Asıl hedef kim?
RUSYA’nın Ukrayna sınırına yaptığı askeri yığınak, ardı ardına gerçekleştirilen tatbikatlar ve tarafların gerilimi artırmaya dönük açıklamalarıyla, büyük bir savaş kapıda görünüyor.
Amerika başta olmak üzere Batı bloku, ısrarla Rusya’nın
Ukrayna’yı işgal edeceğine dair propaganda yapıyor. Önceki gün, ABD Başkanı Joe
Biden," Rusya Devlet Başkanı Putin'in Ukrayna'yı işgal etmeye karar
verdiğini ve gelecek haftalarda saldıracağını üstelik Ukrayna'nın başkenti
Kiev'i de hedef alacağına inandığını" açıkladı. Ardından İngiltere
Başbakanı Boris Johnson, "Kanıtlar Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğini
gösteriyor. Korkarım ki gördüğümüz plân, 1945'ten bu yana Avrupa'daki en büyük
savaşa neden olacak" dedi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen, “Rusya tarafından,
uluslararası düzenin kurallarını yeniden yazma amaçlı bariz bir girişimle karşı
karşıyayız” dedi.
Almanya’dan gelen açıklamalar konuya pek taraf olma
heveslisi olmadıklarını gösterirken, Fransa lideri Emmanuel Macron’un “Ben de
bir dünya lideriyim” gösterisine dönen arabuluculuk hevesi, hangi noktaya
evrildi henüz belli değil.
Bu açıklamalara Kremlin; Rusya'nın Ukrayna'yı işgal edeceği
iddiaları 'provokasyondur' diye cevap veriyor. Ama işgal iddialarını reddettiği
her açıklamaya “ABD ve NATO'nun
Rusya'nın güvenlik taleplerini ciddiye alması ve bunlara somut ve yerinde cevap
vermesi gereğini vurgulayarak, Donbas çevresindeki ihtilafın çözümü için Ukrayna’nın
yapılan anlaşmaları uygulamaya başlaması gerektiğini ve bölgedeki Rus
vatandaşlarına karşı saldırıları durdurması gerektiğini ekliyor.
En dikkat çekici olanını ise geçen hafta NATO Genel
Sekreteri Stoltenberg yaptı. Stoltenberg, Ukrayna etrafında Rus işgal
güçlerinin hazır tutulduğunu belirterek, NATO'nun Avrupa'nın orta ve
güneydoğusunda muharip birlikler konuşlandırılması çalışmaları için askeri
heyetleri görevlendirdiğini bildirdi.
Avrupa’nın
güneydoğusu!
Avrupa’nın güneydoğusu neresi biliyor musunuz? Rusya değil
Türkiye!
Savaşın sadece Ukrayna-Rusya arasında olacağını
düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. ABD ve Batı’nın ateşi körükleyen açıklamalarını,
uzun zamandır hemen dibimizde, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya'ya yapılan
askeri yığınaklarla birlikte okuyun! Romanya’daki ABD üssüne sevk edilen
binlerce tank ve zırhlı aracı, sınırımıza kırk km. uzağındaki Yunanistan'ın
Dedeağaç şehrinde kurduğu askeri üsse yüzlerce tank ve askeri aracını,
Yunanistan’ın adeta bir ABD üssüne dönüştürülmesini hatırlayın! Bu
bilgilerinizi, ülkemizin alt sınırında PYD-PKK'ya tespit edilebildiği kadarıyla
verilen 60 bin tır dolusu silah, tank ve uçaksavar, insansız hava aracı radar
vs ile birlikte değerlendirin şimdi.
15 Temmuz da dahil olmak üzere ülkemize yapılan her askeri
siyasi ve ekonomik darbenin arkasındaki gücün ABD-NATO olduğu gerçeğiyle
yüzleştiğinizde çıkan sonuç ne olur?
Hedefte tek Rusya yok, biz de varız.
İşler sıcak çatışmaya döndüğünde NATO üyesi ülkeleri 5.
Maddeyi öne sürerek savaşa dahil etmeleri söz konusu olabilir. Şimdiye kadar
NATO üyesi olan Türkiye’ye yapılan hiçbir saldırıda işletilmeyen bu maddeyle
bizi savaşa çekmek isteyenlere uygun bir dille cehenneme kadar yolunuz var
demeli ve ABD-Batı ile Rusya’nın kendi içlerindeki kavgaya taraf olmadan,
arenada birbirine saldıran gladyatörleri izler gibi izleyip, duruma göre
pozisyon almalıyız. Yalnız, Birinci Dünya Savaşında olduğu gibi, Rusya ile
yaşanacak bir sıcak çatışmada, bizden görünüp ruhunu Batıya satmış unsurlarını
kullanarak yeni bir "Yavuz- Midilli
kruvazörü" vakası gerçekleştirme ihtimalini hiç unutmamalıyız.
Türkiye’nin ve Müslümanların kadim düşmanı emperyalist
Batının bölgemizde attığı her adımı, bir yönüyle hedefe bizi koyarak attığını
düşünmeli ve ona göre hazır olmalıyız. Dikkat eder akıllıca izler ve hazır olursak
süreç bizi çok güzel bir noktaya götürebilir.
Rabbim yöneticilerimize feraset, devletimize güç versin.
Vatana millete ve ümmete zeval vermesin…