Zulme rıza\u2026
"Zulme rıza zulümdür." buyrulmuş. Buna itirazı olan var mı? Bir başka güzel söz: "Bir kötülük gördüğünüzde elinizle, elinizle olmazsa dilinizle engelleyin. Bunları da yapamıyorsanız hiç olmazsa kalben buğzedin. Bu ise, imanın en zayıf halidir." Dünyanın gözü önünde, herkesin tanık olduğu bir zulüm yaşanıyor Mısır'da. Çağdaş Firavunlar, Nemrutlar, diktatörler halkını kesip biçiyor, yüksek binaların çatılarına yerleştirdikleri keskin nişancılara ateş açtırıyor. Bu alenu00ee, vahşi, gayr-ı insanu00ee saldırılar karşısında kılları dahi kımıldamayanlar var. Keder duymayan, üzülmeyenler var. Bunlar sözümona 'insan' sıfatıyla ortalıkta dolanıyor, toplumda gamsız biçimde yaşayabiliyor.
İşin en vahim tarafı şu ki, millu00ee ve manevu00ee konularda hassasiyetini bildiğimiz kişilerin, kesimlerin Mısır'daki olaylara neredeyse tarafsız, hatta ilgisiz kalışlarıdır. Zaten Türkiye'de şöyle temel bir açmaz vardır. Doğu Türkistan, Karabağ, Kırım, Kerkük gibi bölgelerde acılar yaşandığında ülkemizde sadece milliyetçi kesim ayağa kalkıyor, olayları eleştiriyor. Öte yandan Ortadoğu'da, Filistin'de, Tunus'ta, Mısır'da benzer katliamlar gerçekleştiğinde de bu sefer İslamu00ee hassasiyeti daha fazla olan vatandaşlar cinayetleri lanetliyor. İkisi de çok yanlış. Bence vicdanı olan, imanı olan, aklı ve ruhu olan, kısacası insan olan herkes, nerede bir zulüm varsa ona karşı çıkmak, haksızlığa direnmek zorundadır. Bu cinayetler Mısır'da da işlense aynıdır, Doğu Türkistan'da da. Geçen bir yazar, "Gezi ruhu"ndan bahsediyor ve o parka dadananları Mısır'daki diktatörlüğe karşı çıkmaya davet ediyor. Yahu arkadaş! Hala anlamadın mı, Gezi Parkı bahaneydi. Ağaç önemli değildi, amaç başkaydı. Daha bunu ne zaman görecek, ne zaman anlayacaksın? Yoksa Gezicilerin en azından küçük bir kısmı Mısır'daki Müslüman kardeşleri için de ayağa kalkmaz mıydı? Antikapitalist Müslümanlar nerede? Yeşilciler, Ergenekoncular, Ulusalcılar, çevreciler, bazı sanatçılar nerede? Kış değil 'yaz uykusu'nda şimdi hepsi. Kimbilir Çeşme'de mi, Marmaris'te mi, Bodrum'da mı? Veya başka kuytu yerlerde, adalarda mı?
