Zıtlıklar \u00c2lemi
Zıtlıklar dünyasında yaşıyoruz. İnsan ruhunda doğuştan ve yaratılıştan gelen bu hasletlerin yok edilmesi mümkün değildir. Belki terbiye yolu ile düzeltilebilir, akla ve şer'e uygun bir hale getirilebilirler.
Yalanların süslü püslü olduğu bu alemde dost kapısı doğruluk, kurtuluşa erdirir bizi. Bize doğru söylemeyi, yalancı olmamayı emreden bir dinimiz var. Acıdır belki ama meyvesi tatlıdır doğrunun. Yalancıların uygun olmayan tavır ve üslupları ile bozdukları dünyanın düzenini, onların karşısında yıkılmaz ve sarsılmaz doğru olanlar yeniden inşa edecektir.
Dini ve ahlaki hayatta zikzak yapanların, ikide bir yön değiştirenlerin, belli bir çizgisi olmayan sahtekarların karşısında verdiği kararlarla ve onları gerçekleştirme tarzı ile müstakim ve dürüst insanlar durur. İki dilli, dolandırıcı, dönek ve düzenbazların kol gezip kirlettiği dünyayı, "Rabbimiz Allah'tır" diyerek, emrolunduğu gibi dosdoğru olup, dürüstlükten ayrılmayanlar temizleyecektir.
Sözünün eri olmayanlar, vadini yerine getirmeyen ikiyüzlülerin bozduğu güven ortamını, kendini verdiği sözden sorumlu tutan, ahde bağlı, sözünde duran, "sözüm sözdür" deyip vadini yerine getiren, Allah'a ve Resulüne iman eden kişiler düzeltecektir.
Gösteriş ve riya sahibi kişilerin kurduğu sahte dünyaları, sözü özüne, özü sözüne uyan, ya göründüğü gibi olup ya da olduğu gibi görünen, bütün işlerini, ibadetlerini ve kulluk görevlerini çıkar, itibar ve şöhret kaygısı taşımadan sadece Allah'ın emrine uymak ve rızasını kazanmak için yerine getirenler, Allah'a karşı olduğu gibi bütün insanlara karşı da aynı samimiyetle davrananlar ihlaslarıyla kurtaracaklarıdır.
Yüce Mevla'nın bize emrettiği şeyleri yapmamız görevimiz olduğu gibi aynı zamanda hem sevaptır hem de iyiliktir. Nehyettiği şeyleri yapmak ise yasaklandığı gibi hem günahtır hem de kötülüktür. İyilik ve kötülük üzerine kurulu dünyada en küçüğünü bile küçümsemeden emredilenleri yapmak ve yasaklananlardan kaçınmak gerek. Kötülerin kötülükleriye yaşanmaz kıldıkları dünyayı iyiler iyilikleriyle yaşanabilir halde tutacaklardır.
Komşusunu dahi tanımayan, onlarla diyaloğa kapalı bir yapı haline gelen insanlığı "Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse misafire ikramda bulunsun, onu ağırlasın" peygamber emriyle Müslümanların güzel bir geleneği olan konukseverlik birbirine yaklaştıracaktır.
Hırslı ve tamahkar, gözü aç ve doyumsuz olan cimri kişilerin bozduğu sosyal düzeni "O kimseler ki harcamalarında ne cimrilik ne de savurganlık yaparlar, belki ikisi arası orta bir yol tutarlar" ilahi buyruğu ile eli açık ve cömert insanlar tekrar kuracaklardır.
Hak Teala'nın lütuf, ihsan ve nimetlerini görmeyen, önemsemeyen ve yok sayan nankörler ve kadirbilmezlerin olduğu bu hayatı iyilik ve yardımların kıymetini bilen, Allah'ın lütuf, ihsan ve inayetine şükreden, insanların yaptığı iyiliklere de teşekkür eden insanlar güzel hale getirecektir.
Hayatın zorlukları, güçlükleri ve sıkıntıları karşısında aceleci, telaşlı, batıl davada direnen, ısrarlı ve sızlanarak sabırsız olan ve övülen kişiler seviyesine ulaşamayan kişilerin karşısında sebat ve kararlı, sabır ve itidalli, serinkanlı ve mukadderata boyun eğen, teslimiyet gösteren, Mevla'ya sığınarak acısını hafifleten, metanetli kişiler vardır.
Kendini diğer insanlardan daha büyük, daha önemli, daha şerefli, daha akıllı ve daha yetenekli görerek büyüklenen ve kibirlenen şeytanlaşmış karakterlerin bozduğu toplumun yapısını, Hz. Muhammed (sav) efendimizin "Allah tevazu gösterenleri yüceltir, büyüklenenleri alçaltır" hadisini kendine rehber edinmiş, rüku00fb ve secde dışında eğilmeyen, alçakgönüllü, büyüklük ve yüceliğin Allah'a özgü nitelikler olduğunu bilen, saygılı, bilgi, hüner, sanat, konum ve yetenekleri ile şımarmayan mütevazı insanlar düzeltecektir.
Dünyada huzuru, süku00fbnu, güveni, barışı, birliği ve beraberliği zulümle ve haksızlıkla bozan zalimlerin karşısında her zaman adil, dengeli, hak-hukuk gözeten, cana, mala, namusa, şerefe ve haysiyete saygılı olan ahlaklı insanlar vardır.
Dünya kurulalı beri yeryüzünde Habiller ve Kabiller olmuştur, kıyamete kadar da olacaktır. Doğruluğun karşısında yalancılık, ihlasın karşısında riya, sabrın karşısında sabırsızlık, şükrün karşısında nankörlük, adaletin karşısında zulüm, dürüstlüğün karşısında sahtekarlık, cömertliğin karşısında cimrilik. Zıtlıklar üzerine kurulu dünyada önemli olan bizim hangi tarafta olduğumuzdur.