Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Mart 2019

Zor zamanlarda sınanmak – Beka meselesi

Bu başlıkla devam eden yazımızı bu üçüncü makale ile tamamlamış olacağız.

Coğrafyamız ve topraklarımız üzerinde iştahı ve gözü olanların bizleri karar merciinde tek başımıza rahat bırakmak istemediklerini görüyoruz. Çünkü tek başımıza bir kuvvetiz biz. Azmimizi ve irademizi kimseyle paylaşmayan bir yapımız var bizim. Tarihi serüvenimizde bunu defalarca ispatladık. Bu nedenle hep birlikte üstümüze çullanıyorlar. Zaman zaman içimizdeki siyasi, ekonomik, dinsel kılıklı Haçlı Şövalyelerini harekete geçirmeleri bundan… Şunu da çok iyi biliyorlar ki şehit oluruz ama asla mağlup ve teslim olmayız. Barışta melek, savaş meydanlarında ise Çanakkale ve Bedrin Aslanları gibiyiz biz...

Gelelim içimizdeki malum şövalyelerin seçimden güçlü çıkma ihtimalinde başımıza geleceklere…

Kısa dönemde Dünya Bankası ve IMF’den temin edilecek kredilerle geçici bir rahatlama olacak, dış politikamız, Suriye ve Irak politikamız tamamen Batı ve Amerikan politikalarına endekslenecek ve biz yine Oval Ofis’in ağzından çıkan her sözün emir eri olacağımız muhtemeldir. Suriye bölünecek, güney sınır komşumuzun adı PYD/PKK devleti olması gayretindeler.

Bu kez Kıbrıs’ın elimizde kalacağını mı düşünüyorsunuz. Tüm Akdeniz’e İsrail hâkim olacaktır. Yunanistan’ın İsrail ile yaptığı stratejik ortaklık anlaşmalarına bakıldığında olabilecek felaketin boyutunun nerelere varacağı açıktır. Askeri alandaki tüm projelerimizi ve tüm kazanımlarımızı kaybedip, yeniden İsrail ve Amerikan ürünlerine mahkûm olacağız!

Hayal kurmuyorum. Allah korusun Başkan Erdoğan’ın düşürülme ihtimaline karşın olabilecekleri tahmin bile etmek istemiyorum. Malum yıkım ekibinin amacı Sayın Erdoğan’ın şahsında memleketi ve milleti düşürmektir.

Hala memleket ve millet aleyhine kirli ilişki ağında olanlar, mal, mülk ve makam sevdasında olanlar, ideolojik saplantılılar kullanıldıklarının farkında değillerse diyeceğimiz o ki, Allah akıl fikir versin ama karşılarında milleti ve akıl sahiplerini bulacaklardır.

Demem o ki, altı üstü bir yerel seçim deyip geçmeyin. Arkasından koparılacak fırtına bellidir.

Daha birkaç hafta önce Pakistan’ın Hindistan’la savaş eşiğine getirilmesine tesadüf mü diyoruz? ABD dünyanın bütün ihtilaf ve farklılıklarını çatışmaya dönüştürmek istiyor. Dünyayı boğuşturup hâkimiyetini sürdürmeyi amaçlıyor. Sormak lazım, neden onlarca gemi Akdeniz’den Türkiye’ye tehdit rüzgârları estiriyor. Çemberi daraltarak bize diz çöktürmek istiyorlar da ondan!

Aktörler, oyuncular ve figüranlar hepsi bellidir…

Geçmişteki senaryo devrede. Türkiye’nin başörtü, irtica, gericilik, laiklik vesaire gibi meselelerle vuruşturularak enerjisi tüketilmemiş miydi? Bu kapışmanın maddi ve manevi bedeli memleketimize ve millete çok ağır olmuştu. Ne büyük bedeller ödedik biliyorsunuz! Çektiğimiz acıların bakiyesi her kesimden bugüne kadar gelmiş bulunuyor. Bugünlerde Türkiye’nin patates, soğan gibi uyduruk meselelerle oyalanıp durmasına tesadüf mü diyorsunuz? Birileri kılıçlarını çekmiş ve enerjimizin tüketilmesinde yeniden rol almış görünüyorlar.

Rol almış olanlara dikkat edin...

Neseplerinin, tıynetlerinin, zihniyetlerinin farklı olması bir araya gelmelerinde asıl amaçlarına engel olmuyor. Uşaklık böyle bir şey, Şövalyelik böyle bir şey işte... Geçmişte de Millet ve Halkçılık rolü oynayanların milletin ve memleketin anasını nasıl ağlattıklarını gördük! Şövalyelerin geçmiş kötü dönemlerin ayak izlerini bugünde birebir takip ettiğini görüyoruz…

İyi bilinmeli ki Türkiye eski karanlık dönemlerine dönmeyecektir. Cenap Şahabettin’den bir alıntı yapalım, “Görmek istemeyenden daha kör kimse yoktur.”

Son sözüm şu: Hançerlenirsek eğer, arkamızı sağlama aldığımızı sandıklarımız yüzündendir. İyi bilinmeli ki düşersek hep beraber düşeriz!