Zulüm sınırsız olursa
Gazze katliamı iki aydır aralıksız devam ediyor.
Dünya zindeleri ve sırca köşk
sahipleri localarından bu katliamı Hollywood filmi izler gibi izliyor.
Katliam her geçen gün yeni
görsellerle servis edilirken, vicdan sahipleri dışında herkes oyunda oynaşta ve
zalim bu rahatlık içerisinde şeytanın bile aklına gelmeyecek haltları yemeye
devam ediyor.
Değerli okurlarım Filistin’e son
gittiğimde, El Halil’de Hz İbrahim cami çıkışında bizzat yaşadıklarımı sizlere
özetlemiştim.
Sosyal medyada, zalim İsrail
tarafından servis edilen ve trol ordusu tarafından dünyaya yaydırılan bir video
paylaşımını görünce Halil İbrahim camiinde bizzat yaşadıklarımı tekrar
hatırladım.
Dünyaya servis edilen dünkü paylaşımda,
aylardır Gazze halkının üzerine atılan tonlarca bombaya rağmen yerlerini terk
etmeyen mazlum mağdur susuz aç ve muhtaç garip gurebayı şimdide tutuklayıp ana
üryan soyarak yeni bir işkenceye tabi tutmaya başlamışlar.
İşgale direnerek evlerini terk
etmeyen bu kahraman ve gazileri ana üryan soydukları yetmezmiş gibi Hamas
mücahidi olarak servis ederek hezeyanlı bir psikoloji içinde olduklarını da
aslında kabul etmişler.
Bu son işkence şeklini ben El
Halil’de cami çıkışında bizzat gözlerimle görmüş ve okurlarımla paylaşmıştım.
25 Şubat 1994 yılında ramazan
ayının 15 günü sabah namazı kılınırken El Halil’de İsrail bir katliam yapmış ve
67 masum insanı canlı canlı yakmış, yüzlercesini ise yaralamıştı. Uzun bir süre
ibadete kapatılan cami Müslümanların gayreti ile tekrar ibadete açılmıştı.
Son Filistin ziyaretimde Halil
İbrahim camiine ibadet için gittiğimde cami girişinde İsrail zorbalarının tutum
ve davranışlarını geçiyorum, camide öğle namazı sırasında sanki caminin içinde
yüksek volümlü müzik sesini yadırgadığımızı görevlilere sorduğumuzda aldığım
cevap çok acı ve incitici idi.
Cami tadilatı sırasında yarısı
kapatılıp sinagog yapılmış ve her namaz vakti buradan yaydıkları müzikle ibadet
edenler taciz ediliyormuş.
Zulmün daha büyüğünü ise cami
çıkışında yaşadım ve şimdiki gibi hafızamda kayıtlı ve inşallah ölünceye kadar
da unutmayacağım.
Cami girişi ve çıkışında İsrail
güya güvenlik gerekçesiyle zorba asker ve polis bulundurarak aslında insanlık
suçunu işliyor ama daha beterini de yaşatarak aba üstünden sopayı sallıyor.
Cami çıkışında iki genç,15-16
yaşlarında.
Sırf bize göstermek ve
ekibimizdeki arkadaşlara gösteriş olsun diye bu iki gence birkaç soru sordular.
Çocuklar gayet saygılı bir
şekilde sorulara cevap vermelerine rağmen içlerinde bir tanesi çocuklara
soyunmalarını söyledi.
Gençler etrafa ve doğal olarak
bizlere bakarak utangaç bir şekilde bu emri uygulamakta yavaş davranınca diğer
askerlerle beraber ellerindeki keleşlere mermiyi sürüp çocuklar üzerine
doğrultunca, zaten sindirilmiş kişilikleri tarumar edilmiş bu iki genç iç
çamaşırlarına kadar soyundular.
Ben dâhil birkaç arkadaşım bu
acımasız zulmü yapanlara sözlü tepkiler gösterdik ve cesaretleri olsa silahı
bize de doğrultacaklardı.
Benzer başka bir olayı da Mescidi
aksaya girişte yaşatmışlardı bu zalimler.
Dün medyaya servis ettikleri
görseli yadırgamadığım gibi daha beterini de yapacak kadarda karaktersiz ve
zalim olduklarına zaten bugün dünya şahit.
Dünya aslında çok şeye şahit
bugün.
Dünya geçmişte yapılanlara da
şahit ama maalesef Müslümanlar derin uykuda oldukları için tüm dünyanın şahit
olduğu bu acımasız zulmü görmüyor.
Dünya ülkelerinin şehirleri kar
kış demeden her hafta sonu meydanlarını bu zulmü lanetleyen insanlarla
doldururken, Müslüman ülkelerin şehirlerinde toplanan cılız kalabalıklar bile
yöneticilerinin gözüne batıyor.
Zulüm ile âbâd olunmayacağı
evrensel bir gerçek.
Yanlış yapanın yanlışı dışında
yanına kar kalmayacağı da başka bir gerçek.
Zalimler için yaşasın cehennem
diyor ve Müslümanları uyudukları derin uykudan uyanmaya davet ediyorum
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.