Zihniyet meselesi…
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda yeni vergi düzenlemelerini de içeren kanun teklifinin görüşmeleri esnasında iktidar ile muhalefet arasında yaşanan bir tartışma anında Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilinin Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekiline yönelik "Lütfen, bu kadına haddini bildirin Sayın Başkan" sözleriyle durdu zaman. Bir an salon sustu. Hafızalar yoklandı. Tazelendi acılar ve bu millete kan kusturan bir zihniyetin yeniden hortladığına şahit olduk.
Sıradan bir söz değildi bu söz. Bir zihniyetin sloganıydı aslında. Yıllar önce aynı salonda inancından ötürü başını örten seçilmişlerin statükocular tarafından yemin etmesinin engellenmesini hatırlattı bir an. Bin yıl sürecek diye iddia edilen postmodern darbenin ve hala yaraları sarılamayan baskıların başlangıcıydı bu söz. Bir özürle kapatılacak ve geçiştirilecek bir söz değil bu söz. Bir zihniyettir aslında. Bu sözün temsil ettiği zihniyeti çok iyi biliyoruz.
Hiçbir kimseyle ve hiçbir olayla ilgili kinimiz ve intikamımız olamaz. Bu, anlayışımıza, insanlığımıza ve de inancımıza uymaz. Bizim işimiz ülkemizi her seferinde onlarca yıl geriye götüren anlayışla ve zihniyetlerledir.
Yüzyıllarca dünyaya adaletiyle hâkim olmuş bir neslin torunları olan Osmanlı hanedanına mensup kadınları ve hatta ölenlerin bile kemiklerini memleketten atmak için canhıraş bir şekilde uğraşan, haysiyetten, şereften, merhametten ve şefkatten yoksun zihniyettir bu zihniyet.
Yıllarca ibadethaneleri ahırlara çevirip içlerinde her türlü melaneti işleyen, devlet eliyle camileri satan, vatandaşı aptal yerine koyup, açık oy gizli tasnif safsatasıyla arzu ettiği düzeni kurmaya çalışan, demokratik seçimle seçilmiş başbakanını kendi elleriyle asıp bunun adına devrim diyen zihniyettir bu zihniyet.
Genç nesillerimizi sağ sol kavgasıyla birbirine düşürüp kırdıran, üniversiteleri cephanelik, öğrencileri militan yetiştirmeye çalışan, üniversite kapılarında ikna odaları kurup çocuklarımızı inançlarından koparmaya çalışan zihniyettir bu zihniyet.
Köhnemiş fikirlerine ve kendi sultalarına uymayan siyasi partileri yine kendilerinin uydurduğu gazete manşetleriyle kapatan, halka rağmen siyasi geleceklerini kurtarmak için demokratik yollarla seçilmiş hükümetleri alaşağı etmek için asker postallarına sarılan, devletin eline verdiği silahı hükümete çevirip çağdışı uygulamalara zorlayan, her türlü yeniliği hazmedemeyip ülkeyi 1940 lı kafalarla yönetmeye çalışan zihniyettir bu zihniyet.
Baskıcı ve despot yapıyı devam ettirebilmek için vatandaşı bidon kafalı ve göbeğini kaşıyan adam diye tarif eden, 1 Mayısları bahane ederek Taksim Meydanında milleti galeyana getirip üzerine kurşun yağdıran, Bayramları fırsat bilip terör estiren ve meydanları savaş alanına çeviren zihniyettir bu zihniyet.
Siyaseten kazanamayacağını anladığında her türlü çirkefliğin içine girip bunu da makul bir siyaset göstermeye çalışan, şahsi melanetlerine kılıf uydurmak için yalan dolanla iktidara saldıran, seçim meydanlarında her türlü sözü verip, meclise girdiğinde hepsinden çark eden, ceplerini doldurmak için ülkeyi batırmaktan çekinmeyip bankalarla hortumlayan zihniyettir bu zihniyet.
Halkın teveccühüyle sanatçı ünvanı kazanıp ardından köhnemiş siyasi düşüncesi iktidar olmadı diye halkı aptal yerine koyan, bindirme kıtalarla sözde cumhuriyeti koruyoruz safsatasıyla halkı meydanlarda toplayıp askere darbe için çağrıda bulunan, demokrasiden, özgürlükten ve insanlıktan nasibini almamış, despot yapının devamı için asker kapılarında el pençe durarak talimatla elindeki medya imkânlarını hükümete şantaj için kullanan zihniyettir bu zihniyet.
27 Mayısta darağaçlarını kuran, 12 Martta seçilmiş iktidarları deviren, 12 Eylülde hapishaneleri dolduran, 28 Şubatla ocakları söndüren, 27 Nisanda post modern darbe girişiminde bulunan, 17-25 Aralıkta ihaneti planlayan ve 15 Temmuzda hain darbe kalkışması ile 250 kardeşimizi şehit eden zihniyet bu zihniyettir.
Biz bu zihniyeti çok iyi tanıyoruz. Milleti kandırmak için zamana göre söylem değiştiren, sıkıştığında veya fırsatını bulduğunda aslına rücu eden bu zihniyetin gerçek yüzü budur işte.
“Lütfen, bu zihniyete haddini bildirin aziz millet"