Türkiye, yeni bir medeniyetin temellerini atıyor.
Terörsüz bir dünya…
Barışın hakim, haklının güçlü olduğu bir dünya…
Terörden beslenenlerin korkulu rüyası; barış.
Kaosta, lüks arayan sapkınlar razı değiller.
Terör örgütü PKK ve uzantılarının silah bırakma zorunda kalmaları, Türkiye’nin kararlı mücadelesinin sonucudur.
Bu durum, bölge ve dünya dengeleri açısından tarihi yepyeni bir dönemin başlangıcını teşkil etmektedir.
Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle daha adil bir dünyanın mümkün olduğunun işaretlerinden biri…
*
Suriye hükümeti ile YPG/SDG anlaştı.
İsrail ve Siyonist hücrelerin tam anlamıyla kimyaları bozulacaktır.
Anlaşmayla Suriye ve Türkiye’nin kader birliği bir kez daha tescil edilmiştir.
Suriye’de Türkiye’nin anahtar rola sahip olduğunu ABD Başkanı itiraf ediyor ama içimizdeki müzmin ve kifayetsiz muhterisler hâlâ “Ne işimiz var? Demeye devam ediyorlar.
İşte anlaşmanın maddelerinden bazıları
"Suriye devleti, Esad rejimi kalıntıları ve ülkenin birliğini tehdit eden tüm unsurlarla mücadelede desteklenecektir."
"Kuzeydoğu Suriye'deki sivil ve askeri kurumlar (sınır kapıları, havaalanları, petrol kuyuları ve gaz sahaları dahil) Suriye devlet yönetimine entegre edilecektir"
"Suriye toplumunun tüm unsurları arasında bölünme çağrılarını, nefret söylemini ve fitne çıkarma girişimlerini reddediyoruz."
"Yürütme komiteleri, bu mutabakatın uygulanması için çalışmalarını sürdürecek ve tüm adımların bu yıl sonundan önce tamamlanmasını hedefleyecektir."
Suriyeli sığınmacılar üzerinden Türkiye’de iç savaş provalarına kalkışanlar, Lazkiye’de de hemen devreye girmeye yeltendiler.
Bu yapı ile ABD Kongresi’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda düzenlenen “Doğu ve Batı arasında Türkiye” konulu toplantının zevatı aynı telden çalıyorlar.
Ağız aynı…
“Ukrayna'nın işgali ve 2023'teki İsrail'e yönelik 7 Ekim saldırıları gibi olaylarda, Türkiye’nin NATO ittifakının genel gündemini desteklese de, NATO'nun yalnızca bir üyesi olarak hareket ettiğinden bahisle rahatsızlıklarını beyan ediyorlar.
Türkiye’nin Hamas’a destek vermesi, Karabağ’da, Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Afrika’da söz sahibi, barışı tesis edici olmasından fevkalade rahatsız oldukları ortada.
Türkiye’nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alması ve Finlandiya ile İsveç'in NATO üyeliğinde şartlar öne sürmesi, canlarını çok sıkmış.
Türkiye’deki Siyokemalist yapının tıpkısı…
İsrail’de Siyonistler, Gazzeli çocuklara bağış kampanyası düzenlediklerini söyleyerek eğleniyorlar.
Bir Yahudi, Gazzeli çocuklar için bağış yapmayı kabul ediyor.
Eğlenen Siyonist şaşkın:
"Gerçekten terörist olacak çocuklar için bağış yapmak mı istiyorsun" diyerek bir soru yöneltiyor.
Sanki, Suriyeli sığınmacıların çocuklarının gelecekte terörist olacağını söyleyen iri unvanlıları.
Depremzedelere de neler söylemediler ki?..
Bolu Kartalkaya’da otelde yananların yakınlarını arayıp alay etmediler mi?..
Aynı kafa…
*
Körfez krizi…
Ağustos 1990…
3 Aralık 1990…
Genel Kurmay Başkanı istifa ediyor.
Sebep?..
Cumhurbaşkanı, Başkomutan sıfatıyla ordunun Musul ve Kerkük’e operasyon için hazırlanmasını emrediyor.
Genel Kurmay Başkanı, ordunun savaşa hazır olmadığını ileri sürerek emri yerine getirmiyor, istifa ediyor.
Ve bunu alkışlıyorlar…
Böyle başka bir ülke var mıdır?
Bunda bir ay, on dört gün sonra ABD ve müttefikleri (17 Ocak 1991) Kuveyt’i Irak’ın işgalinden kurtarma bahanesiyle bölgeye çöktü.
Çekiç Güç bölgeye, PKK Kandil’e yerleşti.
28 Şubat’ın şartları olgunlaştırıldı.
Bu Siyokemalist yapı, Türkiye’nin terörle mücadelede dönüm noktası olan ve Fırat Kalkanı ile başlayan operasyonlara da “savaşa hayır” diyerek engellemeye çalıştı.
O gün operasyon yapılsaydı terör örgütü PKK Kandil’e yerleşemeyecek, Türkiye’nin can ve mal kayıpları da olmayacaktı.
Şimdi…
Nasıl ki ABD, Rusya ve diğer bazı Avrupa ülkeleri bölgeden çekiliyorlarsa İsrail’in de bu coğrafyada yaşama imkanı yoktur. Çünkü kafası devlet olmaya müsait değil.
Siyonistlere yolun sonu görünüyor…