Demokratik Dünya Düzeni Dedikleri !\u2026
"Houston, bir sorunumuz var. Ciddi bir sorun. Yavaş ama geri döndürülemez biçimde,Türkiye uçuruma doğru ilerliyoru2026"
Foreign Policy'de, yazan ABD eski Başkanı Bush'un Yardımcısı Dick Cheney'in Ulusal Güvenlik Danışmanı olan John Hannah.
Egemen oldukları dünya, hallaç pamuğu gibi oradan oraya savruluyor fakat bütün AB-D nin tarassut noktası Türkiye özelinde İslam Coğrafyası. Bir mahalle arasında iki delikanlının kavgasını ideolojik kılıfla haberleştirecek müptezel bir tetikçinin! haberi için açıklama yapacak ve "kaygısını" dile getirecek adeta nöbetçi eczane gibi nöbet bekleyen Batılı bürokrat ve gazeteci var galiba..
Sorun, kontrollerinden çıkan Türkiyeyi yeniden ehlileştirme sorunu. Batı ekonomik ve ruhi anlamda çöküş durumundayken, kontrol edilemez ve bin yıllık tarihinin sırtına yüklediği misyonun şuuruna varacak bir Türkiye ile ne yapacaklarının kaygısını çekiyorlar. Biz ne yaparsak yapalım onlar, istediklerini yazmaya, söylemeye ve buna dair kararlar almaya devam edecekler.
Senin, onların çerçevesini çizdiği demokratik düzen ile hareket etme çabanın onlar için hiçbir kıymeti yok. Demokrasi, üçüncü dünya ülkelerini daha rahat kontrol edip, bu ülkelere müdahale etme hakkını ellerinde tuttukları bir argümandan öte bir şey değil. Demokratik düzeni korumak için, demokratik yolla gelen iktidarı demokratik yolla indiremeyecekleri kesinleştiği için demokrasi adına darbe yapılmasını istiyorlar.
Ordu bu gaza gelmiyor maalesef, o zaman sokakları ele geçir ayaklanma çıkart, yemedi mi?u2026 Kürtleri ayaklandır, ayaklanmıyorla !u2026 sarayın önüne bir milyon kişi topla, o da mı olmadı, yargı darbesi, olmadı, savcı darbesi, olmadı stk darbesi, olmadı liselileru2026 Güçleri yetmez diye yanlarına eşcinselleri de ekleyelim u2026.
Her şey demokrasiyi korumak adına!
Hasılı kelam neticede bir hesaplaşma yaşanıyor ve en ufak sokak gösterilerinden basit bir adli vaka haberine kadar, Ak parti ve Tayyip Erdoğan üzerinden İslama ve Müslümanlara saldırı aracı olarak kullanılmayan hiçbir şey kalmadı memlekette. Belli ki daha da keskinleşerek yaşanmaya devam edecek bu durum.
Artık mevcut entegre olunan mevcut dünya düzenine alternatif fikir sistemini hayata geçirecek adımlar atmanın varoluş savaşının en önemli ayağı olduğunu idrak etmemiz gerek. Çünkü karşı taraf her şekilde bunu engellemeye çalışıyor. Sistem değişikliğini engellemeye. Bizi mevcut sistem kurallarıyla oynayarak dize getirmeye çalışıyor. Bir yandan bu sistem içinde mücadele ederken asıl olan kendi dünya görüşümüze uygun sistemi oluşturmayı hedeflemeyen her hamle boşa atılan bir adımdır. Neticesinde istesek de istemesek de işin varacağı nokta burasıdır ve imkan ve kabiliyet en üst noktadayken yapılması zararı en aza indirecektir.
Bunun dışında pek bir seçeneğimiz yok ülke olarak.
("Akademya" dergisinin Üsküdar Belediyesi ile ortaklaşa düzenlediği ve benimde konuşmacı olarak katılacağım "Yürüyen Büyük Doğu Sempozyumu", Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde 24-25 Haziran 2016 Cuma-Cumartesi günleri 12:00-19:00 saatleri arasında Avrasya Salonu'nda gerçekleştirilecek. Okuyucularımızı bekleriz inşallah )