Dolar (USD)
34.66
Euro (EUR)
36.64
Gram Altın
2944.96
BIST 100
9639.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 Haziran 2021

Zıddıyla Bilmek

“Herşey zıddıyla bilinir.” denilmiştir. Karanlık olmazsa aydınlığın kıymeti bilinmez. Kötülük olmazsa iyiliğin değerini anlayamayız. Bu söz fehvasınca fikirlerimi bazen zıtlara bakarak oluşturuyorum. Meselaköhnemiş bir gazete var; inancımıza, kültürümüze, edebiyatımıza, irfanımıza, medeniyetimize karşı! Batıya hayran, özüne düşman ‘yaban’ bir ceride! Hangi konuda görüş açıklıyorsa onun tersini savunuyorum. O Ayasofya’nın açılmasına şiddetle karşı mı? “Tamam” diyorum. “Demek ki Ayasofya açılmalıdır. Vakti gelmiştir.” Sonra hadiseleri takip ediyorum. Adı değmez bu gazetenin manşetlerine taşıdığı görüşleri, Yunanistan da seslendiriyor, bize düşman olan bazı emperyalist Avrupa ülkeleri de! Seviniyorum: “Demek isabet etmişim.”

Sürekli olarak okuyucularına zehir gibi negatif enerji zerkeden, hergün onlarca olumsuz haberi bile-isteye veren bazı gazeteler İstanbul Sözleşmesi’ni hararetle mi savunuyorlar?“Demek ki bu sözleşmenin çöpe atılması hayırlı olmuştur.”diye düşünüyorum. Bir de bakıyorum ki dış odakların, mihrakların sesi olan bu kesimler, sinir krizleri geçiriyor, “sözleşme de sözleşme!” diye çığırtkanlık yapıyorlar. Duyan da zannedecek ki bizde kadın hakları on senedir var. Bre gafiller!Hem İslam anlayışında hem de Türk geleneğinde 15 asırdır kadınlarımız, kızlarımız, annelerimiz, eşlerimiz muhteremdir, hürmet görmüştür. Anadolu’yu tanıyın, Asya’daki soydaşlarımıza bakın, İslam tarihini inceleyin. Kadına verilen büyük değeri hemen göreceksiniz. Ama sizde o feraset ne gezer? Siz peşin hükümle ille de çatacaksınız ya! Allah’tan millet, sizin gibikoyu cahilleri dinlemiyor, tanımıyor ve en güzeli de adam yerine koymuyor.

Bu ‘istemezükçüler’yakın tarihimiz boyunca barajları, köprüleri, havaalanlarını, hızlı trenleri, fabrikaları istemediler. Bu ülkeye bir çivi çakılmasına bile insafsızca, vicdansızca karşı durdular. Adnan Menderes’e, Necmettin Erbakan’a, Turgut Özal’a, Alparslan Türkeş’e dost olmadılar. Şimdi de Recep Tayyip Erdoğan’a karşıdırlar. Eh tabiatları gereği muhalif olacaklar elbette. Lâkin kimin umurunda? Vız gelir, tırıs gider.Mademki onlar Cumhurbaşkanımızın müjdelediği İstanbul Kanalı projesine şiddetle muhalefet ediyorlar. Demek ki bu işte de hayır vardır. Zira kötü bir şey olsaydı, bu nadanlar büyük bir iştahla talep ederlerdi. O zaman “yapılmalı” diyorum. Bu azgın azınlığın değil, aziz milletimizin arzusu yerine getirilmelidir.

Mahut odaklar, en mühim millî kurumlarımıza arada bir çeşitli bahanelerle alçakça saldırıyorlar. Şanlı ordumuza, İçişleri Bakanlığı’na, Diyanet’e, Anadolu Ajansı’na, Türk Havayolları’na, MİT’e, YÖK’e ve diğer hayati müesseselerimize! Demek ki bu ocaklarımız, çok hayırlı faaliyetlerin, iyi hizmetlerin içinde; öyleyse var gücümüzle desteklemeye devam edeceğiz.

Hepimiz duruşumuzdan mesulüz. Aziz milletimiz için, devletimiz adına yapılan faydalı hizmetlere sahip çıkmalıyız. Çıkacağız inşallah. Onlar bu güzellikleri gördükçe bağırıp çağıracaklar. Statülerinin kaybolduğunu, vesayet rejimlerinin yıkıldığını kahırla göreceklerdir. Öyle bir güruh ki hükümetin işine yarayacak diye PKK’ya, FETÖ’ye, DEAŞ’a bile tavır koyamıyorlar. Zira bu üç kanlı terör örgütünü bitirmeye yeminli yiğit bir Cumhurbaşkanımız, dirayetli hükümetimiz, inançlı Devletimiz ve kahraman bir ordumuz var. Hamdolsun.

Ölçümüz belli. Gayrı millî olanlar, bir yazara çok sahip çıkıyorsa onda hayır yok!Sanatkârlarımızı görmezden mi geliyorlar?Biz gayrete geleceğiz, abide şahsiyetlerimizi öne çıkarıp hayatlarından, hizmetlerinden, eserlerinden bahsedeceğiz. Bediüzzaman’dan, MehmedÂkif’ten, Yahya Kemal’den, Peyami Safa’dan, Necip Fazıl’dan, Nurettin Topçu’dan, Tanpınar’dan, Ali FuadBaşgil’den, Sâmiha Ayverdi’den, Cemil Meriç’ten, Erol Güngör’den, AhmedArvasi’den, Kemal Tahir’den, Tarık Buğra’dan, Ahmet Kabaklı’dan, Ergun Göze’den, M.NecatiSepetçioğlu’ndan, Emine Işınsu’dan, Sezai Karakoç’tan, Nuri Pakdil’den müspet bahsetmiyorlar mı?O vakit görev bize düşüyor. Bu müstesna münevver ve mütefekkirlerimizi, yerli ve millî değerlerimizi gündeme getirip gençlerimize okutacağız. Medeniyet Savaşını ancak böyle kazanabiliriz. Aksi takdirde vebal altında kalırız.Hepimiz karar arifesinde, yol ayırımındayız. Ya “devlet ebed müddet” Müslüman Türkiye’nin yanında yükseleceğiz veya ‘Devlet seri katildir’ herzesini savuran hainlerin safında gömüleceğiz vesselam!