Zin Nureyn Osman (10)
Resulullah (sav), Hz. Osman'a söyle dedi: "Git ve Kureyş 'e haber ver ki, biz buraya hiç kimse ile savaşmaya gelmedik. Sadece su Beyt'i ziyaret ve onun haremliğine saygı göstermek için geldik ve getirdiğimiz kurbanlık develeri kesip döneceğiz." Hz. Osman (ra), Mekke'ye gidip, müşriklere bu hususları bildirdi. Ancak onlar; "Bu asla olmaz. Mekke'ye giremezsiniz" karşılığını verdiler. Onların red cevabi İslam karargâhına Osman’ın (ra) öldürüldüğü şeklinde ulaştı. Onun dönüşünün gecikmesi bu haberi destekler nitelikteydi. Bunun üzerine Resulullah (sav), yanındaki bütün Müslümanları, ölmek pahasına müşriklerle çarpışmak üzere, bey'ata çağırdı.
Dersler ibretler:
·
İslam öldürmek değil, diriltmek için
gelmiştir.
Başta batılı zalimler olmak üzere, nice İslam düşmanlarının
iftiraları, bu gerçeği perdeleyemez. Kendi ürettikleri İslam görünümlü vahşi
örgütler ve bin bir türlü iftiralarla yaptıkları karalamalarına rağmen,
İslam’ın şahlanışını durduramayacaklar. İslam insanları hidayete, huzura, barış
ve esenliğe çağırıyor. İslam’da kin, nefret ve intikam duygularıyla, insanların
can, mallarına kastetmek veya topraklarını işgal etmek yoktur. İslam, tüm
insanlığa “İman et kardeş olalım” veya “İslam’ın hükümranlığını kabul ederek
emniyette ol” diyor. Böylece dünyada izzet ve selamete, ukbada cennet ve
saadete kavuşturuyor.
·
İslam genel olarak saldıran değil, savunan
olmuştur.
·
İslam cephesinde, hoşgörü ve merhamet, küfür
cephesinde, kin ve zorbalık vardır.
Gerek devri Saadet’te gerekse sonraki dönemlerde genel olarak İslam saldıran taraf olmamıştır. Ya düşmanın hücumları veya saldırı için hazırlık yapmalarına karşılık vermiştir. Tarihleri kapkara ve kan kırmızı olan vahşi batı, ellerindeki devasa medya gücüyle akı kara karayı ak gösterdikleri gibi, kendilerini medeni, Müslümanları ise barbar göstermeye çalışıyorlar. Kaldı ki, İslam’ın cihadı, onların kirli savaşlarıyla kıyaslanamaz. Onların hedefi işgal, sömürü, katliam ve talandır. Ama kutsal cihadın gayesi, insanları şirkten tevhide, anarşiden huzura, zilletten izzete kavuşturmaktır. Daha da önemlisi, insanlığı cehennemden kurtarıp cennetlik yapmaktır.
Bu konuda birçok delilden sadece biri özetle şöyledir. Müslim Sahîh'inde Süleyman b. Bureyde'den; o da babasından şöyle dediğini rivayet etmiştir: Resulullah (sav) ordunun başına bir emir tayin ettiği zaman ona Allah'a karşı takvalı olmayı ve beraberindeki Müslümanlara hayırla muamele etmesini vasiyet eder sonra şöyle derdi: "Allah'ın adıyla, Allah yolunda savaşın. Allah'a kâfirlik edenlerle vuruşun. Savaşın ama ganimet malına hıyânet etmeyin, verdiğiniz ahdi bozmayın, müsle yapmayın, çocukları öldürmeyin. (Ey emîr!) Müşrik düşmanlarınla karşılaştığın zaman, onları şu üç husustan birine davet et. Bunlardan hangisine icâbet ederlerse kabul et ve onlardan elini çek: Onları İslâm'a (girmeye) davet et, eğer sana icâbet ederlerse, kabul et. (…) Eğer (İslâm'a girmeyi) reddederlerse onlardan cizye iste; (bu hususta) sana icâbet ettikleri takdirde onlardan (bunu) kabul et (ve onlarla savaşmayı bırak). Eğer (cizye vermekten de) yüz çevirirlerse Allah'tan yardım iste ve onlarla savaş.
·
Beytullah, dünyanın merkezi ve insanlığın
kalbidir.
Beytullah’ın, İbrahim (as) ve İsmail (as) tarafından inşası ilk yapılışı değil, bir yenilemedir. Nitekim Beytullah’ın inşası, tarih boyu çok kere yenilenmiştir. "İnsanlar için yeryüzüne ilk konulan ibadet evi Mekke'de olan Kâbe'dir." (Âli İmrân, 3/96) ilk olmanın yanında, insanlığın merkezi kılınması da yine ilahi iradeyledir. "Biz Beytullah'ı insanlara toplantı ve güven yeri yaptık." (Bakara, 2/125)
·
Yanlış haberler ve algı operasyonları,
psikolojik harp hamleleridir.
Yanlış haber yaymanın birçok sebep ve yöntemleri vardır. Özellikle teknoloji ve iletişimin altın çağını yaşadığı günümüzde, bu gerçeği çok daha net olarak görüyor ve yaşıyoruz. Algı operasyonları ve yanlış haberler, şimdi çok daha sistematik ve bir psikolojik harp sanatı olarak da kullanılıyor. Konun uzmanlarına göre 20. yüzyılda hedef topraktı. Bugün ise hedef, açıkça insandır, insanlıktır, insancıllıktır. 21. yüzyılda ise asıl hedef zihinlerdir. Zihinleri kontrol altına almayı başaranlar, bu savaşın sonunda kazanan taraf olarak, masada yerini alacak ve Yeni Dünya Düzeninde söz sahibi olacaklardır.
·
Tehlikeye karşı tedbir almak ve tehlike
konusundaki haber yanlış da olsa, ciddiye almak gerekir.
Her tehlikeye karşı, önceden tedbir almak gerekir. Tehlike; sosyal, siyasal, ekonomik veya askeri olsun fark etmez. Önceden alınan küçük bir tedbir ile, büyük bir tehlike def edilebilir. Tedbir alınmayan küçük bir tehlike ise, büyük zararlara sebep olabilir. İşte Resulullah'ın (sav) Hz. Osman’ın (ra) şehit edilme haberini alır almaz, tüm sahabeleri ölümüne bey’at etmeye davet etmesi, bu sebepledir.
Tehlikeli bir haberin gerçek hali anlaşılıncaya kadar, müteyakkız olmak önemlidir. O tehlikenin doğru olma ihtimaline karşılık tedbir almak da gerekir. Tehlike haberinin yanlışlığı veya kasti olarak çarpılmış olmasına karşılık tedbir almanın bir kaybı olmaz. Ama haber doğru çıkar da tedbirimiz yoksa, telafisi zor birtakım felaketlere sebep olacaktır.