Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği'nin (TİGAD) öncülüğünde, Uluslararası Sosyal Medya Kullanıcıları Derneği (USMEK) ve Tüm Radyo Televizyon ve İnternet Gazetecileri Derneği'nin (TVDER) organize ettiği "Afyonkarahisar'da Yeni Nesil Gazetecilik Çalıştayı ve Kültürel Gezisi Programı" için bir davet var.
Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği’nin (TİGAD) öncülüğünde, Uluslararası Sosyal Medya Kullanıcıları Derneği (USMEK) ve Tüm Radyo Televizyon ve İnternet Gazetecileri Derneği’nin (TVDER) organize ettiği “Afyonkarahisar’da Yeni Nesil Gazetecilik Çalıştayı ve Kültürel Gezisi Programı” için bir davet var. “Çağrıldığın yere erinme, çağrılmadığın yere görünme” sözü gereği ocağın ayazında, gecenin karanlığında 28 kişilik medya mensubu, USMEK Genel Başkanı İzzet Aydın’ın mihmandarlığında İstanbul’dan çıkıp Kocaeli, Bilecik, Eskişehir ve Kütahya üzerinden 6 saatlik bir yolculuğun sonunda sabahın ışıklarıyla Afyonkarahisar’a ulaşıldı. TİGAD Genel Başkanı Okan Geçgel’in organize ettiği meslektaşlarımız ise Anadolu’nun değişik bölgelerinden davete iştirak etti.
TİGAD Afyonkarahisar İl Temsilcisi
Faruk Kılınç’ın yoğun gayretleriyle kurulan dostlar meclisinde, “Büyük
Buluşma”nın heyecanı yaşandı. Aksaray ve Kayseri, Batman’dan sonra
Afyonkarahisar’a 100’den fazla medya mensubuyla çıkartma yapan TİGAD, USMEK ve
TVDER burada yaz aylarından kalma güzellikteki 3 gün boyunca Yeni Nesil
Gazetecilik Çalıştayı ve Kültürel Gezi Programı gerçekleştirdi.
18 Ocak’ta MCG Çakmak Marble
Otel Büyük Toplantı Salonu’nda, TİGAD Afyonkarahisar İl Temsilcisi Faruk
Kılınç’ın sunumu ve TİGAD Genel Başkanı Okan Geçgel’in değerlendirme
ve teşekkür konuşması ile başlayançalıştayamedya mensuplarının yanında çok
sayıda bürokrat katıldı. ModeratörlüğünüErdem Yeşer’in yaptığı
konferansta Dr. Ekrem Teymur, Yapay Zeka Nasıl Çalışır; Av. (Dijital
Medyanın Etik Değerler Sınavı başlığı altında konuşma yapacak olanAv. Bedia
Teymurhanımefendi, geçirdiği bir kaza sonucu ayağının kırılmasından dolayı toplantıya
iştirak edemedi. Kendisine bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz);
Mustafa İlker Yücel, Geleneksel Medyadan Dijital Medyaya Geçiş; Elif
Doğan Şentürk, İhbar Hattı ve TV Gazeteciliği; Mustafa Biçer, Ajans
Haberciliği ve İnternet Medyası; Hatice Türkan, Dijital Gazetecilikte
Etik Değerler; Osman Ekinci, SEO Yönetimi; İbrahim Konar, TV
Haber Muhabirliği ve Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, Dijital Medyaya Geçiş
Süreci başlıkları altında “medya dünyası”na dair bir çok konu enine
boyuna anlatıldı. Yeni nesil gazeteciliğe dair fırsatlar ve tehditler her
yönüyle değerlendirilerek katılımcılara yeni algoritmaların şifreleri sunuldu.
