Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2964.94
BIST 100
9687.37
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 May 2021

​Zıdlık açısı 180 derece

Değerli okurlarım sizlerin de malumudur . Ülkemizde hemen hemen her şey bu açı ile servis edilir oldu.

Siyasette, hakta, adalette, hukukta, ekonomide, sağlıkta nerede ise bütün alanlarda bakış açısı 180 derece.

Hal böyle olunca insanın hangisine inanacağı ve doğru tercihte bulunacağı gerçekten zor mu zor.

Meselâ yazılı basını ele alalım.

Aynı haber veya aynı olay bakış açısındaki sapmaya bağlı olarak birinde ak pak olarak sunulurken bir diğerinde tam zıddı ile servis edilebiliyor.

En önemli meselelerde bile durum bundan farklı değil. Milli birliğimiz ve bütünlüğümüz hatta bekâ meselemizde bile durum bu olunca ört ki ölem diyesim geliyor.

Maksadım hasıl oldu ise ben kendi alanımdan sağlıkla ilgili konularda zıdlıklardan bahsedeyim. Bir yılı aşkın süredir hop oturup hop kalktığımız bir bela musibet var karşımızda.

Covid musibeti

Her kafadan bir avazın çıktığı ve doğrularla yanlışların bir harmanda toplandığı bir musibet bu. Uzlaşıldığı nerede ise hiç bir ortak gerçekliği yok. Millet patır patır dünyasını değiştirirken biz hâlâ varlığından yokluğundan dem vurmaya devam ediyoruz.

Uzlaşmazlık sadece adında olsa keşke.

Bulaşından tutun da teşhis tedavi hatta korunma yöntemlerine kadar tüm alanlarda biribiri ile taban tabana zıt çıkışlardan bir türlü kurtulamadık. Hâl böyle olunca vatandaş ne yapsın kime inansın. Kime güvensin.

Yazılı ve görsel basının daimi konuğu haline getirilmiş bir takım insanlarda yangına körükle giderek durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirme gayretinde olunca varın gerisini siz düşünün.

Yakın geçmişten bir kaç hatırlatma ile demek istediklerimi açık hale getireyim. İlletin başımıza iş açmaya başladığı ilk günlerde akademik unvanlı bazı meslektaşlarım maskenin saçma bir koruma yöntemi olduğunu söyleyerek atıp tutarken bir süre sonra aynı meslektaşlar aman ha tuvalete bile maskesiz gitmeyin virüs pisuvardan bile bulaşabilir der oldular.

Aynı şey teşhis yöntemi için uygulanan testler içinde geçerli .Mutlak geçerli kabul edilen PCR testi ile ilgilide meslektaşlarım arasında görüş ayrılığı değil görüş zıtlığı her geçen gün biraz daha kendini belli ediyor.

Zaten tedavide uzlaşı nerede ise hiç olmadı.

Şimdilerde aşılama ile ilgilide görüş ayrılığı giderek zirve yapıp karışık olan kafaları iyice karıştırmaya başladı.

Aşı karşıtlarını haklı çıkaracak boyutlara kadarda bu karşıtlık pirim yaptı.

Kim haklı sorusuna , Nasreddin Hoca fıkrası ile karşılık vermek istiyorum. Hoca hak arayışı için kendine müracaat eden iki kişiyi dinledikten sonra her ikisine de haklısın deyince hanımının şaşkınlığı karşısında sende haklısın cevabı gibi bir garabetle karşı karşıyız.

Şimdi tüm umutlar aşılanma olunca ve aşılama meselesinde de daha baştan düğme yanlış iliklenince insan ister istemez böyle bir çıkmaza girebiliyor.

Daha tıp öğrencisi iken aşı çalışmaları ile ilgili hocalarımızın bize öğrettiği bazı gerçekler var. Aşının çok önemli ancak bir o kadarda tehlikeli olduğu gerçekliği bu.

Covid tüm acımasızlığı ile ölüm kusarken bilim insanları çaresizlik içerisinde apar topar aşı çalışmasına başlayarak en kısa sürede sonuç alabilmek için aşı üretiminin olmazsa olmaz sürecinde kısıtlamaya gittiler.

Faz çalışmalarının aralığında gerçekleştirilen bu kısaltma neticesi aşının olası riskleri büyük oranda es geçilerek aşının erken kullanımı için onay aldılar.

Tabir caizse iş oldu bittiye getirldi.

Aşı , aşı üretim protokolünde uyulması gereken kurallara riayet edilmeden bir oldu bitti ile üretildi. İşin içinde sadece covid ile savaş yok. Aynı zamanda ticari ve prestij savaşı da var. Hal böyle olunca işler daha baştan beri niyet ve samimiyetten yoksun.

Aşılamada öncü olan ülkelerde şimdi bir bir aşılamadan kaynaklı yan etkiler ve buna bağlı sorunlar masada ve ha bire dedikodu kazanı fokurdatılıyor. Sonucun nereye kadar gideceği bugün için meçhul. Kurtuluşumuza vesile olacak derken daha vahim sonuçlar bile olabilir.

Baltık ülkelerinden bir tanesi aşı ile ilgili bu kafa karışıklığından dolayı satın aldığı aşıları kendi vatandaşlarına yapmamış ve maalesef Afrika ülkelerine hibe ederek güya iyilik yaptığı algısını satmaya kalkmıştı.

İletişim çağının çirkefliği yanında güzellikleri de var. Sosyal medyada günlerce bu çirkinlik tartışılıp gündem olmuş ve o ülke rezil rüsvay edilmişti.

Kendisi için yapılmasını sakıncalı gördüğü bir aşıyı garip gurebanın canının pahasına Afrika'lıya uygun görmüşlük insanlık dışı Avrupa’lı Amerika’lı bir duruş bu.

Tıpkı İsrail'in Filistin'e karşı duruşu gibi ne insafa ne iz'ana nede vicdanlara uymayan bu duruşu iyi belleyelim.

Bu duruş içimizden birilerinde de var maalesef. Bunların varsa yoksa tek gayeleri dün de bugünde değişmez ve tek.

Din düşmanlığı.

Makalemin başı ile sonunu bağdaştıramayanlar olacak elbette. Onlarda bu yamuk duruşun bilinçli veya bilinçsiz neferleri.

Ben bir hekim olarak her türlü olumsuz algı ticaretine rağmen aşılanmanın yararlı olduğuna ve piyasaya satılan olumsuzluklarla ilgilide abartılar olduğunu kabul ediyor ve aşılama sırası gelen vatandaşların aşılanmalarını tavsiye ediyorum.

Sağlı ve mutluluk dileklerimle.