Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.55
Gram Altın
2948.80
BIST 100
9879.41
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Aralık 2022

Zorlanan CHP'nin yıkım oyunu

Siyasetin kilitlendiği iki konu var:

Birisi “Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı” sorusu diğeri ise “erken seçim olup olmayacağı” sorusu...

Aslında bu iki konuyu birbirine bağlayan birkaç farklı konu daha var.

Bunlardan biri başörtüsüne anayasal güvence...

Adalet Bakanlığı anayasa taslağını hazırladı ve AK Parti Meclis Grubuna teslim etti.

Bu hafta içinde AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in bir basın toplantısıyla teklif metnini kamuoyuna açıklaması ve yasama gündemine geleceği tarihi ilan etmesini beklediğimiz bir basın açıklaması olacaktı.

Toplantı iptal oldu.

Cuma günü itibarıyla teklif Mustafa Şentop, İsmet Yılmaz, Devlet Bahçeli, Özlem Zengin, Numan Kurtulmuş, Binali Yıldırım, Bülent Turan, Erkan Akçay, Mustafa Elitaş ve Levent Bülbül’ün imzaları ile Meclis Başkanlığına sunuldu.

Kulislerde yaptığım görüşmelerde AK Parti’nin Ocak ayında sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi ve Emeklilikte Yaşa Takılanlar olarak bilinen EYT konularında bir torba yasa getirileceğini öğrendim.

AK Parti ve MHP’de anayasa değişikliği konusunda İYİ Parti ve HDP’den bağımsız hareketler olacağı yönünde beklentiler var.

Eğer böyle bir seçenek mümkün olursa erken seçim ve üç sandıklı seçim mümkün olabilir.

Bu seçenek hâlâ masada duruyor.

İYİ Parti tarafında yaptığım görüşmeler böyle bir seçenek için destek verilmeyeceği görüşünde ağırlık kazansa da HDP tarafından ser verilip sır verilmiyor.

Partinin resmi açıklamalarını gösteren HDP tarafının bütçe görüşmelerinde CHP’li Meclis Başkanvekili’nin oturumunda Kürtçe konuşma krizini gündeme getirmiş olması ile Selahattin Demirtaş’ın Abdullah Öcalan ile SEGBİS sistemi üzerinden görüşme talebi HDP kanadında hareketlilik olduğuna işaret ediyor.

Pazarlık için sinyal mi veriliyor bilinmez ama AK Parti’den ziyade Altılı Masa’nın HDP oylarına olan ihtiyacının daha fazla olduğunu düşününce yeni adımlar atılacağını beklemek çok da yanlış olmaz.

Aslında siyasi partilerden HDP oylarına yönelik ufak ufak göz kırpma adımları gelmeye de başladı.

Siyasetin kilit oyları HDP’de...

Bakalım neler olacak?

Gelelim muhalefete...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık konusunda bir açıklama yapmasını isteyenlerin sayısı giderek artıyor.

Özellikle Meclis’te Bütçe Görüşmeleri Açılışında Genel Kurul’a hitap eden Kılıçdıroğlu’na “Aday ol!” diyerek meydanı gösteren AK Parti milletvekillerini motive eden, geçen sene aynı zamanlarda dile getirilen bu çıkış sonrası Kılıçdaroğlu’nun “Aday olmayacağımı nereden biliyorsunuz?” cevabını alması olabilir.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kurmaylarından sıklıkla gelen “Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı tutum” ve “seçilecek aday” vurgusu bir ton daha yükselerek “seçilebilecek aday Meral Akşener’dir” noktasına geldi.

Kılıçdaroğlu’nun masayı tutma konusunda büyük bir fedakârlık yaptığı düşünülünce İYİ Parti’nin CHP oylarına yönelik tavrı CHP’yi epey bir rahatsız ediyor.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı durumunda Genel Başkanlık için fırsat doğacağını düşünenlerin de Kılıçdaroğlu’nu sıkıştırması Kemal Beyin hareket alanını iyice daraltıyor.

Masayı iki kez zorlayan açıklamaları sonrasında yapılan Altılı Masa toplantılarında daha olumlu bir çizgiye gelen Akşener’in son toplantıdaki tutumunu gören diğer üyeler “Masanın tekrar kurulduğu” açıklamasını yapmasına rağmen bu söylem tam karşılık bulmuşa benzemiyor.

Kılıçdaroğlu’nun ortak aday konusunda ortak dil şartını dile getirmesi Akşener’in “Masayı noter konumuna Kemal bey getirdi” açıklaması sonrasındaki gelişmelerle okunduğunda Kemal Beyin masaya gösterdiği son yol olduğu anlaşılıyor.

Eğer bu çıkış da karşılık bulmazsa çok yakın bir zamanda Kılıçdaroğlu’nun masaya ortak adaylık yerine herkesin aday olması seçeneği getireceğini izleyeceğiz.

Yalnız bu durumda Altılı Masa’nın büyük bir dezavantaj yaşayacağı açıkça görülüyor.

Çünkü Kılıçdaroğlu’nun adaylığı karşılığında Meclis aritmetiğinde kazanım elde etmek isteyenlerin çalacağı bir CHP kapısı olmayacak.

Herkes oyu oranında karşılık bulacaktır.

Kılıçdaroğlu’nun anketlerde adı geçen Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak önceden ilan etmesi, hatta yaptığı “tek adam” eleştirileri düşünülünce CHP Genel Başkanlık koltuğunu da son zamanlarda bu konuda çok hevesli olan İmamoğlu’na bırakması herkesin elini boşa çıkarabilir.

Muhalefette taşların oturmasına çok az kaldı.

Bütçe görüşmelerinde kendisini göstermeye çalışarak tekrar milletvekili olmak isteyenler dışında sessizce devam eden muhalefet gündeminin arkasında büyük fırtınalar kopuyor.

Üç vakte kadar her şey gün yüzüne çıkacak.