28 Şubat Bitmedi!
28 Şubat İslam’a, vatana ve milletin değerlerine düşman bir zihniyetin adıdır. Bu zihniyetin güdücüsü emperyalist Batı, yürütücüsü İslam ve vatan düşmanı işbirlikçileri, alkışlayanları ise bu zalimlere sessiz kalan müptezeller güruhudur!
Tanzimat’la başlayıp Abdülhamit Han'a yapılan darbeyle devam eden, 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz darbe ve işgal girişimleri Anadolu'nun ruhuna düşman ve aynı merkezden yönetilen bir zihniyetin millete vurduğu darbedir.
150 yıldır bu millete kan kusturan İslam ve insan düşmanı zihniyet tasfiye edilip yerine inancımıza uygun bir sistem inşâ ettiğimiz zaman 28 Şubat bitecektir...
28 Şubat ile hesaplaşma hakkıyla yapılmadığı için 15 Temmuz işgal girişimine teşebbüs ettiler. 15 Temmuz’dan bu güne 5 sene geçti, o darbeci zihniyet, ağızlarını doldura doldura “Müslümanlardan hesap soracaklarını” haykırabiliyor…
Çünkü 15 Temmuz’u yapanlardan da hesap sorulmadı…
28 Şubat darbecilerinin de 15 Temmuz işgalcilerinin de arkasındaki güç emperyalist Batı devletleridir. Neredeyse yüz yıldır, son İslam Devleti Osmanlı’nın yıkılış sürecinden beri içimize ektikleri nifak zihniyet ile kontrol altında tuttukları ülkemizi “kontrolden çıktığı her dönem hizaya getirmek için” darbe yaptırdılar.
Emperyalizmin kuklaları diyoruz ya darbecilere; sadece zihniyet olarak değil, fiilen emir komuta ile yönetildiklerinin belgesi niteliğindedir şu iktibas:
“Prof. Dr. Necmettin Erbakan 25 Mart 2009'da 28 Şubat'la ilgili tarihi bir belgeyi kamuoyuna göstererek, 28 Şubat'ın ABD'den gelen bir kriptoyla organize edildiğini açıkladı. Bu kriptonun D-8'lerin kurulma kararından 15 gün sonra geldiğini belirtti.
ABD Dışişleri Bakanı Warren Christopher imzalı "gizli" başlıklı belgenin bir bölümü şöyleydi:
“Departmanımız, Türk Hükümetinin milli eğilimlerinden ve Başbakan Erbakan’ın ideolojisinden ilham alarak dış politikayı Batı’dan ayırıp Arap ve Müslüman dünyasına doğru yeniden yönlendirmesinden dolayı derin endişe içerisindedir (...) Türkiye, ABD'nin anahtar stratejik ortağı olarak kalmak mecburiyetindedir (...) Türk askeriyesi bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük çaba sarf etmesi için harekete geçmeye zorlanmalıdır."
Darbeci zihniyetin taktığı maskenin bir önemi yok.
Çoğunlukla Kemalist maske son işgal girişiminde FETÖ maskesi takmış olsa da, bunlar sadece emperyalizmin maşası, ülkemizi Batı’ya köle yapmakla vazifeli kuklalar.
Neticede her darbe sonrası Batının istediği kıyımları yapan, ülkenin bütün mali gelirini onlara peşkeş çeken, yerli üretimi engelleyen, milli insanları tasfiye eden, milleti yokluğa sefalete sürüklemenin yanında Batı karşısında ezik ve kompleksli ikinci sınıf insan haline getirmekle görevli yapılardı bunlar.
Mağduriyetler devam ediyor…
28 Şubat zihniyetiyle hesaplaşma yapılmadığı gibi, 28 Şubat darbecilerinin zulmettiği insanların mağduriyetleri de giderilmedi bunca zaman geçmesine rağmen. Darbe hukukunun yaftaladığı insanlar hala davalarla mahkemelerle uğraşıyor, o dönem açılan mahkemelerden yeni cezalar geliyor ve hatta o dönem Batı Çalışma Grubunun fişlediği insanlara bugün o fişleme üzerinden “sakıncalı“ gözüyle bakılıyor. İnsanların çocukları başarılı öğrenci ve sınavları kazanmalarına rağmen askeri okula giremiyor, belirli mesleklere kabul edilmiyor, görünmez raporlarla gelecekleri engelleniyor. Anne babası darbeci tarafından fişlendiği için…
Hesap sorulamadı…
Darbe yapmaktan göstermelik yargılanan bazı paşalar dışında bu işin asıl aktörleri ellerini sallayarak geziyor, hatta yeni darbe çığırtkanlığı bile yapabiliyor. Hem de yanlarına aldıkları bazı “darbe mağduru” gibi görünen, celladına aşık soytarılarla… Darbe zeminin hazırlayan gazeteci kılıklı İslam düşmanları, sermaye grupları, üniversite hocaları, yargı mensupları, sendikalar ve STK görevlilerinden hesap sorulmadı. Bugün iktidara muhalefet adı altında milletin inancına, değerlerine, mukaddesatına saldıran, ülkeyi karanlık bir girdaba sokmaya çalışan her yapı, bu kadroların eliyle faaliyet yapıyor.
Bu bir zihniyet mücadelesi…
Emperyalist Batı’yı kendisine kıble belleyen, zihniyetiyle, yaşam tarzıyla, beslenmesiyle her şeyiyle Batı’nın kuklası haline gelmiş zihniyetin, Anadolu insanıyla çekişmesi devleti ele geçirme mücadelesidir. Geçmişte Batılı efendilerinin desteğiyle devleti ele geçirip devlet gücüyle milletin sırtında boza pişiren bu zihniyet hala aktif, hala organize ve hala komitacılık peşinde…
Hesaplaşmalıyız. Hesaplaşma olmadan helalleşme olmayacak, bu emperyalist kuklaları darbecilikten vazgeçmeyecektir.