Zor günlerin kazananı olmak
Yukarıdaki başlığı hak eden çok sayıda durumla karşı karşıya olduğumuz çetrefilli günlerden geçiyoruz. Ülke gündemi zaten gergin. Bunu daha gererek bir yerlerinden koparmak için ne kadar çok gayret edenimiz var.
Dost görünümlü ama içlerindeki fısk ve fücürü beden dilleri ele veriyor.
Örnek mi dersiniz. En yakın müttefikimiz ve dostumuz Amerika’dan mı başlasak yoksa çözüm sürecinde timsah gözyaşı döken en yakınımızda duran maskeli liboşlardan mı? Nerden başlarsak başlayalım dostlarımızı ona yüze katlayacak kadar fazla sayıda düşmana sahibiz. Suçlu arayacak değilim ama bu bir gerçeklilik.
Hafızalarımızı bu yıl içerisinde yaşadıklarımızı son haftadan başlayarak geriye doğru işletelim. Hatırladıklarımız ne kadar korkutucu ve ürküntü verici değil mi? Ülkemizi bu yoğun boğucu gündemden çıkartmak için gayret eden samimi idarecilerimize elbette duacıyız.
Hoca Nasreddin’in hırsız hikayesini hepimiz biliriz
Değerli dostlar gündemimizi ve içimizi karartan hırsızlar elbette esas suçlu.Bu hırsızları doğru tanımak deşifre etmek konusunda bir çoğumuzun kafası karışık.Bize bir haber geldiğinde araştırmamız soruşturmamız ve aklımızı mantığımızı kullanmamız şiddetle tavsiye ediliyor.Bu günler bu tavsiyeye şiddetle ihtiyacımız var.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan Amerika ile ilgili güvenilirlik anketini hatırlıyorum. Halkımız sağduyusunu kullanarak bu ülkeye güvenilmez notu vermişti. Dünyayı bir kez daha Müslümanlara dar edecek projenin de mimarı olan bu ülke bize gerçekten dost olabilir mi? Cevabı dil ile değil akıl ile verelim. Aklımız karışık ise vicdan ile verelim.
Film stüdyoları için arena aramaya gerek kalmadı. Figüranlara da ihtiyaç yok. Müslüman coğrafyasında Müslüman figüranlarla Müslümanı Müslümana kırdırtarak gerçek bir temizleme yapılıyor.
Avrupa ve Amerika içerisinde yaşamasına tahammül edemediği ne kadar Müslüman varsa bu filmlerde oynatarak bir taşla iki hatta üç kuş vurarak güya kazançlı çıkacak.
Ama evdeki hesap çarşıya uymadığı için bazı engelleri aşmak zorundalar bu kez.
Müttefik yutturmacası ile bir yere kadar gelseler de bu oyuna biz alet olmamalıyız. Film stüdyoları ülkemiz sınırlarında. Bir kıvılcım ile oldu bittiye gelmemeliyiz. Amerika Avrupa yakın geçmişte ki tavırları ile zaten dost ve müttefik olamaz. Son günlerdeki kıvırtmalarından beden dillerinden de zaten bunu bizler yani halkımızda anlamış durumda. İdarecilerimizde şükür bu hassasiyetlerini açık ediyorlar.
17.yüzyılda yaşamış Osmanlı şeyhülislamı Mehmet Bahai Efendinin bir mısrasını hatırlayalım.
Bize mülhid diyenin kendinde iman olsa
Dahleden dinimize bari müselman olsa
Cennet vatanımızın başına örülmek istenen çoraplar var.
Dün ve bu gün birilerinin özel gayreti ile bu çorapları başımıza geçirme cüretinde bulunanalar var. Son günlerde çorap geçirme denenmeleri çok şükür başarılamadı.
Bu başarısızlık düşmanlarımızın uykusunu kaçıradursun. Biz yolumuza devam edeceğiz. Yeter ki bir olalım. Birlik olalım. Diri olalım.
Dik durmaya devam edelim.
Rabbimiz bu necip millete yardım edecektir. Çünkü mazlumların duası göklerden bize doğru gelirken rahmeti bereketi ve muhabbeti ile geliyor. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.