Çalıştayda bir taraftan yazılı,
görsel, konvansiyonel ve dijital medyanın fikirleri harmanlanıp bu bağlamda
geleceğe dair çözüm üretilirken, diğer taraftan ise toplumun, tarihsel,
kültürel, siyasal, ekonomik, sosyolojik meselelerine değinilerek çözüm odaklı
yayınların amacına ulaşması için “ne yapılabilir”e dair fikirler
serdedildi. Hızla gelişen teknoloji odaklı dijital medyanın yarar ve zararları
tartışılarak buna dair eylem planlarının devreye sokulmasının önemine dikkat
çekildi. “Yapay zeka”nın insan aklına meydan okuduğu, meydan okumakla
kalmayıp “rol çaldığı” bir dünyaya evrildiğimiz gerçeğinin altı
çizilerek, çözüm odaklı fikirler programa katılan konuşmacılar tarafından
anlatıldı.
Bu kapsamda “Yeni
Nesil Gazetecilik”le ilgili gelişmeler paylaşıldı. “Problem varsa, muhakkak çözümü de vardır” anlayışı üzerinden
hareket edilerek, ortaya konan fikirlerle halledilemeyecek problem olmadığı
vurgusu yapıldı. Program sonrası konuşmacılara teşekkür plaketi takdim edildi.
Tabi ki bu faaliyetlerle birlikte uygarlıklar,
medeniyetler, zaferler, şehitler, camiler, müzeler, kültürler, termaller ve
gastronomi diyarı Afyonkarahisar’ın mâziden âtiye uzanan güzellikleri bir
seyyah hassasiyetiyle yeniden keşfedildi.
“KURTULUŞ DESTANI”
AFYONKARAHİSAR’DA YAZILDI
Afyonkarahisar tarihi M.Ö. 3000
yılına kadar uzan kadîm bir belde. Evveliyatı Hitit İmparatorluğu’ndan Frig ve
Lidyalı ve Perslilere kadar uzanıyor. Büyük İskender ile Makedonya
İmparatorluğu’na dahil edilen bölge, serüvenine daha sonra Selevkos ve Bergama
Krallığı ile devam etti. I. Konstantin döneminde Roma’ya bağlanan topraklar,
Roma’nın ikiye bölünmesiyle Bizans egemenliğine girdi.
Ve bu kadîm topraklar tarihler
1071’i gösterirken Türklerle tanıştı. Anadolu’nun kapılarının Türklere
açılmasıyla birlikte Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Batı Anadolu’yla
birlikte Afyonkarahisar yöresini de Türk yurdu yaptı. 13. Yüzyılın sonlarına
doğru Türk beylikleri arasında güçlü bir durumda bulunan Germiyanoğulları’nın
buyruğuna giren Afyonkarahisar, 1390’da Yıldırım Bayezid tarafından
Osmanlı topraklarına katıldı. Yıldırım Bayezid’in 1402’de Timur’a yenilmesinden
ardından yeniden Germiyanoğulları’na geçen Afyonkarahisar, Germiyanoğlu İkinci
Yakup’un ölümünden sonra tekrar Osmanlıların eline geçti. O yıllarda adı Karahisar-ı
Sâhib olan Afyonkarahisar ve yöresi, Osmanlı Devleti’nin 14 sancağından
biriydi. 1451 tarihinde Kütahya’da yer alan Anadolu Beylerbeyliği’ne
(eyaletine) bağlanarak, Karahisar-ı Sâhib Sancağı ismini aldı. 1685’te
Hüdâvendigâr (Bursa) vilayetine bağlı sancak, Tanzimat’tan sonra Kütahya’ya
bağlı bir ilçe oldu. 1914’te bağımsız sancak olan Afyonkarahisar, Cumhuriyet’in
ilanından sonra vilayet oldu.
17. yüzyılda Celâlî İsyanları,
1833’te Kavalalı Mehmet Ali Paşa istilasıyla sıkıntılı günler geçiren
Afyonkarahisar, en karanlık günlerini 1921’deki Birinci Dünya Savaşı ve
Kurtuluş Savaşı sonu arasında yaşadı. Birinci Dünya Savaşı sonrasında bütün
Batı Anadolu şehirleri gibi Afyonkarahisar da Yunanistan tarafından istila
edildi. 28 Mart 1921’de Afyonkarahisar’a giren Yunan birlikleri 10 gün sonra
çıkıp giderken, 13 Temmuz 1921’de yeniden girdikleri şehirde 1 yıl 1 ay 25
gün kaldı. İşgal sırasında harabeye çevrilen şehir düşman orduları
tarafından yakılıp, yıkıldı.
