Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.40
Gram Altın
2952.84
BIST 100
9300.95
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Ağustos 2022

Mahşeri kargaşa!

“Anadolu…Kıt’alar arası tarihî hesaplaşmaların geçit meydanı, medeniyetlerin sergi evi, mahrem ve muazzam Asya’nın, Avrupa’ya bakan cumbası…” diyor Üstad Necip Fazıl İdeolocya Örgüsü’nde.

İnsanlık adeta kaybettiği ruhunu arıyor ve bu arayış macerası tüm arzı sarsacak olayları doğuruyor.

Büyük bir fırtınanın neredeyse tüm dünya sathını kaplamaya başladığı bir dönemde her şeyin merkezi ve yenidünyanın nasıl olacağını belirleyecek olan Anadolu’dur.

Medeniyetin merkezi olmasına rağmen maalesef neredeyse iki asırdır kaos içinde varlığını sürdürmeye çalışan Doğu, bugün yeniden aydınlığa çıkma çabasıyla çırpınırken, neon ışıklarıyla şeytani yüzünü saklayan ve insanlığı karanlık yüzü olan Batı tarafından kendi ikbali için yine yeni kargaşalara sürüklenmek isteniyor. Batı tüm yeryüzünü yangın yerine çevirme emelinden asla vazgeçmiyor.

Bugün dünyada yaşanan gerilimlerin, iç karışıklık, savaş ve işgallerin arkasında Batının menfaat ve tahakküm gayesi var.

Batı açısından, kendi çıkarları söz konusu olduğunda Doğulu, Müslüman dünyaya karşı Batılı gördüğü Rusya-Ukrayna savaşından sonra dün Çin ve Tayvan arasında, bugün ise Kosova ve Sırbistan arasında bir gerginlik yaşandı. Afganistan- İran sınırında, Taliban ve İran ordusu arasında çatışmalar devam ediyor. Irak yeni bir iç savaşın eşiğinde. Amerika ve Avrupa’nın elbirliği ile Suriye’de kurmak istedikleri PKK devleti projesine karşı çıkan Türkiye’yi sıkıştırma hamlelerinden olan Yunanistan piyonunu sahaya sürmeleri, önümüzdeki günlerin hem ülkemiz hem bölgemiz için çok sıcak geçeceğini gösteriyor.

Çevremizde parıldayan her kıvılcım, zaman, zemin ve ruh olarak Anadolu ile alakalıdır. Sınır olarak ne kadar uzakta olursak olalım işin ucu nihayetinde gelir bize dayanır. Çünkü çift kutuplu dünyanın aydınlık yüzünü bu toprakların insanları oluşturur. Karanlık yüzler ise bütün planlarını bu milleti sindirmek üzerine inşa eder.

Son hamleleri asıl itibariyle İsrail’in “Arzı Mevud-Büyük İsrail” planında “Fırat Nehri ayağını oluşturan PKK devletini” kurmak isteyen emperyalist AB-D’ye karşı Suriye operasyonuna devam eden Türkiye’ye karşı tabir caizse yeni cepheler açarak engelleme çabalarına şahit oluyoruz.

Irak sınırımıza yakın bir yerde PKK’nın saldırısıyla hayatını kaybeden masum çocuk ve sivillerin ölümünü ülkemize fatura ederek Irak bölgesinde bize karşı bir provokasyon gerçekleştirmek istemeleri de. Amerika’nın gazına gelerek ülkesindeki her askeri üssü ABD askerlerine teslim eden Yunanistan’ın ısrarla 12 mil meselesini kaşıması da bizim PKK üzerine yapacağımız operasyonla bağlantılı.

Sınırımızda bir terör devletine izin vermeyeceğimize dair yaptığımız her açıklamaya karşılık Amerika ve Avrupa’dan ses geliyor.

Türkiye’ye karşı PKK-PYD için beton sığınaklar inşa eden Fransa’da 102 milletvekili, PYD’ye övgüler düzerek Türkiye’nin yapacağı Suriye operasyonuna karşı bildiri imzaladı.

Amerika Türkiye’nin imha ettiği PKK’lılar için taziye yayınlamaya devam ediyor.

Almanya hem içişlerimize karışıp Kavala meselesi üzerinden lüzumsuz açıklamalar yapıyor hem Yunanistan’a açık destek vererek tarafını belli ediyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ; "FETÖ'yü de, PKK'yı da, DAEŞ'i de Amerika pişirmektedir, Avrupa üzerinden Türkiye'ye göndermektedir.” Şeklindeki açıklaması, asıl düşmanın kim olduğunun farkında olunduğunu gösteriyor. Fakat dünya askeri siyasi ekonomik ve sosyal olarak bir kargaşaya doğru hızla ilerlerken göz göre göre gelen fırtınaya, hatta kasırgaya karşı gereken tedbirlerin yeterli şekilde alındığına dair mutmain bir hissiyat oluşmuyor bizlerde.

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu “Müslümanlara şu ikazı yapayım: Pek yakında kopacak olan mahşeri kargaşa şartları için hazır olun ve güçlerinizi ikmal edin.” Diyordu bir eserinde.

Savaşların manevi gücün öncülüğünde maddi güç ile yapıldığının idrakiyle içerde birliği bozan unsurları da tasfiye ederek mahşeri kargaşaya hazırlanmak zorundayız.