Zinde güç
“Milletin mukadderatını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”
“Ya istiklâl ya
ölüm!”
Yüz yıl öncesi
gibi…
Varoluş
mücadelemizde yeni eşik…
14 Mayıs…
Bundan 73 önce
yine 14 Mayıs’tı….
“Yeter, söz milletindir”
diyerek sandıklara gidildi.
Bugün de…
14 Mayıs 2023…
Cumhurbaşkanı ve
milletvekili seçimleri yapıldı.
Emperyalizmin
zinde gülerine karşı, millet göğsünü siper etti.
Bu mücadele
kıyamete kadar sürecek bir mücadeledir.
Bu mücadele hak
ile batılın mücadelesidir.
Bu mücadele iman
ile küfrün mücadelesidir.
Bu mücadele Habil
ile Kabil’in mücadelesidir.
Saflar net…
Son üç asırdır,
çaresizlik girdabına sokulmak istenen bir milletiz.
Lale Devri’nden
günümüze siyasi ve ekonomik krizlerle başımızı kaldıracak mecal bırakmamacasına
saldırıyorlar.
Tarihine, diline,
dinine düşman, Batı hayranı Tanzimat aydın tipini kurtarıcı model olarak
sundular.
Yaparsa Batı(Gâvur)
yapar’ı sosyal bünyeye zerk ettiler.
Aydın ve halk
çatışmasını başlattılar.
İzm’ler yeni din
gibi sunuldu.
Değer yargıları eski-yeni
çatışmasına terk edildi.
Son yüz senede
yaşananlar, pişmiş tavuğun başına gelmemiştir, denilse abartılmış olunmaz.
İstiklâl
mücadelesi bugün de devam ediyor.
“Züppe Aydın”
medeniyet denilen kahpeyi, namus abidesi olarak sunmaya devam ediyor.
Bu milletin
birikimlerini montajcıların insafına terk etmeyi hâlâ “çağdaşlık” adı altında
pazarlıyor.
23 Aralık 1876’da
Meşrutiyet ilan edilince her şeyin bir anda değişeceğine inandırılan halk
kendini dört ay sonra(24 Nisan 1887) bir yıl sürecek olan Osmanlı-Rus harbinin
içinde buldu.
Ruslar Yeşilköy’e
( Atatürk Havalimanı) geldiler.
Ağır şartlarla
barış anlaşması imzalanabildi.
Bu harbi
Meşrutiyetçilerin içinde çoğunluktaki azınlıklar istemişti. Savaşa karşı olan
İkinci Abdülhamit’i “Kızıl Sultan” ilan etmişlerdi.
Tıpkı bugün de
Ukrayna- Rusya savaşında tarafsız olan Türkiye’yi zalim Rusya taraftarı olmakla
itham ettikleri gibi…
24 Temmuz 1908’de
ikinci kez Meşrutiyet ilan edilince de aynı senaryo devreye alındı. On yıl
içinde İstanbul işgale maruz bırakıldı. Devlet hukuken ortadan kaldırıldı.
Terör örgütleriyle
iş birliği yapanlar, iş birlikçilerin kurşunlarıyla can verdiler.
Bugün de terör
örgütleriyle iktidar planları yapanlar, aynı ihanetin figüranlarıdırlar.
Türkiye, terör
örgütlerine teslim edilmek isteniyor.
Bunu açıkça da
söylemekten çekinmiyorlar…
Türkiye, her
seçimi ölüm kalım mücadelesi olarak gördü.
1946’da “açık oy
gizli sayım” ucubesini yaşadı.
14 Mayıs 1950’de
iradesine el konulmasına müsaade etmedi.
Ancak 10 yıl sonra
“zinde güçler” gasp etti.
Her on yılda
bunlar yaşandı.
Kaset
kumpaslarıyla demokratik mücadelenin önünü kesenler yine aynı odak…
Millet iradesine
hiçbir güç engel olamaz.
Türkiye Yüzyılı
hayırlı olsun…
Milletten daha
zinde güç yoktur.
Not:
Bu yazı, 14 Mayıs
2023 Pazar günü yazılmıştır.
Oy verme işlemleri
devam ediyordu.