Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.32
Gram Altın
2928.19
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Aralık 2021

Zorunlu araç sigortası ve muayene ücretlerine indirim istiyoruz!..

Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, “zorunlu araç sigortası bedellerinin düşürülmesini” istedi…

“Düşürülmeyecekse de en azından sabit tutulsun!” dedi.

Açıklamasının bir bölümü şöyle:

“Zorunlu araç sigortası fiyatları haftadan haftaya bile değişerek, her şirkette farklı fiyattan sunuluyor.

Kura göre de her hafta değişen bu araç sigorta fiyatlarına yeni yılda zam yapılmamalı!

Araç sahipleri için önemli gider kalemlerinden biri de zorunlu araç sigortası. Bunda, araç sahiplerini rahatlatacak bir indirim yapılmalı. Bu indirim, aynı zamanda sigortalılık oranını arttırmak için de çok ciddi bir adım olacaktır.”

*

Destekliyorum.

Zorunlu sigorta bedeline önümüzdeki yıl zam yapılmamalı, dahası bir miktar da indirim yapılmalı.

Bir de…

Araç muayene bedelleri de düşürülmeli ya da olmuyorsa sabitlenmeli.

“Bunu aracı olanlar düşünsün!” denmesin lütfen.

Piyasadaki en düşük bedelli otomobilleri düşünün…

Bugünkü şartlarda çoğu aile için zaruri ihtiyaç haline gelmiş durumda, ayağı yerden kesecek bir otomobil.

Bu insanlar, araç muayene işine dünyanın parasını ödüyorlar.

Bugün “Zorunlu sigorta bedeli düşürülsün ya da sabitlensin!” diyen Sayın Palandöken, geçen yıl da, “Özellikle pandemi sürecinde yaşanan zorluklar göz önünde bulundurularak, araç muayene ücretleri düşürülmelidir!” demişti.

Demişti ama…

Bu çağrısı sonuçsuz kalmıştı.

Umarız bu sefer sonuç alınır!..

SOKAKTAKİ VATANDAŞ “SİZDEN” DE “FEDAKÂRLIK” BEKLİYOR!

Evet…

Fedakârlıksa her birlikte.

Kim ne kadar çok kazanmışsa, “fedakârlık” bedeli de o kadar çok olmalı.

Adalet bunu gerektirir.

Sigorta devleri, -hiç gözümüz yok!- 20 yıl boyunca çok iyi kazandı.

Şimdi, biraz da “kârın bir bölümünü bu Güzel Memleket’in Ekonomik Kurtuluş Savaşı için feda etme” vakti.

Bugün, son 20 senede büyük kazançlar elde edenler için “fedakârlıkta” öne çıkma vakti.

Ya öne çıkmaları…

Ya da çıkartılmaları beklenir!..

Bizim vatandaş, memleketin en sıkıntılı günlerinde büyük fedakârlıklarda bulunmuştur.

Gözünü budaktan sakınmamıştır.

Bu yüzyıllar boyunca böyle olmuştur.

Bugün de elbette memleketi için her türlü fedakârlığı yapar.

Lâkin...

Bugünkü vatandaş, dünkü vatandaşa göre dünyayı daha yakından tâkip edebiliyor.

Kimin ne kadar kazandığını, gidişâttan kimlerin zarar gördüğünü, kimlerin istifa ettiğini çok daha net bir şekilde görebiliyor…

Sokaktaki vatandaşlarımızdan bol bol mesaj alıyorum…

Diyorlar ki,

Uzun yıllar boyunca devam eden siyasi istikrardan geniş ölçüde faydalanan kesimler var.

Ultra zengin işadamları var.

Onlar, bu memleketin sunduğu imkânlarla büyüdükçe büyüdüler.

Bu memleketin emekçisi, bu memleketin kaynakları sayesinde büyüdüler.

Şimdi…

Ekonomide sıkıntı var.

Bu sıkıntının hep birlikte aşılması gerekiyor.

Öncelikle de, büyük servetlere ulaşan işadamlarımızın topluma örnek olmaları gerekiyor.

*

Zorlukların üstesinden gelebilmek için sokaktaki vatandaşa düşen de vardır elbet.

Sokaktaki vatandaş bunu yapıyor.

Bütün sıkıntılara rağmen büyük bir sabırla izliyor.

Ümidini kaybetmiyor.

Reel gelirinin çok düşmüş olmasına rağmen, üzerine düşeni hakkıyla yerine getiriyor.

Bu fedakâr ve cefakâr insanların, bu memleketin imkânlarıyla büyüdükçe büyüyen “devlerden” katkı beklemeye hakları yok mu?

Olağanüstü bir dönemden geçerken, “devlerin” de olağanüstü dönem şartlarına uygun hareket etmeleri beklenir.

Bunu gönüllü olarak yapmaları elbette arzu edilendir.

Ultra varsıllardan”, Sayın Erdoğan’ın “Ekonomik Kurtuluş Savaşı” olarak nitelendirdiği “sürece” destek bekliyor sokaktaki vatandaş.

*

Memleketimizin mücadelesine “tam destek” verirlerse zarar etmezler!
Aksine…

Sokaktaki vatandaşın gözünde büyürler!..

Bu memlekete hepimizin borcu var.

En fazla borçlu olanlar ise en fazla kazananlar!..

Sayın Erdoğan bir konuşmasında, bu “büyük” işadamlarından, “Ak Parti iktidarında nerelerden nerelere geldiklerini unutmamalarını” istemişti.

Unutmuşlarsa…

“Hatırlatmak” gerekiyor, galiba!..