Zor dostum zor
Değerli
okurlarım dünyanın çivisinin çıktığı. insanlık namına ne varsa hızla tükendiği
bir dönemde yaşayanlar olarak gözümüze kulağımıza inanmayacağımız günlerden
geçiyoruz.
Geçen
hafta makalemde bahsettiğim gibi, sosyal
medya zedesi bir vatandaş olarak evvelsi gün akşam saatlerinde gazi
meclisimizin,bana göre geç kalınmış da olsa yasalaştırdığı dezenformasyon
kanununun güvencesi altında daha güvenilir bir memlekette yaşayacağıma
inanıyorum.
Yeni
Türkiye’ye doğru hızlı adımlarla ilerleyen ülkemiz, dezenformasyon yasası ile daha
emin ve daha güçlü olma yolunda bir engeli daha aşmış oldu.
Yalan
dolan tüccarları bugüne kadar olduğu gibi işkembelerinden yaydığı pis kokularla
vatandaşımızı artık eskisi kadar rahatsız edemeyecek.
Kanunun
en çok tartışılan maddesi üzerinde koparılan fırtınanın samimi olmadığına
inanıyorum.
Yağırı
olanlar elbette gocunacak.
Saman
altında su yürütücüler elbette işlerin kesatlaşması nedeni ile ciyaklayacak.
Yalan
tacirleri satış yaptıkları hayali marketlerden yoksun olacaklar ve kâr
marjlarının düşmesinden dolayı da dedi kodu kazanını bir süre daha fokurdatacaklar.
Vurun
abalıya güruhunun yalını kısmen kesecek olan bu kanun için iyi oldu demelerini
elbette beklememek gerekir.
Yağırım
yok.
Gocunmuyorum.
Sosyal
medyayı kendi kimliğim ve kişiliğim ile kullanıyorum.
Çıkan
yasadan dolayı da milletvekillerine teşekkür ediyorum.
Hans
Hasan
Rahmeti
Erbakan hocam sık tekraralar ve vatandaşın anlayacağı dilden de bu iki isim
üzerinden ülkemiz gerçekliklerini anlatırdı.
Bendenizde
bugün aynı şeyi yapmaya çalışacağım.
Son
birkaç gündür sosyal medyada dolaşan Mehmet Ali Çelebi beyin,AK Partiye
katılması üzerinden mangalda kül bırakmayanların dünü ve bugünü üzerinden
hafızalardan silinmiş gerçeklikleri hatırlayarak ve hatırlatarak Hans’mı? Yoksa Hasan’mı
?haklı takdiri aziz okuyucularıma bırakacağım.
Öteden
beri parti değiştiren, hatta fırıldak sıfatını hakkedecek kadar ileri giden
zikzak milletvekillerini tenkit etmiş ve bunun yanlışlığı üzerinden fikrimi
okurlara paylaşmıştım.
Bugünde
fikrimde bir değişiklik yok,ancak hafta içerisinde AK Parti saflarına
katılarak, millete hizmetimi bu partide devam edeceğim diyen Mehmet Ali Çelebi
üzerinde sosyal medyada bir bardak suda fırtına koparanların dünü ile bugününü kıyaslayınca,
bu işte bir bit yeniği var dedim ve mesele üzerinde kafa yordukça daha da iyi
anladım ki, bu güruhun derdi başka.
Dertleri
her zaman olduğu gibi aynı.
AK
Parti ve Tayyip düşmanlığı.
Bir
başka açıdan da millet düşmanlığı.
Bir
türlü bu aziz millete güvenmediler gitti.
Kimi
makarnacı dedi.
Kimi
göbeğini kaşıyan adam dedi.
Daha
ileri gidip aptal geri zekâlı diyenler oldu.
Hatta
insan sıfatını layık görmeyip koyuna benzetenler bile oldu.
Sureti
insan bu Hans’lar bir türlü milletin özü olan Hasan’ları insan gibi
göremediler.
Aynı
kafa bugün dünden farklı olmadığı gibi daha acımasız ve daha da şedit.
Rahmetli
Hocamızda sanırım bu gerçeklik dolayısı ile Hans’lar ve Hasan’lar üzerinde çok
durur ve sık tekrarlayarak milletin gerçek sahiplerine uyanın bu güruhun
fikride zikri de maalesef bu der anlamayanlara anlatmaya çalışırdı.
Mehmet
Ali Çelebi ile bu aktardıklarımın ilgisine gelince, sanki ilk kez bir milletvekili
parti değiştirmiş gibi bir algı ticareti var.
Millet
yutmasa da yutanların çıkardığı gak guklardan rahatsız olduğumuzu söylemeli ve
bu yaptığınız çifte standardın çok ötesindebir haksızlıktır diyebilmeliyiz.
Yüzünde
Rabbıyesir gördüklerine dikkat etmeni ve her önüne geleni Fatih zannederek parti
kapılarını ulu orta herkese açmayın derim.
Daha
ileri gitme şansım yok.
Hukuk
danışmanınız hemşerim olan kişinin gazabına uğramak istemem.
Benden
söylemesi.
Nokta.
Sağlık
ve mutluluk dileklerimle.