Büyük Taarruz’un en büyük savaşları Afyonkarahisar
ve Kütahya illerinin sınırlarında yapıldı. Mustafa Kemal Paşa’nın
yönettiği, Kocatepe Savaşı olarak bilinen ve Türk ordularına zaferi
müjdeleyen, ünlü savaş da Afyonkarahisar ili sınırları içinde gerçekleştirildi.
26 Ağustos 1922’de Kocatepe’de şafak sökerken Başkomutan Mustafa
Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi
Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile Büyük Taarruz’u yönetmek üzere
Afyonkarahisar sınırlarında kalan Kocatepe’de yerini aldı. Topçu
ateşleriyle şafak vakti başlayan harekâtın devamında Türk askeri sabahın ilk
ışıklarıyla hücuma geçip Tınaztepe’yi ele geçirdi ve Belentepe
ile Kalecik Sivrisi’nden düşmanı uzaklaştırdı. Türk ordusu, 27
Ağustos 1922 sabahı bütün cephelerde yeniden taarruza geçti ve aynı gün Afyonkarahisar,
8’inci Tümen tarafından düşman işgalinden kurtarıldı. Arkasından da 30
Ağustos’ta Kütahya, 1 Eylül’de Gediz, 3 Eylül’de Emet ve Tavşanlı ve 9 Eylül’de
İzmir’de de Yunan ordusu denize dökülerek esarete son verildi. Bu sebeple 4
Eylül 1919’da Sivas’ta yazılmaya başlayan “Kuruluş Destanı”nın, Kocatepe’de
başlatılan Büyük Taarruz’la düşmanın hezimete uğratılmasıyla “Kurtuluş
Destanı”na dönüştüğü yerin adı, son büyük zaferin kilididir
Afyonkarahisar.
Millî Mücadele’nin temel taşlarından biri olan Büyük Taarruz’un
sevk ve idare edildiği Kocatepe’de 1953’te Millî Savunma Bakanlığı tarafından
yaptırılan Kocatepe Anıtı,
özgürlüğün simgesi olarak ziyaretçilerini selamlıyor.
HER KARIŞ TOPRAĞI
ŞÜHEDÂ KANIYLA SULANDI
Afyonkarahisar’a 16 kilometre mesafede bulunan Antalya-İzmir
yol kavşağındaki Işık (Sarıkız) Tepe’de bulunan kurtuluş destanının yazıldığı
yer olan Büyük Taarruz Şehitliği; Sinanpaşa
ilçesinde bulunan 1591 rakımlı Çiğiltepe’deki Albay Reşat Çiğiltepe Şehitliği; Kurtuluş Savaşı sırasında
Giresunluların oluşturduğu 47’nci Alay tarafından ele geçirilen Dedesivrisi’nde
(Sivritepe) şehit olan 14 Giresunlu için 1967 yılında İscehisar ilçesine bağlı
Doğanlar köyünde yaptırılan Giresunlular
Şehitliği; Şuhut ilçe merkezindeki İstiklâl Savaşı’nda şehit olanlar için
yaptırılan Şuhut Kurtuluş Savaşı
Şehitliği; Emirdağ İlçesi, Suvermez köyünde bulunan ve İstiklâl Savaşı
sırasında düşman keşif uçaklarının açtığı ateş sonucu şehit olan 2 er adına
yaptırılanSuvermez Şehitliği; Afyonkarahisar
ili merkez ilçesine bağlı Büyük Kalecik’teki Yüzbaşı Agâh Efendi Şehitliği; Şehir Asrî Mezarlığı’nın ortasında,
kübik bir kaide üzerinde yükselen bir anıt ile çevresinde şehitlere ait
kabirlerin bulunduğu Hava Şehitliği; 13.
