Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2963.04
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Mart 2021

Kafanız mı iyi kardeşim?

Her kötü hadiseyi, ki o kötülüğü yapan alkollü, suçu barda pavyonda gayri ahlaki bir zeminde, düşünce ve yaşantısıyla gayri ahlaki bir durumda bile olsa suçu İslam ve Müslümanlara atma hastalığına yakalanmış tipler var ya, bir de bu tiplerin –tabir caizse- daha “entel, okumuş yazmış, edebi ve akademik” olanları var.

Yakın zamanda “İslam Devletinin ne kadar kötü; demokratik, liberal, laik, seküler ve çağdaş bir devletin ise ne kadar iyi olduğundan ve öyle devletin, herkese olduğu gibi Müslümanlara da özgürlük getireceğinden” bahseden yazar-çizer takımın “yüksek fikirlerini serdettikleri yazılara rastladım.

***

Yüz yıldır her yönden saldırıyla ezilen, baskı altında tutulan Müslüman dünyanın, siyasi askeri, iktisadi ve kültür olarak maddi-manevi hallaç pamuğuna çevirmek için baskının zirveye çıktığı son yirmi-otuz yılını baz alıp, İslam Devletinin kötü ve zalim, “Liberal, demokrat, seküler, laik” bir devletin daha adil, özgürlükçü ve güvenli olacağı üzerine ciddi ciddi konuşuyorlardı.

Üstelik bunu AK Parti iktidarına muhalefet maskesiyle, sanki AK Parti İslami bir nizam tesis etmiş de, 19 yıldır o sistem ile devleti yönetmiş gibi yapıyorlardı.

Sanki son iki yüzyıldır yeryüzünde gidebildikleri her karış toprağı sömüren, işgal eden, kan deryasına çevirenler “demokrasiye inanan, liberal, laik çağdaş” Batı ülkeleri değil de Müslümanlarmış gibi yapıyorlardı...

Mazlum her milleti ama özelde Müslüman dünyayı sömürmek için işgal eden, milletleri sadece Müslüman oldukları için soykırımla yok etmeye çalışan, fiilen veya kuklaları eliyle insanların inancını, kültürünü, yaşam tarzını, değiştiren ve buna engel olmak isteyenleri yok eden Müslümanlarmış gibi…

***

Dünyanın yüzde doksanına yetecek serveti elinde bulunduran ve bu serveti mazlum milletler ama özellikle Müslüman Coğrafyayı sömürerek ele geçiren Emperyalist Batı baronları değil de; mesela her yıl beş-altı yüz milyar dolar sömürge haracı alarak Afrika’yı sefalete iten ve bu durum değişmesin diye kıta ülkelerinde iç savaşlar çıkartan, insanları birbirine kırdıran (sadece bir Avrupa ülkesinin yaptığı bu) demokrasi ve aydınlanmanın (!) başkenti Fransa değil de Müslümanlarmış gibi…

Küreselleşti denilen dünyada askeri, ekonomik siyasi ve maalesef kültürel olarak hâkim güç, yaşanan savaşların, işgallerin yokluk ve sefaletin sebebi demokrasi nutukları atan Emperyalist liberal özgürlükçü laik Batı değil de “İslam Devletiymiş” gibi...

Son yüz elli yılda iki yüz milyon insanın doğrudan veya dolaylı ölümünden bizzat sorumlu Hristiyan Batı’nın, soykırım lekesiyle dolu geçmişini unutturmak için, son yirmi yılda, o da işgaller ve katliamların ortaya çıkardığı ve bana göre organizasyonunu da kendisinin yaptığı bazı vahşet görüntüleri üzerinden İslam’ı vahşi, Müslümanı katil gibi gösterme operasyonu gibi, yaşanan her kötülük savundukları sistemin bir ürünüyken, faturayı İslam’a ve Müslümanlara kesme kurnazlığı ya kasıtlı yapılan bir şeydir, yahut cehaletin nirvanasına çıkmaktır.

***

Ülkemizde de durum farklı değil.

AK Parti iktidara gelince İslami bir nizam tesis etmiş de, kanunlar İslami ölçülere göre yapılmış, İslami eğitim modeline geçilmiş ve yetişen nesiller bu modelle yetiştirilmiş gibi sallayıp duruyorlar. Sanki ekonomik düzen İslam fıkhı esas alınarak belirlenmiş, yaşam tarzı İslam’a göre dizayn edilmiş, mesela laik Batıcı eğitim sisteminde okuyan, hayatı boyunca medyada televizyonda, internette, eğitiminde, iş düzeninde, ticaret- para ilişkisinde, mahkeme-kanunlarda, sosyal hayatta, sokaklarda gördüğü her şey Batı yaşam tarzını, laik batı yaşam tarzını dayatmanın eseri değilmiş, insanımızın hayatı her yönüyle laik, seküler, demokratik, liberal kurallarla kuşatılmamış da İslam’a göre belirlenmiş gibi, yaşanan her hadisede İslam’ı ve Müslümanları sebep gösterenlerin en iyi niyetli ifadeyle cahil ve sığ değerlendirme yapmalarından gına geldi. Okuyun, öğrenin, yeter artık geliştirin kendinizi…

Sistem sizin örnek gösterdiğiniz Batıcı, demokratik, liberal ve laik bir sistem… Yaşanan her olumsuz hadise bu sistemin sonucudur. Hem dünyada hem ülkemizde…

Bu sistemde iktidara Müslüman kimliğinden utanmayan, Müslümanlara zulmetmeyen insanlar geldi diye sistem değişmedi. Birçok olumlu adım atılmasına rağmen sistem aynı olduğu müddetçe başa en hassas, en takvalı insanı getirseniz yaşanan olumsuz şeylerin çoğu yine yaşanacak çünkü sorun kötülüğü doğuran sistemde. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan kapitalist sistem, maddiyat için birbirinin gözünü oyabilirsin diyen liberal ekonomi, ahlakı değil bencilliği, hedonist yaşam tarzı için hiçbir değer tanımamayı öğütleyen “özgürlük” anlayışında. Bireysellik adı altında insanları rüzgarda yaprak gibi savuran anlayışta. Şairin “en büyük öksüzlük köksüzlüktür” dediği gibi, insanları atalarından, tarihlerinden kopartacak hale getiren eğitim modelinde. Sadece maddeye değer vermeyi öğütleyen ve menfaatinden başka hiçbir kıymet ölçüsü tanımayan anlayışta. Doğruyu doğru olduğu için desteklemeyi, yanlışa yanlış olduğu için karşı çıkmayı politik çıkarlarına aykırı gören ve bunun için hakikati savunamayan politikacıların yazarların sanatçıların gazetecilerin akademisyenlerin topluma örnek olmasında.

Böyleyken İslami sistem kötüdür yollu yazıları şayet buna “vazifeli değilse” ancak kafası iyiyken yazabilir !

Çünkü hem ülkemizde hem dünyada mevcut sistem sizin savunduğunuz sistem. Bizim değil