerek elde ettikleri güç ile her türlü
işi çevirebilecek, illegaliteden çekinmeyen, fırsat buldukları anda da darbe
yapacak bir kesim.
Atatürkçülüğü ellerinde kılıç ve kalkan gibi kullanan ve vurmak istediklerinde bu kılıçla
vurup, yaptıkları yanlışlar hesap sorulacağı zaman da bu kalkanla kendilerini
savunan bir kesim…
Dünyanın salgın hastalıkla hallaç pamuğu gibi savrulduğu, birçok ülkenin dünya
savaşı için hazırlık yaptığı, sınırımızda
PKK devleti kurmak için her türlü planı icra ettikleri, Mavi Vatan projesiyle
deniz kıta sahanlığı mücadelesi için savaşı bile göze aldığımız bir zamanda bu
zihniyetin tek derdi hâlâ milletin inancı, ibadeti, kıyafeti…
Bu aslında psikologların ciddi olarak araştırıp incelemeleri gereken bir
psikolojik sorun. Yahu, heykel yaparak ülkenin kurtulacağına
inanan, Müslüman bir ülkede Namaz kılanları düşman gören, kandil kutlama mesajı
atıyor diye devlet görevlilerini ihanetle suçlayan bir zihniyete başka kim ne
teşhis koyabilir.
Nereye kadar böyle devam edecek?
***
Her ekonomik krizde her yargı kararında her yatırım hamlesinde, siyasi
olarak ülkenin ve
milletin geleceğini ilgilendiren her adımda “birilerinin isyan çıkartacağı,
darbe yapacağı, belirli kesimleri sokağa döküp çatışmaya yol açacağı” düşüncesiyle
nereye kadar gidecek bu millet ?
Doğru düzgün hesap sorulmadan bu milletin huzur bulması ve ülkenin ayağa
kalkması mümkün değilken bu durum nereye kadar devam edecek?
Ülkemizin ilerlemesinin önündeki en büyük engeldir bu zihniyet...
Bu zihniyeti tarihin ve vicdanların önünde yargılayıp yıllardır yaptıkları zulüm
ve yanlışların ülkenin ilerlemesini engellemelerinin hesabi sorulmadan bize
rahat yok.
Bunu sadece ideolojik görüşlerinden dolayı diyor da değilim. İslam’a
inanmıyormuş, namaz kılanları tasfiye etmek istiyormuş, din düşmanı imiş falan diye değil
sadece. Bu düşüncede olanların vatana faydası yok hatta zararı var. Çünkü İslam’a
düşman olan vatana da düşmandır. Çünkü bu topraklar bin yıldır İslam toprakları
bu millet Müslüman bir millet. İslam düşmanı olan birsinin hem bu vatana hem
millete düşman olmasından daha doğal ne olabilir? Biraz geriye gidin, bu
ülkenin savunma sanayisini yok eden, uçak yapımını engelleyen, araba yapımını
engelleyen ve hâlâ engellemek için her türlü şaklabanlığı yapan bu zihniyettir.
Her fırsatta millete silah zoruyla efendilik yapan ama Batının ülkemizi
sömürmesine göz yuman bu zihniyettir. Sınırımızda, bir adım sonrası Doğu ve
Güneydoğu bölgemizi de kopartmanın ilk adımı olan PYD-PKK devletinin kurulmasını
“en azından onlar laik gül gibi geçiniriz” düşüncesinde olan bu zihniyettir.
Devletin ve milletin hem inanç hem de çıkar noktasında kadim düşmanı
emperyalist ülkeleri dost zanneden ve Batının çıkarını ülkenin çıkarından daha
önemli gören bir zihniyettir.
Bu zihniyet bu milletin sırtındaki yük ayağındaki prangadır.
***
Darbeci, İslam ve millet düşmanı Batıcı zihniyet ile hesaplaşmadan hiçbir şekilde rahata eremez bu
ülke.
Bu böyle gitmez, gitmemeli. Hesap sorulması gerekenlerden ülkemize ve milletimize
karşı işledikleri suçların hesabını sormalıyız.
Önümüzdeki süreç belki de dünya savaşına doğru giden bir süreç, Yeni sınırlar, yeni paylaşımlar ve dünyanın yeniden dizaynı… Bu
hengamede içerde doğru düzgün bir nizam tesis edilemezse dışımızda yaşanan
olaylarda piyon olmaktan başka rol verilmez bize. Ekonomide, tarımda, sanayide hukukta, sosyal
ve siyasi her kurumun terakkisi için adımlar atmak zaruret ama asıl önemlisi
milletin ruhen birlik içinde olmasıdır.
Her adımda çelme takılacak mı düşüncesiyle yol yürünmez.
Kıyıda köşede fırsat kollayanların tökezlememizi beklediğini bilerek adım atılmaz.
Darbeci, Batının kuklası, milletin inancına değerlerine iradesine düşman zihniyetle
hesaplaşmadan ilerleme kat edilmez.
Hastalık müzmin halde devam ederse bünye çöker, tedavi zorlaşır. Bu hastalıklı
zihniyetten kurtulmak gerek.
Yeter artık.
Nereye kadar böyle devam edecek?