Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Depremlerle yıkılan gönülleri ve dahi evleri onarma birlik zamanları

Uğultular, kızıl kara haykırışlar, çıldırtan yalnızlıklar sardı her yanı.

Bütün sırları âyân eden, dipsiz karanlıkların,

Uçurum bakışların ötesinden, iç parçalayıcı ağıtlarla o ses geldi.

Tüneller açmak için Ferhatlarınd bile delmeye kıyamadığı dağlar delindiğinde…

Deniz yarılıp, ikiye bölündüğünde…

Ve mavi denizlerin, köpüklü dalgalarla dövdüğü sahillere gökdelenler kondurulduğunda

Gökyüzünün mavi beyaz aydınlığı, kara dumanlarla kirletildiğinde…

Kara toprağın bağrı, onmaz sancılar taşıyan, katran karası asfaltlarla döşendiğinde…

O anda. Yani doğayı alt ettiğim söyleyen insanoğlunun,

Bunu başardığını haykırdığı anda…

Her şey patladı, dağıldı, savruldu…

Olan oldu.

Neden sonra her şeyin tükendiğini anladı insanlık.

Tek bir şeyin gerçek olduğunu.

Ve kaybettiğini.

Mallarını, canlarını, tüm sevdiklerini.

Yüreklerindeki depremler arzın sallanışını

Derinden soluklanmalarla tekrar tekrar dans edişini adeta kışkırttı.

Ve yığılan tüm eşyanın üzerinde, sorgu dolu mahcup bakışlar gezinir oldu.

Mal ve eşya yığmanın buruk hüznü kuşattı yalnız yürekleri, mühendislerin, profesörlerin, fay hatlarının kapısı çalındı boşuna.

Sonra o kapının, en büyük ve en sağlam kapının önünde durdu insanlık

Ve anladı:

Kendi evlerinde bile kiracılar olarak yasayan şehrin göçebeleri olduğunu.

Depremler olacak, arz sallanacak…

Asıl insanlık kendine gelmeli. Artık dürüst ve namusluca inşa edilmeli şehirler. Betondan, demirden çalınarak yapılan yapılar olmamalı artık... Her türlü inşayı yapan insanoğlu kendini misafir edecek binaları da şahitlik makamında inşa etmesini bilmeli. O şuurla yaklaşmalı. En iyi şekilde ama açgözlülüğe düşmeden inşa etmeli şehirleri. Az ve öz olarak, sağlam, kendisine mezar olan değil, kendisini koruyacak binalar inşa etmeli artık.

Efendimiz, “Dünyada bir garip veya bir yolcu gibi ol” diye asırlar öncesinden sesleniyor.

Fani dünyanın duraklarında sorumluluk bilinci ile bize yakışan halde, eşref – i mahlûkat olarak her yaptığımızı iyi ve güzel, doğru ve sağlam yapmamız gerekiyor.

Arz sallandı ve biz gördük çürük olanlar yıkılmaya mahkûmdur. O nedenle kavi bir imanla, sağlam bir duruşla içinde yaşadığımız, emanet bırakacağımız şehirlerimizi de sağlam ve mukîm bir şekilde inşa ederek geriden gelenlere miras bırakmamız gerekiyor.

Eşsiz Sanatkâr Mimar Sinan’ın inşa ettiği camilerin o büyük o kadim mabetlerin neden tek bir minaresi bile büyük depremlerde yerinden oynamaz. Bu şuurdur, bu iman gücüyle, sorumluluk bilinciyle yapılmış ve gerçekten dua gibi nişaneler olarak mübarek şehre inşa olmuş eserlerdir.

Arz sallandığında dostlar, yaşadığımız hayata, dünyadaki misafirlik süremize, elimizden gelen gelmeyen imkânlara, imkânsızlıklara, sorumluluklarımıza, kulluğumuza, eksik yanlarımıza bir daha bakalım…

Arz sallandığında kendimizi muhasebeye çekelim dostlar, şimdi muhasebe zamanlarındayız…

Mucizeler yaşanıyor arz sallandığında, birlik ve beraberlikle yaşanıyor bu muhteşem mucizeler. Umudumuzu yitirmiyoruz ve pres halini almış apartman yıkıntılarının içinden gözyaşları ile canlar kurtulsun diye beklemedeyiz. 58. saat mucizesi İdil kızımız kurtarılıyor. Sonra gün ışıyor, saatler artık günler geçmiş aradan ama Allah’ın mucizesi devam ediyor, Elif bebek kurtarılıyor.

Şimdi birlik ve beraberlik zamanı dostlar, depremde gönül yaralarımızı, birlikte saralım. Bu millet büyük ve güçlü bir millet her daim düşenin, yıkılanın, depremzedenin yanında olmuş, şimdi de güzel İzmir halkının yanında olma zamanları…

Rabbim güzel vatanımızı korusun tüm afetlerden… İzmir’in güzel insanlarına geçmiş olsun, bir daha yaşanmasın afetler…