Suriye halkı başta olmak üzere bütün Müslümanların zaferi kutlu olsun. Rabbim birlik ve dirlik içinde, fitne ve fesattan uzak bir yönetim kurmayı nasip etsin kardeşlerimize
Suriye halkı başta olmak üzere bütün Müslümanların zaferi
kutlu olsun. Rabbim birlik ve dirlik içinde, fitne ve fesattan uzak bir yönetim
kurmayı nasip etsin kardeşlerimize. Yıllar boyunca, İran’ın liderliğinde Esad
rejiminin zulmüne maruz kalmanın yanında, emperyalist ülkelerin DAEŞ ve benzeri
yapıları kullanarak oluşturdukları fitne tezgahlarıyla çok acılı, zor ve mahzun
yıllar geçirdiler.
Mazlum ve mahzun Suriye halkı çok çileler çekti. Suriye’de
yüzde 8 nüfuza sahip Nusayri Alevilerinin iktidarı altında zulüm ve işkenceyle
geçen 60 yıl ve üzerine son 13 yılın vahşi saldırılarıyla milyonlarca Müslüman
katledildi, işkenceden geçirildi. On binlerce kadına el uzatıldı. Akla hayale
sığmayacak işkenceler yapıldı.
İran, Müslüman katili Kasım Süleymani teşvikiyle ülkeye
gelen Rusya, ABD ve Esad rejimi, yıllar boyunca Müslümanları öldürdü, kadim
İslam şehirlerini harap etti. Müslümanların vatanı Suriye’yi talan etti.
Katil diktatör Esad rejimi yıkıldı, Esad sığınmacı
statüsüyle Rusya’ya kaçtı.
Hamdolsun. Rejim zindanlarında işkence altında olan yüz
binlerce insan kurtarıldı. Şu satırları yazarken hala kurtarma çalışmaları
devam ediyordu. Öyle acı zulüm hikayeleri var ki, insan okumaya tahammül
edemiyor.
Sadece Şam’da bulunan Sednaya cezaevinden gelen görüntüler
bile bu rejimin ne kadar aşağılık bir insan düşmanı olduğunu belgelemekte.
Yerin altında birçok katı bulunan bu cezaevinde, yüz binlerce insanı
öldürülmüş, kadınlara sistematik olarak yıllarca tecavüz edilmiş, insanları
işkenceyle delirtmişler. Öldürdükleri insanları cezaevinde bulunan pres
makinesiyle pres yapmış çuvallara doldurarak toplu mezarlara gömmüşler. Son 5
yılda bu cezaevine giren insan sayısı 1.5 milyon ve 200 bin insanın akıbeti
belli bile değil. Cezaevinin çevresinde yaklaşık 300 bin insanın gömüldüğü
düşünülen toplu mezarlar olduğu bilgisi var. Daha da kötüsü bu şekilde 11
cezaevi işkence merkezi daha olduğu söyleniyor.
Bütün bu zulümleri yapan Nusayri Alevi Esad rejimiyle
kendilerine ortak noktalar bulup hala destekleyen belli kesimler var ülkemizde.
Mezhepçilik ortaklığında Nusayri Alevi Esad rejimine destek
veren siyasal Aleviler mesela. Müslümanlar hiçbir zaman mezhepçilik saikiyle
hareket etmezken bu siyasal mezhepçiler, bir zalime destek vererek, zulme
uğrayan Müslümanları terörist diye itham ederek nereye varmayı düşünüyor
anlayamıyoruz? Bu ne insani ne vicdani ne hukuki ne de Müslüman Anadolu
insanının hoşgörüsüne sığmayacak bir durumken, kendilerini zalimlerle aynı
çizgiye çekmenin kime ne yararı var? Yıllarca Alevilik insancıllıktır diye
propaganda yapıp, Suriye’de Müslümanları diri diri toprağa gömen, pres yapıp
poşetlere koyan, kadınlara yıllarca tecavüz ettiren bir rejimi mezhebi bir
saikle desteklemeyi hangi insancıllığa sığdırıyorsunuz? Ve bu durum bizim için
ne ifade etmeli?
Diğer ortakçılar ise; İslam’a düşman Kemalist, solcu ve Batıcılar
oldu. Bunlar, Esad rejimini insanları
öldürse de, “laik” görüntüsünden dolayı desteklediler. Televizyonda yorumculuk
yapan bir general eskisinin “sınırımızda cihatçı şeriatçılar olacağına PYD-PKK
olsun daha iyi en azından onlar laik!” demesi gibi, bu kesim için belirleyici
kriter laik ve İslam düşmanı olmasıdır. Müslüman olmadıktan sonra ülkemizi
parçalamak istese dahi desteklemeyi görev bilirler. Bunlar İsrail’i bile bu
yüzden destekliyor!
Bir de, Saadet, Yeniden Refah, Kuytulcular gibi Müslüman
camiada görünüp, Tayyip Erdoğan düşmanlığından CHP’nin şefkatli kollarında yer
bulan ve Müslümanları ilgilendiren her konuda CHP zihniyetiyle aynı çizgide
refleks gösteren kesimler var. Bunlar ve İran’ın beslediği evet bildiğiniz
parayla beslediği İrancı güruhla birlikte Esad rejimini pazarlıksız
desteklediler. Dillerinden düşürmedikleri tek şey “İran ve Esad İsrail’e karşı
!”
Yani bunlara göre İsrail’e karşı olursan yüz binlerce
Müslümanı öldürmek, Müslüman kadınlara tecavüz etmek, Müslümanları diri diri
gömmek, işkenceyle delirtmek, mallarını yağmalamak, ülkelerinden uzaklaştırmak
meşrudur! Müslümanların kadınlarını kızlarını esir al, yıllarca tecavüz et.
Sorun yok. Bebeklerini parçala. Sorun yok. Topraklarını yağmala. Sorun yok.
Neden, İsrail’e karşısın çünkü!..
Maskeyle nasıl görünürse görünsün bunların ortak noktası
İslam düşmanı olmaları. Müslüman mintanı giymiş mezhepçilerle, İrancılık virüsü
yutmuş tipler ise Sunni Müslüman düşmanlığından bu katagoride!
Ne İran’ın ne de Esad rejiminin İsrail düşmanlığı diye bir
şeyi olmadı. Bu söylem üzerinden İran Müslüman dünyaya egemen olmak, Esad’da
yaptığı zulümleri örtmek için kullandı. İsrail şimdi yeni yönetimin eline
geçmesin diye ağır silahları vuruyor. Esad’ın elindeyken sorun görmediği
silahları??
Müslümanların sevincinde sevinemeyen, hüznüne ortak
olamayan, acısına ağıt yakamayan, başarısını alkışlamayan, yenilgisinde omuz
vermeyen kim varsa bilin ki ya kanıyla ya zihniyle bir gavur eleğinden
geçmiştir!
Son olarak, zalim Esad rejiminin zulmünden kaçan milyonlarca
mazlum Müslümanı himaye eden ve direnişin zafere uzanmasında büyük katkıları
olan, herkesin sırtını döndüğü zamanlarda bile risk alıp bu duruşundan taviz
vermeyen Cumhurbaşkanımıza ve isimsiz tüm kahramanlarımıza şükranlarımızı
sunuyorum.
Rabbim vatanı milleti ve ümmeti birlik ve dirlik içinde
muhafaza etsin.