Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz
Yazı başlığımdaki söz belki kimilerinize tanıdık gelmiştir. Bu söz Türkiye’nin 9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e ait. Süleyman Demirel’in bu sözü söylediği yıllarda (10 Ağustos 1970) ülkede ekonomik bunalımlar vardı. 1 ABD Doları 9 liradan 15 liraya çıkarılmıştı. Daha sonra 1978 yılına kadar değişik zamanlarda mini devalüasyonlar uygulamasına gidilmişti. O zamanlar da, bu zamanlar gibi ekonominin büyük meselelerini Demirel şakacı üslubuyla kapatarak tarihe geçmişti.
Yıl 2022, gözle görünür, hissedilir bir ekonomik sorunumuz
var. Fırsatçılar, stokçular, sürekli halkın keyfiyle oynayan olumsuzcular…
Bunları mesele etmeden durabilir miyiz? Geçen yıl ve bu yıl stokçuluk yapan tam
14 bin firma, 101 bin ürün incelenip soruşturma başlatıldı. Bunları mesele
etmeden olur mu?
BİZ BİRBİRİMİZİN
İLACIYIZ
Bugün Hrant Dink’in
katledilişinin 15. yılı. 15 Temmuz’a uzanan ilk hain kurşun onun bedenine
saplandı. Biz biliyoruz ki bu milleti ayrıştırmak, birbirine düşürmek, kin
tohumlarını serpmek için seçilmiş biriydi Dink. Çünkü kardeşliğin, barışın,
birlik ve beraberliğin simgesiydi. Bu suikastla hedeflenen algı, tetikçi Ogün
Samast’ın Türk bayrağıyla çekilmiş görüntülerinin servis edilmesiyle
sağlandı.
“Ben üç dil
biliyorum. Ermenice, Kürtçe ve Türkçe. Benim bu üç dil hiç kavga etmiyorlar,
barış içinde yaşıyorlar!” demişti Hrant Dink. Her zaman barışı birliği
savunmuştu. Bugün katledilişinin 15. yılında dahi hala Hrant Dink üzerinden
çirkin siyaset yapmaya çalışanları da tanıyoruz, onu öldürenleri de!