Zor durumda iş yapmak
Dostumuzu epeydir görmemiştim. Kendisi imalata yönelik iş yapan, yanında çok sayıda kişi çalıştıran sanayiciydi.
Tabi sohbet
ilerleyince konu işlerine geldi. “Nasıl
gidiyor?” diye sordum.
Malum
koronaydı, depremdi, dış dünyadaki savaşlar ve felaketlerdi, döviz
fiyatlarındaki dalgalanmaydı derken bir türlü rahat yüzü görmez olmuştuk. Hele
pandemi ortalığı kasıp kavuruyordu. Herhalde o da diğer iş yapanlar ve
üreticiler gibi karamsar bir tablo çizecekti.
Ancak cevabı
beklediğim gibi olmadı, “Çok şükür
yolunda, memnunuz” deyince şaşırmadım desem yalan olur. “Nasıl oluyor?” diye tekrar sordum ve
ekledim: “Her kesimde işler kötü diye
yakınmalar, hatta çığlıklar duyuyoruz. Siz nasıl hallediyorsunuz da durumu
bozmadan devam ediyorsunuz?”
Verdiği
cevapta özet olarak şunları söyledi:
*Zorluklar
oluyor elbette ama heves ve istekle çalışmaya devam ediyoruz.
*Kimsenin
düşünemediği, aklına bile getirmediği yeni işler çıkarmaya çalışıyoruz.
*Doğruluktan
zerre sapmıyoruz. En önemli şiarımız dürüst çalışmak, yalana-yanlışa
başvurmamak.
*Uzun vadeli
çalışmak önceliğimiz.
*Çalışanlarımızın
hakkına hukukuna özen gösteriyoruz. Onların çalıştıkları müesseseyi
benimsemeleri, kendi yeri gibi görmeleri, yaptıkları işi sevmeleri bizim için çok
önemli.
Evet,
dostumuz bunlara benzer şeyler sıraladı. Böylelikle kriz zamanında bile ayakta
duruyorlarmış. Darısı diğer iş sahiplerimizin başına.
AHMET KEKEÇ
Yaprak dökümü gibi dostlarımızı kaybederek olduk. Hele Ahmet Kekeç adam gibi adam olan, korkusuz ve cesur gazeteci idi. Doğru bildiğini o ironik üslubu ile yazar, kendisini zevkle okuturdu. Rabbim rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.