Zin Nureyn Osman (22)
Öte taraftan Muaviye b. Ebi Süfyan, (ra) Osman (ra)'dan izin alarak, Suriye sahillerinde oluşturduğu donanma ile Akdeniz’e açılmış ve Müslümanlar denizlerde de Bizans'a karşı varlık göstermeye başlamışlardı. Muaviye (ra) daha önce bu iş için Hz. Ömer'e müracaat etmişti. Ancak Ömer (ra), o an Müslümanların maslahatı bunu gerekli kılmadığı için izin vermemişti. Daha sonra şartlar bu iş için elverişli hale geldiğinden, Hz. Osman (ra) donanma inşasının lüzumuna kanaat getirmişti. Muaviye, (ra) donanmasıyla denize açılarak, Kıbrıs Adasına çıktı. Abdullah b. Sa'd da Mısır’dan onun yardımına gitti. Kıbrıs, yıllık yedi bin dinar cizye ile, İslam hakimiyetini tanımak zorunda kaldı. (Hicrî 28) Bu miktar, onların Bizans imparatoruna ödediği meblağdır. (İbn-ül-Esir, a.g.e. III, 96). Hz. Osman, Kûfe Valisi Ebu Musa el-Eş'arî'yi (ra) görevinden alarak, yerine Abdullah b. Amir el-Kureyz'i atadı (H. 29). Abdullah, Osman (ra)'ın dayısının oğludur. Ebu Musa’yı azletmesinin sebebi, Kûfe halkının ondan şikâyetçi olmaları ve bunu Hz. Osman (ra)'a bildirmeleridir. (İbn-ül-Esîr, a.g.e. III, 99-100)
Dersler ibretler:
·
“Mavi Vatan” da en az “Kara vatan” kadar önemlidir.
Nitekim ta sahabe döneminden beri, İslam ümmeti bu stratejik değerin
farkında olup gereğini yapmıştır.
Fetihlerin devamı için, karda
güçlü olmak kadar, denizlerde de güçlü olmak gerekir. Nitekim son çeyrek
asırdır, ülke olarak geliştirdiğimiz “mavi vatan doktrini” bu önemin açık bir
delilidir. Yakın geçmişte Karadeniz ve Akdeniz’in birer İslam gölü haline
geldiği malumdur. 27 Eylül 1538
yılında Barbaros Hayreddin Paşa ve ordusu tarafından kazanılan Preveze Zaferi,
Akdeniz’in islam gölü âline gelmesini sağladı. Preveze, sadece bir savaştan
ibaret değildi. Osmanlı ordusu Papa tarafından kurulan haçlı ittifakına karşı
kazandığı büyük zaferlerden biri oldu. Ümmet ruhu ve kardeşlik şuuruyla yeniden
ayağa kalktığımız gün, aynı başarı hazır demektir.
·
Bir siyasi deha olan Muaviye (ra) Hz. Ali
(ra)’ye (ra) karşı duruşunda hata etmiştir. Ancak onun tarihi kişiliği ve İslami
fetihlere olan katkısı da göz ardı edilmemelidir.
Kaldı ki, ashabı Kiram
(Rıdvanullahi aleyhim ecmeîn) arasında vuku bulan ihtilafları, 15 asır sonra
irdelemek, bize fayda değil, maddi manevi zarar verir. Bir Yahudi olan Abdullah
b. Sebe’in ümmet içine saldığı şii fitnesine kanmayalım. Bu fitne 14 asra
yakındır, ümmeti bölmeye, kin, nefret ve düşmanlıkla kardeş kavgalarını
körüklemeye devam ediyor. İmam-ı
Rabbani (rh.a) şöyle der: “Bu konuda en doğru ve en sağlam yol; Hazreti
Peygamberin (sav) ashabı arasında cereyan eden çekişmelerde susmak, çekişme ve
tartışmalardan kaçmaktır.” İmam-ı Azam (rh.a) ise şu önemli tespiti yapar: “Onlar
kılıçlarını kana buladılar, biz dilimizi kana bulamayalım.” Bu konuyu
inşallah, yeri geldiğinde, detaylı olarak açıklamaya çalışacağız.
·
Her işte olduğu gibi fetihlerde de zamanlama
önemlidir. Zamansız ve yeterince hazırlıklı olmaksızın girişilen harekatlar, hüsran
ve nice felaketlere sebep olabilir.