Son günlerde İslam İşbirliği Teşkilatı ve Genel Sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu eleştiriliyor. Medyada ve kamuoyunda bu naylon teşkilatın ne iş yaptığı sorgulanıyor. Müslümanlar tıkır tıkır kesilirken örgütün hangi işlerle meşgul olduğu merak ediliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Bursa'da yaptığı konuşmada, "İslam İşbirliği Teşkilatı'nın aynaya bakacak yüzü kalmamıştır." demişti. Hükümet Sözcüsü ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de, Mısır'da katliama sessiz kalan İhsanoğlu için haklı olarak, "Böyle günlerde sesini yükseltmeyecek de ne zaman yükseltecek?" diye sordu. Twitter'dan mesaj atan Çelik, katliama sessiz kaldığı için eleştirdiği İhsanoğlu'na, "İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmelettin İhsanoğlu'nun ne iş yaptığını bilen var mı? Bu zat, darbeden sonra Mursi'yi suçlamıştı. İhsanoğlu'nun Genel Sekreter seçilmesi için sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın büyük çabalarını hatırladıkça 'yazık' diyorum. İİT böyle günlerde sesini yükseltmeyecek de ne zaman yükseltecek? Yoksa teşkilatta herkes parası kadar mı etkin? Yoksa General Sisi'ye giden paralarla İİT'nın suskunluk kaynağı aynı mı? Danimarka'nın, Hollanda'nın sesi İİT'den daha gür çıkıyorsa bu ne iştir?" diye sordu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da, pasif kalan teşkilatı suçladı. Mısır'da ordunun yönetime el koymasının ardından yaşanan katliamın durdurulması için yetersiz davranmakla suçlanan İhsanoğlu hakkında Bozdağ şunları söyledi: "Her gün yüzlerce insanın katledilip toprağa verildiği bir coğrafyada İslam örgütlerinin etkin bir tavır ortaya koyması gerek. Şu vakit Mısır'da sesini yükseltmeyen bir teşkilat varlığını inkar etmiş olur. Teşkilatın katliamlara karşı yaptığı bir açıklama var mı? Eğer ben genel sekreter olsaydım İslam ülkelerini toplayıp medyanın huzurunda olanlara karşı işbirliği çağrısı yapardım. Eğer başarılı olamazsam 'Tarih önünde böyle bir onursuzluğunu içime sindiremem' deyip istifamı basardım. İİT'nin adında İslam var ama 'tık' yok. İİT ve Arap Ligi sınıfta kalmıştır. İİT, kralların çıkarlarının teşkilatı değildir. Mısır'da ve Suriye'de öldürülenler, gayrimüslim olsaydı bütün dünya yine canlı yayından seyreder miydi?"
İslam İşbirliği Teşkilatı, İslam dünyasının hak ve çıkarlarını korumak amacıyla 25 Eylül 1969 tarihinde kuruldu. 57 ülkenin üye olduğu teşkilatın merkezi, Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde. Teşkilat kararları büyük ölçüde Suudi Arabistan'ın baskılarıyla şekilleniyor. Bütçe ise, Sisi'yi 'kahraman', darbeye karşı çıkıp demokrasiyi savunanları ise 'terörist' olarak gören Suudi Arabistan tarafından karşılanıyor.
Haklı olarak büyük eleştirilere hedef olan İhsanoğlu, yaptığı açıklamada kendini savunmaya çalıştı ama hiç kimseyi ikna edemedi. Twitter hesabından açıklama yapan İhsanoğlu şöyle dedi: "Her şeyden önce üye devletlerin ortaklaşa belirdiği politikaların sonucu olarak İİT'nin tavrı ortaya çıkar. Mısır konusunda girişimde bulunduk. Şahsen herkesin söylediğinden daha fazlasını söylemeye hakkı olan ama bu pozisyonda bulunan biri olarak müşterek bir karar olmadığı sürece açıklama yapmak için devletlerin konsensüsünü ve mekanizmaların harekete geçirilmesini beklemem lazımdır."
Sayın Ekmelettin İhsanoğlu, siz Mısır'da büyümüş bir Türksünüz. Rahmetli babanız, İstiklal Marşı şairimiz Mehmed u00c2kif Ersoy'un en yakın dostuydu. u00c2kif, yazdığı Kur'an-ı Kerim tercümesini babanıza emanet etmişti. IRCICA'da yönetici iken iyi hizmetlerde bulundunuz ve hep desteklendiniz. Çocukluğunuzun geçtiği Mısır sokaklarında bugün Müslüman kardeşlerinizin kanı akıyor. Buna sessiz kalamaz, bir şey olmuyormuşçasına davranamazsınız. 57 İslam ülkesinin vicdanı nasır tutmuşsa, o zaman siz gerekeni yapın ve görevinizden derhal istifa edin. Bu davranışınızla, diktatörlere karşı durduğunuzu, zulme boyun eğmediğinizi, kimsenin piyonu olmadığınızı gösterin. Makamlar fanidir, bilirsiniz. Mazlumların, masumların safında yer alın, zalimlerin değil. Bu istifanızla, Türkiye'deki ve İslam dünyasındaki bütün Müslümanların gönlünde ve yüreğinde yeniden taht kurabilirsiniz. Bekliyoruz.