Ziraat Portföy Katılım Endeksi
Geçtiğimiz Cuma günü Ziraat Portföy Katılım Endeksi için Borsa İstanbul'da gong töreni yapıldı.
Ziraat Portföy Katılım Endeksi hakkında kısaca bilgi verelim.
Ziraat Portföy Yönetimi A.Ş. tarafından Türkiye'de İslami Finans'ın gelişimine katkı sağlamak amacıyla kurulmuş olup, Ziraat Portföy Yönetimi A.Ş. müşterilerinin yatırım yapabileceği, İslami Finans prensiplerine uygun faaliyet gösteren şirketlerin paylarından oluşturulan portföyün fiyat ve getiri performansının ölçülmesi amacıyla oluşturulmuştur.
Türkiye'de katılım bankacılığının payı yüzde 5.
Türkiye Katılım Bankaları Birliği'nin (TKBB) verilerine göre ülkemizde yer alan katılım bankaları; Ziraat Katılım Bankası, Vakıf Katılım Bankası, Türkiye Finans Katılım Bankası, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Albaraka Türk Katılım Bankası.
Sayıları az değil ama sektörden aldıkları pay düşük seviyelerde.
Nüfusun yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde katılım bankaları, ticari bankalara göre çok rağbet görmedi.
Ya anlaşılamadı ya da iyi anlatılamadı.
Dinimize göre faiz haram.
Faizden kasıt; paradan para kazanmak, paranın kirasını almaktır.
Yani emek vermeden ve risk almadan sağlanan bir gelir kapısı olmasıdır.
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) ise "Ticaret yapın, çünkü rızkın onda dokuzu oradadır" diye buyuruyor.
Katılım bankalarının çalışma prensibi de bu şekilde oluştu.
En basit şekilde özetlersek, vatandaş olarak elinizdeki birikimi bankaya yatırıyorsunuz, katılım bankaları bu parayı portföyünde yer alan şirketlere ticari faaliyette bulunsunlar diye kullandırıyor.
Mevduatınızı sermaye olarak kullanan şirketler kara geçince, size banka aracılığıyla kar payı ödüyorlar.
Bir nevi ortaklık gibi düşünürsek, ticari faaliyete sermayedar olarak katılıyorsunuz.
Tasarruf sahipleri tarafından bu sistemin istenen düzeyde talep görmemesinin en önemli sebebi, ticari faaliyetten doğan zarara da ortak olacak mıyız korkusu.
Katılım bankasından kredi alan işletmeler, banka tarafından güvenilirliği araştırılıyor.
Kar edebilecek bir şirket mi diye inceleniyor.
Sonra gerekli teminatlar alınıyor.
Banka açısından risk minimum seviyeye düşürülüyor.
Diyelim portföydeki şirket zarar etti.
Bireysel olarak belirli bir şirketin katılımcısı olmadığınız için siz de zarara katlanmıyorsunuz.
Tüm şirketlerin elde ettiği kardan zarar düşürülüyor.
Kalan kar da mevduat sahiplerine dağıtılıyor.
En kötü ihtimal alacağınız kar payı düşüyor.
Uygulamaya baktığımızda da ticari bankaların verdiği mevduat faiz oranları ile uyumluluk gösteriyor.
Türkiye'de pek çok insan faizden uzak durmak için parasını yastık altında muhafaza ediyor.
Parasal büyüklüğü azımsanmayacak tutarlarda.
Ekonomiye girmeyen, enflasyonla eriyen atıl bir kapasite.
Bu yüzden böyle düşünen kesime, katılım bankacılığı daha iyi tanıtılıp ülke çapında yaygınlaşması sağlanmalıdır.