Alay’da görev yaparken şehit olan 12 subay ve 6 er için Anıtkaya köyünde
yaptırılanAnıtkaya Şehitliği; Sinanpaşa
ilçesi Yıldırım Kemal köyünde 27 Ağustos 1922’de şehit düşen 2’nci Süvari
Tümeni’nde görevli Asteğmen Yıldırım Kemal ile 26-27 Ağustos 1922 tarihlerinde
toprağa düşen 36 şehidin anısına yaptırılan
Yıldırım Kemal Şehitliği ve her karış toprağı şühedâ kanıyla sulanan bu
beldede Büyük Taarruz anısına Avusturalyalı
heykeltıraş HeinrickKrippel’e yaptırılan ve 25 Mart 1936’da açılışı yapılan Zafer Anıtı görülmesi gereken ibret
vesikası yerlerin başında geliyor.
AFYON İÇİN TBMM’DE “TARİHE VEFA” YASA TEKLİFİ
“Kurtuluş Destanı”yla
adından bahsettiren şehrin bir de etimolojik hikâyesi var. Eski adı Karahisâr-ı
Sâhib olan Afyonkarahisar ismini şehrin ortasında yükselen koyu
renkli volkanik kayaların renginden ve üstünde bulunan hisardan almış. Sâhib
adı ise, Anadolu Selçuklularının son devirlerinde yaşayan ve Moğol İstilası
sırasında buraya gelen Sâhib Ata Fahreddin Ali’nin unvanından
gelmekteymiş.
Osmanlı döneminde “Karahisar”
adıyla sancak merkezi olarak anılan yerleşim, sonra “Afyonkarahisar”
adıyla da anılmaya başlamış. Daha sonra kullanılan Afyon adı ise bölgede
eskiden beri büyük alanda yapılan afyon (haşhaş) ekimine dayanmaktaymış.
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde,
Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutku’ndaAfyonkarahisar
olarak anılan il, 1953’te yeni kazaların kurulmasıyla ilgili hazırlanan
kararnameden sonra ilin adı kısaltılarak Afyon olarak kullanılmaya
başlanmış. Şehrin Afyon olan ismi, 2005 yılında “tarihe vefa” gerekçesiyle
TBMM’ye sunulan yasa teklifiyle Afyonkarahisar olarak değiştirildi.
Plaka kodu 03 olan ve
doğuda Konya, kuzeyde Eskişehir ve Kütahya, batıda Uşak ve Denizli, güneyde
Isparta ve Burdur ili ile çevrili bulunan Ege Bölgesi’nin kadîm şehri
Afyonkarahisar’ın Merkez, Başmakçı, Bayat, Bolvadin, Çay, Çobanlar,
Dazkırı, Dinar, Emirdağ, Evciler, Hocalar, İhsaniye,
İscehisar, Kızılören, Sandıklı, Sinanpaşa, Şuhut ve Sultandağı
olmak üzere 18 ilçesi, 60 belediye, bu belediyelerde 448 mahalle ve ayrıca 420
köy bulunuyor. 2023 verilerine göre Afyonkarahisar’ın 751 bin 344 nüfusu
bulunmakla beraber bu nüfusun yüzde 79’u şehirlerde yaşıyor.
ŞEHRİN KADÎM HAFIZASI: KARAHİSAR KALESİ
Şehrin kalbinde kartal yuvası gibi
3 bin 363 yıldır geçmişten geleceğe ulaklık yapan Afyonkarahisar Kalesi görenleri
kendine hayran bırakıyor. Uygarlıkların, medeniyetlerin, efsanelerin,
kültürlerin, inançların ve dahi hurafelerin harman olduğu bu kadîm mekân,
mâziden âtiye ulaklık yapıyor. İnsanın baktıkça bakası geliyor.
Şehrin merkezinde yükselen 226
metrelik volkanik özellikli doğal kaya kütlesinin hikâyesi, M.Ö.1350’de Hitit
Kralı II. Murşil’inArzava devletine yaptığı önemli sefer sırasında bu kayalık
alana sığınmasına kadar uzanıyor. M.Ö.1200-700 tarihleri arasında Anadolu’da
yaşayan Frigler zamanında da değişik amaçlarla kullanılan kayalık alan, Roma
ve Bizans döneminde kaya kütlesinin üzerine kurulan kale Selçuklular
zamanında Türklerin eline geçince, surlar Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat
zamanında kale dizdarı olan Mimar Bedreddin Gevhertaş tarafından 1235
yılında onarılmış. Selçukluların eline geçmesiyle, şehrin etrafını çevreleyen kara
taşlı kayalıklardan dolayı “Karahisar” olarak anılmaya başlayan
kaleye bu dönemde saray, mescit, erzak ambarı, su sarnıçları, cephanelik ve
mahzenler eklenmiş.
