Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.69
Gram Altın
2954.69
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Mart 2020

Ziya Hoca zili çaldı!..

Uzaktan eğitimde ders zilini Ziya Hoca çaldı. Şimdi her yer okul oldu. Tüm aileler belki de hiç olmadığı kadar sorumluluk üstlendi. Bu algıyı, bilinci, sorumluluğu oluşturmak da kolay olmadı. Başta Ziya Hoca olmak üzere, MEB Merkez Teşkilatı personeli, YEĞİTEK ve EBA personeli olmak üzere canla başla çalışıyorlar. Pazartesi sabahı çocuklarımızla beraber heyecanla ders zilini bekledik.

MEB, kısa sürede organize olarak binlerce içerik ve ders anlatımı gerçekleştirmiş durumda. Eğitimde sanki seferberlik ilan edildi. Evet, görünürde okullar kapalı gibi ama eğitim çalışanlarımız şimdi daha gayretli. Aileler öğretmenlerle, öğretmenler de öğrencileriyle iletişim hâlindeler. Herkeste takdir edilecek gayret var. Teknolojik alt yapısı zamanında kurulan MEB’de işler tıkır tıkır gidiyor. Şahsen YEĞİTEK’in çalışmalarını yakından bilen birisiyim. Buradaki özveriyi ve birikimi biliyorum. Teknoloji ve bilişim çağı diyoruz, MEB de bu çağın farkında. Yıllardır düzenlediği bilişim kongreleriyle, eğitimde teknolojinin kullanımıyla ilgili çalışmalarla YEĞİTEK, göz dolduran çalışmalara imza atıyor. MEB’in diğer birimlerinin de çok güzel çalışmaları var. Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü de öğretmenleri sosyal yönden destekliyor. MEB, öğretmenler için açtığı seminer, kurs vb. faaliyetlerle yenilikçi bir ruhu inşa ediyor.

Herkes bir dersin içinde, bu derslerin zilini de Ziya Hoca çaldı. Göreve geldiğinden itibaren konuşmalarıyla terapi etkisi gösteriyor. Biliyoruz ki hantal bürokrasi içinde Ziya Hoca’nın düşüncelerinin hayat bulması zaman alacak. Bu süreç uzun solukludur, sabırla bekleyip göreceğiz. Eğitimde umulan hemen olmuyor. Zamana ihtiyaç var. Şunu da hemen söyleyelim, eğitim herkesin tartışmasına açık bir alan. Bu tartışmalara katılanlar uzman olmadıkları hâlde konuşuyorlar. Gerçi bizim ülkemizde çoğunluk, sadece kendi alanında uzman ve söz sahibi değil! Her nedense uzmanı olmadığımız alanlarda çok konuşuyoruz. Cahil cesur olur ya, sanırım insanlar bilmedikleri konuda daha cesur oluyor.

Uzaktan eğitim konusunda çocuklarımız umutlu ve mutlu. Dersleri kaçırmamaya çalışıyorlar. Öğretmenler de şahsî gayretleriyle öğrencilerine destek olmaya devam ediyor. Zor ve kritik bir eşikteyiz. Kervan yol alıyor, gemimiz açık denizlere açılıyor. Böyle bir zamanda destek olmak gerekir. Elbette aksaklık, eksiklik olur. Bunu şöyle örneklendirelim: Kışta, tipide evimizi tamir etmeye kalkışmayız. Ufacık açıklığı bile kapatmaya çalışırız. Tamiratı erteleriz. Bugünlerde MEB’in çalışmalarına böyle bakmak zorundayız. Ziya Hoca’nın vizyonu ve sunumu yerinde, öyle olmasa yeni sistemin en önemli bakanlığında bulunmazdı.

TRT üzerinden yürüyen uzaktan eğitim derslerini izlemeye çalışıyorum. Yinelemekte fayda var. Çoğu kamu çalışanı evinde iken, gönüllü öğretmenler ve EBA personeli içerik üretmenin derdinde. Destek olmalıyız. Tabii ki MEB’in de zamanla mükemmeli yakama gayreti olmalı, bu gayret de var. Burada ders veren öğretmenleri kim seçti, bunlar nasıl seçildiler? Bu sorular da sorulabilir, derslerini anlatamıyorlar da denilebilir. Sonuçta eğitim-öğretimdeki hata, hayata ve geleceğe sebep olabilir. Ancak bazıları bu soruları sormak yerine, yine giyime kuşama takıldılar. Çirkin ifadelerdi bunlar. Kınıyoruz!

Teneffüslerde sadece müzik olması da iyi. Çocuk gerçekten teneffüs yapıyor. (Evimizde dersleri takip ettiğimiz için kızımdan biliyorum.) Bugünler de geçecek. Türkiye büyük bir ülke. Milyonlarca öğrencinin morali yerinde tutuluyor. MEB’i eleştirdiğimiz zamanlar da oldu ama bugün, o gün değil! Şimdi birlik günü. Kervan menzile varsın hele. Tartışmaya, yeniliğe, yeni fikirlere açık bir MEB var. Ziya Hoca’nın liderliğinde yürüyen MEB, tüzel ve özel tüm kurumların derdine çare üretiyor. Süreçte daha dikkatli olunması gerektiğini de Ziya Hoca, yaptığı açıklama ile dile getirdi.

Dünya küçüldü, sınırların önemi kalmadı. Dünya hepimizin. Çin’deki bir virüs, tüm dünyaya yayıldı. Şimdi eğitim sisteminde de yeni paradigmalar ortaya çıkacaktır. En başta yerli, ülkesini ve milletini bilen, tarihini, kültürünü, edebiyatını, sanatını idrak eden bir nesil yetiştirmeliyiz. Kendisine, ailesine, çevresine, ülkesine, dünyaya, dünya insanlığına ve içinde yaşadığı evrene saygılı, bilinçli bir nesil yetiştirmeli. İşte tam da bu saydıklarımız “2023 Eğitim Vizyonu Belgesi”nde var. Bilgiyi ve varlığı idrak eden, çift kanatlı bir kuş hayalimizi gerçekleştirme arzusunu görüyoruz Ziya Hoca’nın hedeflerinde. Biz de destek oluyoruz, eleştiri hakkımızı da saklı tutuyoruz. Zira eleştirinin olmadığı yerde akıl susturulmuştur. Akıl ve kalp birlikteliğini hedefleyen bir öğretmen olarak biliyoruz Ziya Selçuk’u. İstifa diyenlerde ya akıl yok ya da kalp. Evet, biz dersime dönüyoruz, Ziya Hoca zili çaldı!..