Hayvan terörü!
HAYVAN terörü yaşanıyor ülkemizde. Her gün sokak köpeklerinin veya iki ayaklı hayvanlar tarafından sahiplenilmiş ama beslenilmesi yasak olan vahşi köpeklerin bir insana yaptığı saldırı haberiyle başlıyor günlerimiz.
Gözümüzün önünde dört yaşında çocuğa kocaman bir köpek
saldırıyor, üç dört yetişkin adam çocuğu köpeğin ağzından zor alıyor. Bu
değişik zihniyet "köpekler durduk yere saldırmaz " ona ne yaptılar
acaba?” diyebiliyor.
Bir yerde insanlar evlerinden saldırıya uğrayabileceği
korkusuyla çıkıyorsa, çıkarken on türlü tedbir alıyorsa, çoluk çocuğunu hemen
yan sokaktaki bakkala bile yalnız gönderemiyor, çocuk her dışarı çıktığında,
ailesi acaba dönüşte köpekler saldırır mı korkusu yaşıyorsa o şehirde
insanların can emniyeti kalmamıştır.
Devlet insanların can emniyetini sağlamak zorundadır. Sokaktaki hayvan
özgür yaşasın derken insanlara hapis hayatı yaşatmak zulümdür.
İki yüzlü tavarlar!
Ülkemizdeki özellikle seküler, laik ve solcu kesimin bu
konulardaki ikiyüzlü tavrı kemikleşmiş ve siyasi bir tutum haline gelmiş adeta.
Kadın hakları savunuculuğu diye yola çıkıp meseleyi İslam
düşmanlığına getiren, aileyi hedefe koyan ve hatta “erkeklere ölüm”
dövizleriyle sokaklara dökülecek kadar şirazesinden çıkmış anlayışla aynı bakış
açısı.
Hayvan haklarını savunduğunu söyleyen kesimlerin çoğu
insanların yaşadığı vahşete duyarsız kalıyor. Bu duyarsızlıklarını
“örtmek-gizlemek” için böyle bir yolu benimsiyorlar belki de.
Bir psikopatın bir sokak köpeğine yaptığı saldırıyı günlerce
gündem yapıp merhamet tellallığına soyunan kesimden, psikopat bir manyağın
Suriye’li olduğu için yakarak öldürdüğü insanlara veya bir köpeğin saldırısında
paramparça olan el kadar çocuğun acısını hissettiklerine dair bir tek kelime
duyamıyoruz mesela.
Önce merhamet olacak
İnsana merhameti olmayanın hayvana merhameti olur mu? İnsan
sevmeyen hayvan sevebilir mi? Bu tiplerin çoğu hayvan beselemeyi sadece bir
statü, bir süs aracı olarak görüyor aslında.
Bizim için her canlı değerlidir ve hiçbir canlıya durduk
yere zarar verilmez, zulüm yapılmaz. Merhametsiz davranılmaz. Fakat hayvan
insandan daha değerli de görülmez.
İnsan ile hayvan eşit değildir! Bir insanın hayatına kast
ediyorsa orada insan hayatını korumak esastır.
Varlık skalası, insan, hayvan, bitki ve cansız varlıklar
olarak belirlenmiştir. İnsanın zarar gördüğü yerde hayvan öne çıkamaz. Hayvanın
zarar gördüğü yerde bitki… Bu zihniyet
hayvan ile insanı aynı kefeye koyuyor ve “Senin hakkın varsa onun da hakkı var”
diyerek durumu eşitliyor. Elbette her canlının hayat hakkı vardır. Lâkin insan
hayatını tehlikeye sokan unsurlara karşı tedbir almak hayvanlara karşı olmak
değildir. İnsan ile hayvanı eşitlemek
yanlış bir anlayıştır. İnsanla hayvan nasılsın eşit olur?
Batı’da bırakın hayvan haklarını, kadınların şeytan mı insan
mı diye tartışıldığı, kendilerinden başka her milleti aşağılık sınıf olarak
gördükleri zamanda hayvanlar için vakıflar kurmuş, saraylar inşa etmiş,
hayvanlara zulmedilmesini yasaklamış bir medeniyetin çocuklarıyız biz. Allah’ın
yarattığı her canlıya “merhamet etmeyene merhamet edilmez” düsturuyla merhamet
gösteren ecdadın çocukları.
Bu noktada insan hayatını tehlikeye sokan, insanların korku
dolu hayat geçirmelerine sebep olan özellikle sahipli Pitbull ve benzer vahşi
cinslerleler birlikte, sokakları işgal eden köpekler konusunda acilen ve etkili
bir şekilde tedbir alınmalıdır.