Osmanlı Devleti döneminde ise 1573’te
Osmanlı Sultanı İkinci Selim’in emriyle Mahmud Bey tarafından kalenin
burçları, sarnıçları ve kulesi tekrar onarılmış. Devletin hazinesinin ve halkın
mallarının korunduğu yer olarak hem de suçlular için hapishane olarak
kullanılmış. Kale, Aşağı, Orta ve Yukarı Kale olmak üzere üç bölümden oluşan Afyonkarahisar
Kalesi’nin701 civarındaki meşhur merdivenleri valilik tarafından aslına
uygun şekilde restore edilerek turizmin hizmetine sunulmuş.
Yukarı Kale bölümünde bulunan Kız Kulesi’nin
şöhreti ise sınırları aşmış. Evlenme dileğinde bulunmak için Kız Kulesi’ne
çıkanların buradan, “bahtım bahtım, altın tahtım, evlenecek vaktim”
seslenmeleri şehir üzerinde yankılanırken, diğer taraftan ise çocuğu
olmayanların “çocuğum olacak vaktim” diye bağırdıktan sonra, “Karahisar
Kalesi” türküsü eşliğinde kaledeki ağaçlara dilek ipi ve bez parçaları
bağlamaya devam ediyor. Bu tevatürlerin ötesinde Karahisar Kalesi’nin sis
bulutları arasında sunduğu manzara “ölmeden önce görülmesi gereken yerler”
arasında yer alıyor. Biz bunu Temel Emiroğlu,canparesi İlayda Emiroğlu ve Yavuz
Müftüoğluile gerçekleştirmenin mutluluğuna eriştik.
Sadece kale mi, tabi ki de hayır.
Kalenin etrafında geçmişten geleceğe ulaklık yapan o kadar çok kadîm yapı var
ki biz bunların birkaçını anlatmaya gayret edeceğiz. Cadde ve sokakların
arasında yürürken camiler, türbeler, çeşmeler, hamamlar, han, bedesten ve
kilise kalıntıları şehrin ruhuna hâlâ zenginlik katıyor. Afyonkarahisar Ulu
Camii,Sultan
Divani Mevlevihânesi Müzesi, Millet
Hamamı, Şehitoğlu ve Miroğlu Konağı,
Afyonkarahisar Kültür ve Sanat Evi,Sahipler Sultan Türbesi, Gedik Ahmed Paşa Camii ve Medresesi
bunlardan sadece birkaçı.
***
HİZMET GAYRETE ÂŞIKTIR
Gelelim kadın yöneticiler
meselesine... Yöneticiler görev yaptıkları şehirlerin maddî ve manevî
kalkınmasında çok büyük önem arz eder. Bu anlamda Afyonkarahisar’ın son dönemine
mührünü vuran Vali Kübra Güran-Yiğitbaşı’dan bahsedeceğiz.
Cumhuriyet tarihinde bugüne kadar 10
kadın vali atandı. Bunlardan ilki 1991-1995 yılları arasında Muğla Valisi olarak
görev yapan Lale Aytaman. (Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde atanan
Aytaman’dan sonra kadın vali ataması 20 yıl kesintiye uğradı) Diğerleri ise
2011 yılında Yalova valiliğine atanan Esengül Civelek, 2015
yılında Sinop Valiliği’ne atanan Yasemin Özata-Çetinkaya, 2016’da
Yalova Valiliği’ne atanan Tuğba Yılmaz, 2018’de Uşak
Valisi olarak atanan Funda Kocabıyık, 2020’de Nevşehir Valisi
olarak atanan İnce Sezer-Becel, 2022’de Afyonkarahisar’a atanan 7.
