Fahri Sarrafoğlu(İstanbul Seyyahı)

İstanbul’daki birbirinden farklı camiler var, her caminin de ya da mescidin de bir hikâyesi var elbette. Gürün Han Mescidi ise dışardan size minaresinin şekli ile gel gel yapıyor. Birçok kişi eleştiriyor daha estetik yapılabilir diye ama bu da böyle işte. Bende sizlerle paylaşıyorum İstanbul’da her zaman istediğimiz mimari güzellik de olmayabiliyor. Böylesi de var demek lazım. İşte detaylar: İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Hobyar Mahallesi’nde bulunan Gürün Han Mescidi 1952 yılında Sivaslı bir iş adamının yardımlarıyla inşa edildi. Tekstil ağırlıklı dükkânlara sahip olan Gürün Han’da 1975 yılında çıkan yangın sonrası zarar gören mescit, bu tarihte yenilendi. Ancak mescidin minaresi, yaşanan yangın sonrası iş hanına bitişik bir şekilde yapıldı.

Minaresi3

İŞ HANI İLE BİTİŞİK MİNARE

 Mescidin tarihi bir değeri bulunmuyor ama yapılış tarzı olarak çok dikkat çekicidir. Binanın çeşitli cephelerine aynı yıl birçok seramik pano yerleştirilmiş. Nail Gürün kapısındaki panonun üzerinde binanın yangından önceki yapım tarihine ithafen 1952 yazmaktadır. Sanatçısı bilinmemektedir.  Tarihçi Halit Mestaneye göre; “ Bu mescit;  İslam tarihinde İslam’a uygun hal diye bir kavram vardır. Gördüğünüz bu mescit ve minare İslam şiarına uygun yapı değildir. O sanata, estetiğe, inceliğe ve edep kısmına yani İslam’da minare dediğimiz şey genelde yerden alta bir taban yapılır üste kadar çıkar. Binanın boyunu da geçmelidir. Bizdeki minarenin âlemi Allah’ı temsil eder. Okunan ezan hürmetli ve değerlidir. Bu İslam’a, sanata uyan bir âlem değildir ifadelerini kullandı.

Minaresi