Bu nedenledir ki, Düşmana karşı yapılacak olan cihad, normal
şartlarda farz-ı kifayedir. Olağanüstü hâllerde ise, farz-ı
ayn olur. Yani ümmetin her ferdinin cihatla meşgul olması zor
olduğundan, olağan durumlarda herkese farz değildir. Ümmet içinden bir
topluluğun bu görevi ifa etmesi yeterlidir. Ayrıca olağan durumlarda zannı
galibi ile galip gelme kanaati oluşmadan, sefer yapmak da caiz değildir. Dikkat
edersek İslam tarihindeki savaşlar, daha çok yapılan saldırılara karşılık
vermek şeklinde gerçekleşmiştir. Ama beraberinde birçok fetihleri de
getirmiştir.
·
İslam’ın cizye almasında bile adalet vardır. Bunun
miktarı, zaman, mekan, şahıs ve şartlara göre değişebilir. Ama her hal-u kârda,
gayr-ı müslim vatandaşın dahi normal bir şekilde yaşama satandartı göz önünde
bulundurulur.
İslâm hukukunda cizye, gayri
müslim tebaa (zimmî) ile yapılan zimmet antlaşması sonucunda alınır. Hanefilere
göre; İslam devletinin tebaası olmasa bile, İslâm devleti sınırları içinde bir
yıldan fazla ikamet eden gayri müslimlerden de (müste'men) bu verginin tahsil
edilmesi gerekir. Bunun karşılığında zimmîlerin can, mal ve inanç hürriyetleri
güvence altına alınır. “Kendilerine kitap verilmiş olanlardan Allah'a ve ahiret
gününe iman etmeyen, Allah'ın ve Peygamber'inin haram kıldığını haram tanımayan
ve hak dini din edinmeyenlere karşı, küçük düşürülmüş bir halde kendi elleriyle
cizye verinceye kadar savaşın.” (Tevbe 9/29)
Resulullah (sav) Eyle halkı ile
yaptığı zimmet antlaşmasıyla, cizye ödemeleri karşılığında onlara bu hakları
taahhüt etmiştir. Teymâ'da oturmakta olan yahudilerle yapılan antlaşmada da, "Onları
himaye etmek bizim vazifemiz, cizye ödemek de onların vazifesidir"
denilmektedir. Benzer hükümleri Yemen halkı ile ve Necranlılar'la yapılan
antlaşmalarda da görmek mümkündür. Hâlid b. Velîd, (ra) Hîreliler'le yaptığı
antlaşmada, onları himaye edemezse topladığı cizyeyi geri vereceğini taahhüt
etmiştir. Nitekim Ebû Ubeyde b. Cerrâh, (ra) ahalisiyle zimmet antlaşması
yaparak cizye aldığı Humus'u, Bizans'a karşı savunamayacağını anlayıp terk
etmek zorunda kalınca, topladığı cizyeyi sahiplerine geri vermiştir. Aynı
uygulamanın Suriye'nin diğer şehirlerinde de yapıldığı bilinmektedir.
·
Ahalinin mülki idarecilerden memnuniyetleri,
önemlidir. İdareciliğin hakkını veremeyen idarecilerin, gecikmeden
değiştirilmeleri, çok yönlü bir maslahattır.
Başta teb’anın maslahatı, sonra
ümmetin ve davanın maslahatı, hatta o idarecinin kendisinin de maslahatı, bunu
gerektirir. Çünkü ehliyet ve liyakat sorunu olan idarecinin azli, teb’anın
maslahatının gereği olup geciktirilmemelidir. Ayrıca idarecilik; hakkını
veremeyen kişi için, dünyada huzursuzluk ve ağır bir yük, ukbada da perişanlık
ve hüsran sebebi olabilir. Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Siz amir olmaya
düşkünsünüz. Halbuki hakkını gözetenler hariç, amirlik kıyamette pişmanlıktır.”
(Buhari) “On kişiye âmirlik eden kıyamette, elleri bağlı olarak getirilir.
Âdilse kurtulur, değilse zulmü yüzünden helak olur.” [Taberani] “Cehenneme
girecek ilk üç sınıf insandan biri zalim amirdir.” (İbn-i Hibban) “Allah-ü
Teâlâ’nın en sevmediği kişi zalim idarecidir.” (Tirmizi)