Kadın Vali Kübra Güran-Yiğitbaşı, 2022’deBartın Valisi olarak atananNurtaç
Arslan, 2023’te Yalova’ya atanan Hülya Kaya ve 2024’te Burdur Valiliği’ne
atanan Tülay Baydar-Bilgihan.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin
7. ve İlk Başörtülü Valisi olma sıfatını taşıyan Kübra
Güran-Yiğitbaşı’nın vilayetine ziyarette bulunduk. Aslen Ankara
Kızılcahamamlı olup 1979’da Ankara’da dünyaya gelen, çocukluğu babasının
kaymakamlık görevi icabı Türkiye’nin değişik bölgelerinde geçen Afyonkarahisar
Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı’nın özgeçmişi oldukça zengin. O, bir bürokrat
olmanın yanında aynı zamanda akademisyen ve yazar. Bunlarla birlikte akademik
kariyeri boyunca İmam Hatip Lisesi (İHL) mezunu olduğunu ve başörtüsünü
saklamak zorunda kalmanın travmasını yaşamış birisi. 28 Şubat’ı iliklerine
kadar hisseden ve 15 Temmuz Darbe Girişimi’nde darbeye direnenleri konu alan Direnen
Kalplerin Hikâyesi adlı çektiği belgeseli de ayrıca bir yere not etmekle
birlikte o dönemi daha iyi analiz için bir parantez açalım.
(Başörtüsü zulmünün ayyuka
çıktığı, öğrencilerin başörtülerinden dolayı “ikna odaları”ndamobbinge
maruz kaldığı, eğitim özgürlükleri ellerinden alınarak okullardan atıldığı
travmatik dönemleri unutmak mümkün değil. Hele TBMM’ye yemin etmek için gelen ilk
başörtülüMilletvekili Merve Kavakcı’nın DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve
kadın milletvekilleri tarafından “Burası devlete meydan okunacak yer
değildir. Lütfen bu kadına haddini bildiriniz!..” naralarıyla uğradığı
dehşet anlarını unutmak hiç mümkün değil.)Nereden nereye!.. Yıl 2022’yi
gösterirken Afyonkarahisar’a vali olarak atanan Türkiye’nin ilk başörtülü
valisi bereket versin böyle yersiz ve mesnetsiz bir tepkiye maruz kalmadı.
Bilakis Afyonkarahisarlılar tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı.
Ankara Tevfik İleri İmam Hatipli
(İLH) olmanın gururunu yaşayan Yiğitbaşı, lisans eğitimini Ankara Üniversitesi
İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde yaptıktan sonra
İstanbul Ticaret Üniversitesi Uygulamalı Psikoloji Bölümü’nde yüksek lisansını
“Baba Yoksunluğunun Çocuk Üzerindeki Etkisi” üzerine gerçekleştirdiği
çalışmasıyla tamamlamış. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik
Bölümü’nde doktorasını tamamlayarak, aynı fakültede doçent olarak görev yapmış.
Ardından Basın İlan Kurumu Genel Kurul temsilcisi olarak atandıktan sonra, Aile
ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda bakan yardımcısı görevine getirilmiş. Ve
ardından 12 Mayıs 2022 tarihli kararname ile Afyonkarahisar’a Türkiye’nin
İlk Başörtülü Kadın Valisi olarak atanmış.
Dr. Selim Yiğitbaşı ile evli olan Vali Yiğitbaşı her
şeyden önce 3 çocuk anası olmasının yanında, “Devlet Ana”. “İnsanı
yaşat ki, devlet yaşasın”ı kendisine düstur edinen Vali Kübra Güran
Yiğitbaşı, göreve geldiği ilk günden beri insanı yaşatmanın; insana dokunmaktan,
şefkatten geçtiğini herkese, her kesime hissettirmiş. Devletin insana uzanan
eli olarak, makam odasında oturmaktan daha ziyade ilçe, köy ve mahalleleri
dolaşarak gönüllere dokunmuş. Bütün imkânları seferber ederek, yetim, öksüz ve
kimsesizler başta olmak üzere devletin şefkatine muhtaç kimselerin yanında
olmaya gayret etmiş. Birlikte çalıştığı mesai arkadaşlarıyla bir taraftan
Afyonkarahisar’ı yeniden ihya ve imar seferberliği başlatırken, diğer taraftan
sosyal ve kültürel faaliyetleri yoğunlaştırmış. Daha önce hiç kadın Vali
görmeyen Afyonkarahisarlılar, devletin şefkatli yüzünü görmenin, dertlerine ve
sevinçlerine ortak biriyle hemhâl olmanın huzur ve şansını yakalamış. “Hizmet
gayrete âşıktır”ın ne mânâya geldiğini insanlar Afyonkarahisar’ı arşınladıkça
daha iyi anlıyor.
