Zihniyet devrimi ve bürokratik kafa
Yazıp yazmamakta epey tereddüt yaşadım. Dünyanın içinde bulunduğu durum belli. Bu dünya içinde Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tehlikeler ortada. Adeta yüz yıldır dünyayı hegemonyasına almış batı medeniyetinin dünyaya yaşattığı ağır travmalar ortada. Bütün bu travmaların yaşandığı coğrafyada ana hedef ise gün geçtikçe Türkiye'nin olduğu daha aşikar görülüyor.
Bu sütunlarda ağırlıklı bu konulara yer verip uyarılarda bulunuyor, değerlendirmeler yapıyoruz. Okurlarımızın bakış açılarına, olup bitenleri daha iyi anlamasına katkımız olur inancıyla. Bizlerde okurlarımızın düşünce, fikir ve bakış açılarından yararlanıyoruz. Zaten yeni bakış açıları, yeni fikirler böyle ortaya çıkar.
Bazen ise çevremizde gördüğümüz aksaklık, hata ve uygulamaları sizlere ve yetkililere duyuruyoruz. Bugüne kadar şahsımın muhatap olduğu, nefsime dokunan konuları buraya aktarmaktan kaçındım. Ola ki nefsanu00ee bir duygu ile bilmeden hatalı değerlendirmelerde bulunurum diye. Fakat 15 gündür sağlık sorunları ve farklı işler nedeniyle devlet kurumları ile muhatap oluyorum. İşimiz gereği alışkanlık olarak ta olsa yaşadıklarımız, muhatap olduğumuz muameleler bazen bizi sevindiriyor, bazen üzüyor.
Türkiye'de siyasette değişim ve yenileşme rüzgarları esiyor. Özellikle bu çerçevede iktidar partisi AK Parti konusunda beklenti çok yüksek. Bu beklentiye yönelik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisine yönelik 'metal yorgunluğu' ve yenileşme söylemleri Türkiye'nin gündemine bu konuyu oturttu. Artık toplumda bütün gözler AK Parti kadrolarındaki yenileşme ve değişime çevrildi. Kongre sürecine giren AK Parti'de yenileşme adına il başkanlarının istifa edip yeni ekiplerin yerlerini almaya başlaması bu konuda uygulamaları da gösteriyor. Hatta kongrelerde yaşanacak değişim ve yenileşme toplumda yeteri kadar yankı bulamazsa alternatif yenileşme hamlelerinin AK Parti'de yaşanacaktır. Diğer taraftan yeni siyasi oluşumlar ve bu oluşumlarda ki hareketlilik ise toplumun taleplerine cevap arama olarak algılanmalıdır.
Siyasette yenileşme ve değişim çabaları yaşanırken diğer alanlarda bunun yaşanma ihtiyacı olmadığı anlama gelmiyor. Devlet işleyişi ve bürokratik zihniyette de ciddi değişikliklere ihtiyaç olduğu kaçınılmazdır. AK Parti döneminde birçok alanda bu çabaları gördük. Bir kısmında değişim ve dönüşüm gerçek anlamda hayata geçti. İşte son 15 gündür yaşadığım tecrübe ve gözlemlere göre devletin işleyişinde bürokrasinin işleyişinde değişim ve dönüşüme karşı ciddi bir direnişin olduğunu gördüm.
Onun için dedim yazının başında yazıp yazmamakta tereddüt yaşıyorum diye. Önce sağlık sorunları nedeniyle hastanelerin yolunu tuttum. Tabi ki önce 'Hekim Randevu Sistem'den kolay oldu. Doktorlar gayet güzel ilgilendiler. Dikkatle meramımı dinleyip yönlendirdiler. Bu arada Gölbaşı Hassak, Ulucanlar Göz Hastanesi, Gazi Devlet Hastanesi, Numune Hastanesi uğradığım hastaneler. Uzman doktorundan Öğretim Üyesi hocasına kadar gayet memnun ayrıldım. Tek handikap MR, Ultrason ve Tomografi gibi tetkiklerde diğer işlemler gibi hızlılık yok. Uzun vadeye yayılan bir randevu handikabı bulunuyor. Ona da çare bulunursa sağlık alanında önemli bir pürüzde giderilmiş olacak.
Fakat SGK'da ki bir işin takibinde- ki takip edilmesine gerek kalmadan çözülmesi gereken bir iş- yaşadıklarım destan olur. Halen bürokrasinin handikaplığı, çalışanların 'Benim işim değil, bana niye geldiniz' tavırları, sormadıkça yönlendirmemeler, illa tarif sormak zorunluluğu. 'Benden çıktı. Beni ilgilendirmez' tavırları.
Bu yazdıklarımı birilerini şikayet için yazmıyorum. Bu yazı üzerine de soruşturma falan açılsın diye de. Zaten yazıp yazmamakta ki tereddüdüm de ondan. Fakat insan tek tuşla hallolacak bir işlem için 15 gün bekleyip, yazılar yazıldıktan sonra da işin dolambaçlı yollara sapmasını anlamakta zorlanıyor. Cuma günü SKG koridorlarında işi çözmek için tamı tamına 2-3 tane oda, 5 tane şube müdürü, onlarca kişi ile görüşüp SGK Başkanlığı ile Kızılay'da bulunan Merkezi Muhasebe Müdürlüğü arasında 3 defa mekik dokuyup 21 bin adım atarsanız siz ne yaparsınız. SSK'nın eski Genel Müdürü şimdinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adalet için çıktığı yolda günde 18 km'lik yürüyüş rekorunu Cuma günü sadece SGK koridorlarında kırdım.
SGK'yı yönetenlere buradan seslenmekte yarar var. Kadrolarınız ve personelleriniz arasında güven ve saygı ile iş yardımlaşması konusunda biraz çaba sarf ediniz. Dahilu00eeden edilecek bir telefonla hallolacak bir iş için daire daire, bina bina vatandaşı dolaştırmasınlar.
O nedenle AK Parti'deki 'Metal yorgunluğu' ile eş zamanlı bürokrasideki metal yorgunluğunun da giderilmesi için çok hızlı bir çalışma olması gerekmektedir. Kaldı ki çözüm olarak başarı ile uygulanan sağlıkta ki değişim bunun örneğidir.
Kalın sağlıcaklau2026