Dolar (USD)
35.27
Euro (EUR)
36.68
Gram Altın
2980.43
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Zin Nureyn Osman (12)

Hz. Osman (ra) Medine dönemi boyunca, sürekli Resulullah (sav) ile birlikte olmaya gayret gösterdi. Ashabın en zenginlerinden biri olması, onun İslam’a ve Müslümanlara herkesten çok maddi yardımda bulunmasını sağladı. Bilhassa kâfirler üzerine sefere çıkan orduların techiz edilmesinde aşırı derecede cömert davrandığı görülmektedir. Tarihçiler onun Ceys'ul-Usra diye adlandırılan Tebuk seferine çıkacak ordunun techiz edilmesine yaptığı katkıyı övgüyle zikretmektedirler. O, bu ordunun yaklaşık üçte birini tek başına techiz etmiştir. Asker sayısının otuz bin kişi olduğu göz önüne alınırsa bu meblağın büyüklüğü rahatça anlaşılır. Yaptığı yardımın dökümü şöyledir: Gerekli takımlarıyla birlikte dokuz yüz elli deve ve yüz at, bunların süvarilerinin teçhizatı, on bin dinar nakit para (A. Köksal, IX,162). Onun bu davranışından çok memnun olan Resulullah (sav): "Ey Allah’ım! Ben Osman'dan razıyım. Sen de razı ol" (İbn Hişam, Sîre, IV,161) diyerek duada bulunmuş ve; Bundan sonra Osman'a İşledikleri için bir sorumluluk yoktur" (Suyûtî, a.g.e.,169) demiştir.

Dersler İbretler:

· Ashabın peygamber sevgisi ve onun davası uğrunda fedakarlıkları, bugünün insanlarının havsalasını aşar.

Özellikle son birkaç asırdır, batıdan esen kapitalizm fırtınasına müptela olan insanların, onları anlaması çok zordur. En takva mümin de dahil. Onların infaktaki samimiyet ve ihlasına binaen Resulullah (sav) şöyle buyurur: ““Ashabıma sebbetmeyiniz, (hakaret etmeyiniz) sizden birisi Uhud dağı kadar altın infak etseydi, ashabımdan birinin verdiği yarım müde ulaşamazdı.” (Ebu Davud 39. Kitap, bab 10; Sahîhu’t-Tirmizi Hadis no: 2165) Hz. Osman’ın (ra) yaptığı fedakârlık, sadece buradaki gibi, otuz bin kişilik bir ordunun üçte ikisini donatıp kuşatmaktan ibaret değildir. O ömür boyu, hayır yarışından asla geri kalmadı.

· Onlar malı biriktirme değil, hayır yollarında sarf etme yarışındaydılar.

Bu hayır yarışını; Uhud savaşı öncesi, Abu Bekr (ra) ve Ömer (ra) arasında ve birçok sahabenin destansı infaklarında defalarca görmekteyiz. Zira ashabı kiram (Rıdvanullahi aleyhim ecmeîn) dünyanın faniliğini ve ahiretin ebediliğini en güzel anlamış müminlerdi. Onlar, asıl sermayelerinin, biriktirip dünyada bıraktıkları değil, Allah (cc) yolunda sarf ettikleri olduğunu en iyi bilenlerdi. Şu ayet, ey güzel onlara yakışmaktadır. “Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alışverişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.” (Tevbe 9/111) "Allah yolunda malını harcayana, harcadığının yedi yüz misli ecir verilir.” (Tirmizî, Fezâilü'l–cihâd 4. Ayrıca bk. Nesâî, Cihâd 45)

· Her hayır önemlidir, ama cihadın yeri başkadır. Dolayısıyla ashabın cihad konusundaki fedakarlıkları, çok daha büyüktür.

Onlar malları, canları ve tüm imkanlarıyla, İslam davasına amade idiler. Bu sebepledir ki, ashabı kiram (Rıdvanullahi aleyhim ecmeîn) bizzat Kur'an'ı Kerim'in birçok ayeti ve Resulullah'ın (sav) hadisi şeriflerinde medhu sena edilmişlerdir. Bu konudaki nasslar, sayılamayacak çoktur. Ancak biz sadece birkaç örnekle yetinelim.

“İman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, rütbe bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenler de işte onlardır. Rableri onlara, tarafından bir rahmet ve hoşnutluk ile, kendileri için, içinde tükenmez nimetler bulunan cennetler müjdeler. Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz ki Allah katında büyük mükâfat vardır.” (Tevbe 9/20-22) "Kim Allah yolunda cihada gidecek bir gaziyi donatır, cihad için gerekli olan ihtiyaçlarını karşılarsa, bizzat cihada gitmiş gibi sevap kazanır. Cihada giden gazinin arkada bıraktığı ailesine güzelce bakıp onların ihtiyaçlarını karşılayan da bizzat cihad yapmış gibi sevap kazanır." (Buhârî, Cihad 38; Müslim, İmâre 135–136. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 20; Tirmizî, Fezâilü'l–cihâd 6; Nesâî, Cihâd 44) "Sadakaların en faziletlisi Allah yolunda kurulan bir çadırın gölgesi, Allah yolundaki bir mücâhide verilen hizmetçi ve Allah yolunda bağışlanmış bir erkek devedir." (Tirmizî, Fezâilü'l–cihâd 5) "Kim Allah'a gerçekten inanarak ve va'dine gönülden bağlanarak O'nun yolunda cihad etmek için at beslerse, o atın yediği, içtiği, gübresi ve bevli dahi kıyamet gününde o kimsenin sevapları arasında olacaktır." (Tirmizî, Fezâilü'l–cihâd 4. Ayrıca bk. Nesâî, Cihâd 45)