Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Haziran 2013

Ziya Nur

Tarihe büyük bir ilgi var. Medyanın, bilhassa televizyonların keşfettiği bakir ve bereketli bir alan tarih. Tartışma programları, diziler, belgeseller gırla gidiyor. Peki tarih hakkında olur olmaz kişilerin konuşması ve yazması doğru mu? Ne yazık ki bu konuda da genelde şirazeden çıkılıyor, ölçü aşılıyor ve herkes kendi kafasına göre yorum yapabiliyor. Halbuki her işte olduğu gibi bu konuları da uzmanına bırakmalı, meseleleri ehline sormalıyız.

Merhum Ziya Nur Aksun'u yıllar önce kültür tarihçimiz Dursun Gürlek ile birlikte ziyaret etmiştim. Bir dinu00ee bayramı idrak ediyorduk. Dostlar, her bayramın ikinci günü, Ziya Nur Bey'i evinde ziyaret ediyordu. Akatlar'daki bu Osmanlı evi, bir bakıma münevverlerin buluşma, dertleşme, halleşme ve sohbet etme mekanıydı. Hafızam beni yanıltmıyorsa o gün Mehmed Niyazi, Sadettin Ökten, Mehmed Genç, Cemal Aydın, Halil Duruk da sohbet meclisindeydi. Marmaratörlerin olduğu yerde, efsane mekanlardan, meşhur Marmara Kıraathanesi konuşulmaz mı? O gün uzun uzadıya mevzu edildi. Mehmed Niyazi Bey nükte anlattıkça salonda oturan Ziya Nur da kıs kıs gülüyordu.

Ziya Nur Aksun kimdir? Bu bilge tarihçimiz Türkiye'de hakkıyla tanınıyor mu, sanmıyorum. Sadece ilme, tarihe ve kültüre meraklı kişiler kendisini tanır, eserlerini bilir, okur ve fikirlerinden istifade eder. Birkaç yıl önce üniversiteden iki gençle tanışmıştım. İkisi de tarih bölümünde kariyer yapıyordu. Biri yüksek lisans, diğeri doktora. Kendimden emin bir şekilde "Ziya Nur Beyin eserlerini okuyorsunuz tabiiu2026." dedim. Ancak büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. İki genç tarihçimiz de Ziya Nur'un adını ilk defa benden duyuyordu. Ne derin bir gaflet, ne büyük bir cehalet ya Rabbi. Dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım. Kalkarken, "Şimdi mahcup olduk. Ama hocalarımız bu değerli tarihçiden bize hiç bahsetmediler kiu2026" dediler.

Ne yazık ki bazı üniversitelerimizde durum bu merkezde. Kimi hocalar, 'dışarı'daki alimlerden, yazarlardan bahsetmez, onları tanıtmazlar. Büyük bir kıskançlık içindeler. Garip huyları vardır. Onlara göre üniversitede bulunmamış olanlar ilim adamı olamaz. Mesela onlara göre Nihad Sami Banarlı da Orhan Şaik Gökyay da muteber (!) değildir. Çünkü unvanları yoktur, üniversiteye intisap etmemişlerdir. Bu saçma anlayış, ne yazık ki bazı üniversite hocalarında var. Halbuki ilim her yerde yapılır. Üniversitenin içinde de dışında dau2026 Üniversite mensubu olmadıkları için İsmail Saib Hocayı, Ali Emiri Efendi'yi ve İbnülemin Mahmut Kemal'i de alim saymayacak mıyız? Bu konu çok mühim, ama şimdi sırası değil. Biz Ziya Nur'dan bahsetmeye devam edelim.

Yıllar yılı bayramlarda evine gittiğimiz Ziya Nur Aksun'un dost çevresini tanıdıkça, ziyaretler esnasında hizmetlerini duydukça kendisine hayranlığım arttı. Ziya Nur hakikaten 'bilge' bir kişilik, mütefekkir bir insandı. Osmanlı Tarihi, İslam Tarihi, Dündar Taşer'in Büyük Türkiyesi bazı eserleri.

29 Mayıs 1930 tarihinde doğan ve 6 Eylül 2010 tarihinde Hakka yürüyen Ziya Nur Aksun hakkında, hayatta olduğu süre içinde iki program düzenledim. Vefatından sonra da bir toplantı ile yad ettik. Her üç toplantı büyük ilgi görmüştü. u00c2deta fikir, sanat ve kültür dünyamızın seçkin bütün isimleri bu programlara katılmış, tarihçimiz hakkındaki duygu ve düşüncelerini dile getirmişlerdi. Bu çalışmalar Ömer Ziya Belviranlı'nın himmetiyle kitaplaşmış, Mustafa Nadir Önay da bir belgesel hazırlamıştı.

Benim Ziya Nur Bey'le birlikte tanışma şerefine eriştiğim ikinci bir şahsiyet de tarihçimizin çok kıymetli kardeşi Belma Aksun Hanımefendi'ydi. O evde biz adeta saray teşrifatı görürdük. Nezaketi, nezafeti, nezaheti, ihtişamı, ikramı yaşardık. Belma Hanımın, ağabeyi Ziya Bey'e gösterdiği ihtimam görülecek şeydi. Şefkatli bir anne, çok sevdiği evladına ancak bu kadar titizlikle bakardı. Belma Hanım gazeteci yazar. 20 yıl Tercüman'da çalıştı. Gazetede sayfalar yönetti, tercümeler yaptı ve bazı eserlere imza attı. Hikayelerinden oluşan Keşke o eserlerden biri. Sanatalemi.net sitesinde yazmaya devam ediyor. Bugünlerde Belma Hanımın çok değerli bir eseri Ötüken Neşriyat arasında çıktı: Bir Millet Mistiği Ziya Nur Aksun. 450 sayfalık muhteşem bir kitap. Eserde Belma Hanım hatıralarını ve hayatını ağabeyi 'şehzade' Ziya Nur'un hayatıyla birlikte anlatıyor. Konya'da başlayan hayat İstanbul'da devam eder. Çocukluk yılları, gençlik dönemi, iş hayatı, dost çevresi, Marmara Kıraathanesiu2026 Mükrimin Haliller, Sezai Karakoçlar, Erol Güngörler, Üstün İnançlar ve diğerleri. Ziya Bey'in dostlarına, yakınlarına ve arkadaşlarına yazdığı o hisli mektuplar. Yıllar sonra tarihçiliğimize orijinal bir bakış getirecek olan ve Osmanlı tarihini en iyi yazacak olan Ziya Nur, henüz ilkokul öğrencisi iken ecdadını devamlı tenkit eden öğretmenine şöyle itirazda bulunur: "Padişahların hepsi de kötü müydü? Fatih de, Yavuz da, Kanuni de mi kötüydü efendim?" Bilgiyle, belgeyle ve güzel fotoğraflarla bezenmiş bu mükemmel eser, Aksunlar ailesinin adeta tarihi. Yakın dönem fikir hayatımız da bu esere yansımış. Osmanlı ruhunu hakkıyla kavramış, Bediüzzaman'a talebe olmuş ve bir nesle ağabeylik etmiş bilge tarihçiyi tanımak eminim sizi bahtiyar edecektir.