Yalan haber!
Medyanın ağırlıklı
olarak darbecilere ve daha da ötesi darbecileri de oynatan iradeye hizmet
ettiği dönemlerde istedikleri psikolojik harekatı yapıyor, istedikleri
insanı-grubu-cemaati-yapıyı şeytanlaştırıyor, “istediklerini getirip
istediklerini götürüyorlardı!
Çünkü yalan haber
yapmanın cezası yoktu!
İnsan hayatıyla
oynamanın ötesinde, ülkemizin geleceğini emperyalist ülkelere peşkeş çeken ve
emperyalist Batının kölesi olmakta sakınca görmeyip, yaşadıkları (sömürdükleri)
ülkenin efendisi olma hevesiyle ülkenin yanışına bile razı olan tipik sömürge
çocukları yine aktif görevdeler.
Bir kısmı maddi
olarak göbekten bağlı, bir kısmı ise Frantz Fanon’un ifadesiye;
"Sizi
sömürgeleştiren yabancıların sizde yarattığı en büyük yıkım, zamanla kendinize
onların gözüyle bakmanızı sağlamalarıdır." zihniyle artık sömürgecinin
üstünlüğüne biat etmiş olarak vazifeli.
Ülkesini,
milletini, tarihini, inancı ve yaşam tarzını Batı normlarına göre tartan ve
onların gözüyle yargılayan zihniyet…
Ülkemizin ciğerleri
yanıyor. Geleceğimiz yanıyor; devlet ve millet olarak elbirliğiyle söndürmek
için mücadele ederken Batının fonladığı bu zihniyetin tek derdi milleti
kışkırtmak, iktidara darbe vurmak.
***
Üstadın 60 yıl önce
bu zihniyet için söylediği "Bugün
bizdeki muhalefet iktidarı düşürmek için vatanı düşürmeye bile
razıdır" cümlesi bugün aynı şekilde
geçerliliğini koruyor. Çünkü zihniyet aynı zihniyet…
Geçtiğimiz hafta
muhalif bağımsız görünen birçok medya kanalının Batı tarafından fonlandığı
ortaya çıktı. Yıllarca Batının çıkarlarını ülkemizin çıkarlarından önde tutan,
Batı yaşam tarzını bu ülkeye yerleştirmek için her türlü hokkabazlığı yapan,
inancımıza tarihimize, yaşam tarzımıza düşman bir zihniyetin Batı tarafından
fiilen veya zihnen fonlandığını zaten biliyorduk. Ve hatta bu fonlanma işi
sadece medya mensuplarıyla kayıtlı olmadığını, Akademisyen, sanatçı, sivil
toplum kuruluşları ve daha kritik noktalarda bulunan bazılarının emperyalist
ülkeler tarafından “fonlandığı” hepimize malum idi. 15 Temmuz bu foncuların
eseri değil mi?
Fonlanan bazı
gazeteciler kendilerini “bağımsız gazetecilik yapmak için bağımsız kurum ve
merkezlerden fon alıyoruz ne var bunda” diye savunuyorlar. Bağımsız gazetecilik
denilen şey, Batının çıkarlarına uygun, milletin inancına değerlerine yaşam
tarzına iradesine düşman gazetecilik yapmak mıdır? Eee, Batının bütün
politikası bu anlayış üzerine. Eskilerin “gavurun ekmeğini yiyen gavurun
kılıcını sallar” diye bir sözü var. Yayınlarınız ortada.Sizi Batı besliyor siz de
Batının çıkarına uygun gazetecilik yapıyorsunuz. Bağımsızlarmış !
Bunlar çoğunlukla
yazıldı aslında. Ama değişen ne oldu?
Yalan söyleyene
hiçbir yaptırım yine yok. Öyle yalanlar ki hem de, milleti bir anda sokağa
dökebilecek, birbirine kırdırabilecek denli yalan atıyorlar ve hiçbir
müeyyidesi olmuyor.
Tabi yalana devam
ederler. Ahlaki kaygıları yok ki?
“Devlet gemiye halk
suya benzer. Gemiyi yüzdüren de batıran da sudur.” Diye bir söz var. Her gün
yalan haberle manipüle edilen kitlenin hangi kıvılcımla hangi meseleden
patlayacağını kestiremezsiniz. Bu yalanların önüne geçilmeli. Doğru olana
kimsenin söz yok. Ama açık provokasyona, yalan haberle kitleleri ajite etmeye,
yapılan iyi şeyleri kötü kötü, fitneyi iyi diye lanse etmeye dur denilmezse
bunca yılın çabası boşa gidecektir.
Bu kadar medya gücü
ile doğruyu anlatmakta zorlanılıyor. Çünkü söz söyleyenlerin inanılırlığı
kalmadı. O kadar imkan, güç, yetki, insan ve maddi güç ile karşıdakilerin basit
sosyal medya hesaplarıyla yaptığını yapamıyor olmanın muhasebesi neden
yapılmıyor?
***
Geçtiğimiz yıllarda
Putin Rusya’sının iki yasa çıkarttığına dair haber okumuştum. Birisi,
neslimizi, gençliğimizi koruyoruz diyerek LBGT vs yapıların faaliyetlerini
engelleyici, diğeri de ülkemize başka ülkeler tarafından operasyon çekilmesini
engellemek maksadıyla medya ve STK’ların yurtdışından fonlanmasını
“gerektiğinde vatana ihanet ile yargılayabilecek” diye açıklanan yasayı
çıkartması…
“Başka ülkelerin
içimizde fonladığı kişilerle ülkemize operasyon yapmasına karşı.”
Orman yangını gibi
hepimizi ilgilendiren afet durumunu bile provokasyona çevirmek için ne kadar
çaba gösterdiklerini görüyorsunuz değil mi?
Mülteci meselesini
adeta sokak çatışmasına çevirmeye çalışanların, yalanlarla milletin sinir
uçlarıyla oynamalarına dur demek gerek artık.
Ülkemizin
geleceğini belirleyecek olan milletimiz. Ve milleti yalanlarla aldatanlara
karşı tedbir alınmazsa iş daha kötüye gidecektir.
Orman yangınlarını
söndürmek için canhıraş şekilde mücadele ederken hayatını kaybedenlere rahmet
olsun. Rabbim vatanımızı ve milletimizi korusun.