Zorlanan CHP'nin yıkım oyunu
Siyasetin kilitlendiği iki konu var:
Birisi “Altılı
Masa’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı” sorusu diğeri ise “erken seçim olup olmayacağı” sorusu...
Aslında bu iki konuyu birbirine bağlayan birkaç farklı konu daha var.
Bunlardan biri başörtüsüne
anayasal güvence...
Adalet Bakanlığı
anayasa taslağını hazırladı ve AK Parti
Meclis Grubuna teslim etti.
Bu hafta içinde AK
Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in
bir basın toplantısıyla teklif metnini kamuoyuna açıklaması ve yasama gündemine geleceği tarihi ilan etmesini beklediğimiz bir basın açıklaması
olacaktı.
Toplantı iptal oldu.
Cuma günü itibarıyla teklif Mustafa Şentop, İsmet Yılmaz,
Devlet Bahçeli, Özlem Zengin, Numan Kurtulmuş, Binali Yıldırım, Bülent Turan,
Erkan Akçay, Mustafa Elitaş ve Levent Bülbül’ün imzaları ile Meclis
Başkanlığına sunuldu.
Kulislerde yaptığım görüşmelerde AK Parti’nin Ocak ayında sözleşmelilerin
kadroya geçirilmesi ve Emeklilikte
Yaşa Takılanlar olarak bilinen EYT
konularında bir torba yasa getirileceğini
öğrendim.
AK Parti ve
MHP’de anayasa değişikliği konusunda İYİ
Parti ve HDP’den bağımsız
hareketler olacağı yönünde beklentiler var.
Eğer böyle bir seçenek mümkün olursa erken seçim ve üç sandıklı
seçim mümkün olabilir.
Bu seçenek hâlâ masada duruyor.
İYİ Parti
tarafında yaptığım görüşmeler böyle bir seçenek için destek verilmeyeceği görüşünde ağırlık kazansa da HDP tarafından ser verilip sır
verilmiyor.
Partinin resmi açıklamalarını gösteren HDP tarafının bütçe
görüşmelerinde CHP’li Meclis Başkanvekili’nin oturumunda Kürtçe konuşma krizini
gündeme getirmiş olması ile Selahattin
Demirtaş’ın Abdullah Öcalan ile SEGBİS sistemi üzerinden görüşme talebi
HDP kanadında hareketlilik olduğuna işaret ediyor.
Pazarlık için sinyal mi veriliyor bilinmez ama AK Parti’den ziyade Altılı Masa’nın HDP oylarına olan ihtiyacının
daha fazla olduğunu düşününce yeni adımlar atılacağını beklemek çok da yanlış
olmaz.
Aslında siyasi partilerden HDP oylarına yönelik ufak ufak göz
kırpma adımları gelmeye de başladı.
Siyasetin kilit oyları HDP’de...
Bakalım neler olacak?
Gelelim muhalefete...
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık konusunda bir açıklama yapmasını isteyenlerin
sayısı giderek artıyor.
Özellikle Meclis’te
Bütçe Görüşmeleri Açılışında Genel Kurul’a hitap eden Kılıçdıroğlu’na
“Aday ol!” diyerek meydanı gösteren AK Parti milletvekillerini motive eden, geçen sene aynı zamanlarda dile
getirilen bu çıkış sonrası Kılıçdaroğlu’nun “Aday olmayacağımı nereden biliyorsunuz?” cevabını alması olabilir.
İYİ Parti Genel
Başkanı Meral Akşener’in kurmaylarından sıklıkla gelen “Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı tutum” ve “seçilecek
aday” vurgusu bir ton daha yükselerek “seçilebilecek
aday Meral Akşener’dir” noktasına geldi.
Kılıçdaroğlu’nun
masayı tutma konusunda büyük bir fedakârlık yaptığı düşünülünce İYİ Parti’nin CHP oylarına yönelik tavrı CHP’yi
epey bir rahatsız ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun
adaylığı durumunda Genel Başkanlık
için fırsat doğacağını düşünenlerin de Kılıçdaroğlu’nu
sıkıştırması Kemal Beyin hareket alanını iyice daraltıyor.
Masayı iki kez zorlayan açıklamaları sonrasında yapılan
Altılı Masa toplantılarında daha olumlu bir çizgiye gelen Akşener’in son toplantıdaki
tutumunu gören diğer üyeler “Masanın
tekrar kurulduğu” açıklamasını yapmasına rağmen bu söylem tam karşılık
bulmuşa benzemiyor.
Kılıçdaroğlu’nun
ortak aday konusunda ortak dil
şartını dile getirmesi Akşener’in “Masayı noter konumuna Kemal bey getirdi”
açıklaması sonrasındaki gelişmelerle okunduğunda Kemal Beyin masaya gösterdiği
son yol olduğu anlaşılıyor.
Eğer bu çıkış da karşılık bulmazsa çok yakın bir zamanda Kılıçdaroğlu’nun masaya ortak adaylık
yerine herkesin aday olması seçeneği
getireceğini izleyeceğiz.
Yalnız bu durumda Altılı
Masa’nın büyük bir dezavantaj yaşayacağı açıkça görülüyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu’nun
adaylığı karşılığında Meclis
aritmetiğinde kazanım elde etmek isteyenlerin çalacağı bir CHP kapısı olmayacak.
Herkes oyu oranında karşılık bulacaktır.
Kılıçdaroğlu’nun
anketlerde adı geçen Mansur Yavaş ve
Ekrem İmamoğlu’nu da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak önceden
ilan etmesi, hatta yaptığı “tek adam”
eleştirileri düşünülünce CHP Genel
Başkanlık koltuğunu da son zamanlarda bu konuda çok hevesli olan İmamoğlu’na bırakması herkesin elini
boşa çıkarabilir.
Muhalefette taşların oturmasına çok az kaldı.
Bütçe görüşmelerinde kendisini göstermeye çalışarak tekrar
milletvekili olmak isteyenler dışında sessizce
devam eden muhalefet gündeminin
arkasında büyük fırtınalar kopuyor.
Üç vakte kadar her şey gün yüzüne çıkacak.