Hizmetleriniz daim, ömrünüz
bereketli olsun.
***
CHP 74 YIL ARADAN SONRA SEÇİM KAZANDI
31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde
81 ilde yarışa katılan kadınlar 5 büyükşehir, 6 il, 64 ilçe ve 3 belde olmak
üzere 78 belediye başkanlığı kazandı. Diyarbakır, Eskişehir, Tekirdağ,
Gaziantep, Aydın gibi 5 büyük şehrin yanı sıra Afyon, Siirt, Bilecik, Batman
(silahlı terör örgütüne üye olma sebebiyle 4 Kasım 2024’te kayyım atandı), Ağrı
ve Edirne illeri de kadınlara emanet edildi.
İşte bu kadınlardan birisi olan Afyonkarahisar’ın
ilk kadın Belediye BaşkanıBurcu Köksal.TİGAD olarak Afyonkarahisar
Belediyesi’nde doğum günü sürprizi yaparak ziyaret ettiğimiz Köksal, tıpkı
diğer Afyonkarahisarlı hemşehrileri gibi bizleri büyük bir âlîcenaplıkla
misafir etti.
18 Ocak 1980 tarihinde
Afyonkarahisar’da doğan ve öğretmen bir ailenin çocuğu olan Köksal, ilk, orta
ve lise öğrenimini Afyonkarahisar’da tamamlamasının ardından 2002 yılında İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş. 8 Mart 2004 tarihinde
Afyonkarahisar’da avukat olarak çalışmaya başlayan Köksal, daha sonra politika
arenasında boy göstererek 25, 26, 27 ve 28. dönem TBMM’de ve Cumhuriyet Halk
Partisi (CHP) Afyonkarahisar milletvekili oldu. 2023 yılında 28. dönem
Afyonkarahisar milletvekilliğinden istifa eden Köksal, 6 Mart’ta
Afyonkarahisar Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Seçildiğimde
Afyonkarahisar Belediyesi’nin kapıları, DEM Parti hariç bütün siyasi partilere
açık olacak” açıklamasıyla dikkat çekti.31 Mart 2024 yerel seçimlerinde
yüzde 50,73 oy oranıyla belediye başkanlığını kazanarak, tam 74 yıl aradan
sonraCHP’yi Afyonkarahisar’da belediye başkanlığına taşıdı.
Köksal bu makama layık görülen 23.
kişi olarak göreve geldiği günden beri altyapı, çevre, ulaşım, eğitim ve sosyal
hizmetler alanında gerçekleştirdiği projelerle Afyonkarahisar’ı kalkındırmayı
amaçlarken, diğer taraftan ise şehrin kültürel ve sanatsal hayatına da katkı
sağlamaya çalışıyor. Kadınlar, gençler, çocuklar ve yaşlılar için özel projeler
hayata geçirerek toplumsal refahı artırmanın, Afyonkarahisar’ı Türkiye’nin
örnek şehirlerinden biri hâline getirmeye gayret ediyor. İlk olarak 1879- 1912
tarihleri arasında görev yapan şehremini Hacı Tevfik Bey’den alınan
bayrak Afyonkarahisar’ın geleceğine mühür vurmak için elden ele taşınıyor.Bunlarla
birlikteyine Afyonkarahisar’ın Baro Başkanlığını Av.
M. İpek Yılmaz Göktürkisimli bir kadın yapıyor.
Kadîm şehri kaldığımız yerden
yarın gezmeye devam edelim, inşallah.