CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir ara iyi bir gündem yakalamıştı. İktidarın açıklarını belgelerle açıklayacaktı. Aslında Türkiye’nin gerçekten düzgün, seviyeli bir muhalefete büyük bir ihtiyacı her zaman vardır. Ülkenin yararına yapılan muhalefet hem siyasete, hem de ülkeye büyük bir katkı ve fayda sağlar.

Öyle tahmin ediyorum ki birçok vatandaşımız da böyle bir siyasete olumlu bakar.

Bir ara Kemal Kılıçdaroğlu iktidara hafif de olsa bir iki dokundu amma, gerisi gelmedi ve sonuçsuz kaldı. Man Adası diye bir gündem oluşturdu. Güya iktidarın başı Man Adası üzerinden menfaat sağlıyordu. Kılıçdaroğlu bununla ilgili olarak bazı kâğıtları eline aldı işte belgeler burada dedi.

Elinde sağlam belge olan biri varsa, notere gider tasdik ettirir, eğer aslı gibidir diye noter tasdik ederse bu belge gerçek hükmünü alır ve bu belgeyi götürüp savcılığa teslim eder, böyle bir durumda savcılık ilgili hakkında dava açılmasını talep eder, Hukukun yolu yordamı var. İddialarla kimse hakkında dava açılamaz. Çünkü hukuk delilsiz olmaz.

Maalesef, Kemal Kılıçdaroğlu belge diye gösterdiği sayfalarla dava açamadı.

Her partide birçok hukukçu var. Eğer eldeki belgeler iddiayı doğrularsa o belgenin karşısında hiç kimse tutunamaz belgeler şikâyet edilen kişiyi mahkûm eder.

Şimdi başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve birçokları hakkında açılan dava belgelere dayanmazsa kolay kolay dava açılmaz. Bir kaç gün içinde tutuklular bir üst mahkemeye müracaat ederek tahliye talebinde bulunabilirler ve hatta dava sırasında birçok kez böyle bu yola başvurma hakkına sahiptirler.

Verilen mahkeme kararları malumunuz evvela istinafa, sonra temyize sonra Anayasa Mahkemesine gider. Bu iç hukuktur. Bu hukuki yolların tamamı açıktır.

İyi de muhalefet şöyle bir iddiada bulunuyor. İktidarın içinde de yanlış yapanlar yok mu? Elbette olabilir buyurun belge ibraz edin gereken hukuki süreci başlatın,hukuki süreç herkese açıktır..

Muhalefet siyasetin vazgeçilmez bir hizmet alanıdır, muhalefet yetersiz kalıp, görevini yapmıyorsa, muhalefetin iktidarı değil evvela kendini sorgulaması gerekir. Yetersiz bir muhalefet siyasette derin boşluklar bırakır ve büyük yaralar açar. Toplum böyle bir muhalefetten fayda değil, zarar görür.

Öyle görünüyor ki, ana muhalefet kendi içinde parçalanmış ve kendine muhalefet etmektedir. Birbirlerini şikâyet etmektedirler. Her aklıselim bu tabloya bakınca kendi kendini yönetemeyen böyle bir muhalefet, ülkeyi gerçekten yönetebilir mi? Demekten elbette kendini alamaz.

Geçmişte Ana Muhalefet Partisi Libya’da, Azerbaycan’da, Suriye’de ne işimiz var demiş? Ayrıca Katar’ın Türkiye’de yaptığı yatırımlara da karşı çıkmıştı. Dünyada böyle bir muhalefetin emsali var mı bilmiyorum?

Sahi Belediyelerde binlerce insanın işine kim son vermişti? Bunları işten çıkaran zalim olmaz mı? Diyelim ki yarın muhalefet iktidar oldu, böyle eylemler karşısında ne yapar acaba? Buyurun sokaklar sizin olsun demekten başka çaresi var mı? Yaptıklarınızı başkası da yapar.

Elinizi vicdanınıza koyarak siz karar verin.

Kalın sağlıcakla.