Mısır'daki İdamları durdurmalıyız !.
İdamlar başladı. Şu satırları yazarken kukla yargı
tarafından idam cezası verilen 25 yaşındaki Motaz Hassan’ın bugün idam edildiği
açıklandı.
Oldu-bitti ile diğer mazlum Müslümanları da idam edecekler.
Biz sesimizi çıkartmaz, tepkimizi dile getirmezsek...
İşkence haneye ve idam sehpalarıyla dolu kocaman bir ülke
haline geldi Mısır.
Uzun bir zamandır öyleydi aslında ve tarihinde ilk kez
halkın oyları ile seçilen Muhammed Mursî’nin seçilmesine bu durumun
değişeceğini ümit ediyorduk. Öyle de olmaya başlamış,
Mursi ve ekibi ülkeyi emperyalistlerin ve onların kuklası
olan diktatörlerin zulüm dolu uygulamalarından kurtarma çabasındayken darbe ile
indirildi.
Seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi de dahil İhvan'ı üst düzey
yöneticileri ve binlerce masum insanın da Şehadetine sebep olan zalimce bir
darbe vuruldu Mısır halkına, iradesine, ruhuna...
Mısır'da idamlara, darbeci Sisi’nin koca ülkenin işkence
haneye çevirmesine ses çıkartmayan emperyalist ülkeler Suriye de Irak'taki
Filistin'de Mıyanmar'da ve Türkiye'de darbe ve katliamlara tepki vermediler,
vermiyorlar.
Çünkü o demokrasiyi dillerine pelesenk eden, insan hakları
havariliğine soyunan, özgürlükten, halk iradesinden bahseden emperyalist Batı
için en önemli kural, bütün bunları Batının çıkarlarına uygun iktidar ve
devletler için savunmaktan çekilmedi hiçbir zaman.
Sömürü çarkına karşı çıkan, kendi ülkesinin menfaatine uygun
davranan her yönetim onlar için iktidardan "nasıl olursa olsun"
indirilmesi gereken iktidardır.
Nasıl olsa darbe yapacak bir asker, darbeyi destekleyecek
medya, onları alkışlayacak devşirilmiş azınlıkta olsa bir kesim bulunurdu.
Demokrasi, Batı için kendi politikalarını uygulayıp istediği
ülkeyi sömürebilmenin basit bir argümanı. Bu söylem üzerinde dünyaya - bizim
gibi ülkelere- tahakküm edebilme fırsatını sağlıyor.
Dünyada her nerede bir savaş varsa, iç karışıklık,
yoksulluk, yokluk, sefalet, kuraklık, ölüm, kargaşa varsa orada emperyalist
Batı vardır. Ön planda görünen yerel kuklalar, işbirlikçi firmalar, zihni iğfal
edilmiş kalemler, raportöre dönüşmüş akademisyenler boynundaki tasma ile Batı
çıkarlarını savunan kendi milletini hor gören politikacılar olsa da, arka
planda muhakkak Batı vardır.
Mısır halkı onca zulme karşı başlarını eğmedi. İdamlar
inançlarından vazgeçiremedi ve dik duruşlarını bozmadan onurlu şekilde
direniyorlar. Fakat meselenin bir yönü de şu. Zalim zalimdir. Kötülük zalimin
temel karakteridir. Zalimin zulmünü engelleyebilmenin tek yolu güçtür.
Çünkü zalimler güce tapar güce boyun eğer güce saygı duyar.
Zalimde merhamet olmaz.
Bizdeki Batı kuklası darbecilerden pay biçin. Dün Fırsat
bulduklarında idam sehpaları kurup on binlerce Müslümanı darağaçlarında
sallandıran zihniyet yarın fırsat bulsa, direnemez ve hak ettikleri cevabı
vermezsek daha beter zulümleri yapmayacaklar mi?
Sisi’nin baltacısı Esed’in Şebbihasıyla aynı zihniyette aynı
ideoloji ve mezheptekilerin Müslüman Anadolu insanını gözünü kırpmadan
katletmekten imtina edeceğini mi sanıyorsunuz?
Adamlar bunu açık açık bu günden söylüyorlar zaten...
Bir tarafıyla zalimin zulmüne onurumuzla direnmek ama esas
itibariyle o zulmü yapmasını engelleyecek her türlü mücadeleye hazır olmak
gerekir.
Mısır'daki idamları durdurmak için elimizden ne geliyorsa
yapmak zorundayız. Zalim eliyle Şehit olanlar kurtuluyor. Zalim ise elbette
dünya ve ahirette zillete mahkûm. Ama bu duruma ses çıkartmayan, tepkisini
göstermeyen, taraf olmayanın vebali çok ağır olur.
İnancımız ve onurumuz için bütün zalimlere karşı mazlumdan
yana tavır almak ve zulmü engelleyebilmek için çaba göstermek bizim aslı
vazifemiz olmalı.
Şehit edilen kardeşlerimizin şehadetleri mübarek olsun.
Rabbim Müntakim ismiyle bütün zalimlerden hesap sorabilecek
gücü versin bizlere.
Rabbim mazlum, esaret altında işkence gören kardeşlerimizin
yardımcısı olsun.