Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
36.17
Gram Altın
2984.56
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Ekim 2022

Zengin Hayaller Peşinde

Daha önce de yazmıştım. Yedi Güzel Adam’ın zarif adamı Cahit Zarifoğlu’nun Zengin Hayaller Peşinde kitabını okurken kendimce zengin hayallere dalmıştım. Zengin Hayaller Peşinde kitabıyla adeta hayallerim iklimden iklime taşındı. Yedi iklim dört kıtada gezindim, durdum. Kitapta bazı yazıları okuyunca kendime bir serbest zaman ayırmıştım. Yaşın getirdiği bir lezzet, bir birikimin ışığında bu serbest zamanı değerlendirdim. Bu zaman diliminde hayallerim de zenginleşti.

Zengin Hayaller Peşinde kitabında hatıralar, yaşanmışlıklar mühim bir yer tutmaktadır. Bir de Cahit Zarifoğlu’nun arkadaşlarından onu dinlemişliğimiz vardı. Bunlar da hayallerimize karışabiliyordu. Merhum Sezai Karakoç’tan Akif İnan’dan, Erdem Bayazıt’tan, Rasim Özdenören’den, Ali Nar üstadlarımızdanCahit Zarifoğlu ile yaşanan yaşanmışlıkları dinlemiştim. Kısmen M.Önal Mengüşoğlu, Nurettin Durman, Şakir Kurtulmuş, Recep Garip hocalarımızdan da Cahit Zarifoğlu’nu dinlemiştim.

Kitapta Zarifoğlu'nun beni en çok etkileyen yazılarından birisi olan "Küçülen Aileler" denemesini okuduktan sonra düşünceye daldım. Kentleşmenin artması (modern-dijital şehirler: medeniyet gereksinimi duyan şehirler) , kadınların daha yoğun biçimde işgücüne katılımı, işyerinde geçirilen uzun çalışma süreleri, dijitalleşme, hız ve hazdan beslenen yaşam biçimi, buna ek olarak bireysel yaşamın artmasının bir sonucu olarak aile kurumu da değişti. Değişimin hem yapısal olarak hem de aile içi ilişkiler boyutunda olduğu söylenebilir. Buna çocuk istemeyen aileler ve bunlar yerine evde sadece kedi-köpek besleyen aileleri de ekleyebiliriz.

Eskiden “hayatlı evlerde kalırdık.” İki binli yılların başında hayatlı evlerimizi terk ettik. Hatırladığım kadarıyla bir hayatlı evde dört aile kalmıştık. Anne baba;evin evlenen gençleri, gelinleri ve yeni doğan çocuklarıyla küçük bir kabile şeklinde otuz kişiye yaklaşan bir insan unsuru bu hayatlı evde kalırdık.

Cahit Zarifoğlu da yetmişli yıllarda belki bize göre biraz daha Batıda olması hasebiyle hayatlı bir evin portresinden yola çıkarak ev ve hayat arasında değerlendirme yapıyor. Zarifoğlu, hayatlı evden ayrılıp ayrı bir eve çıkmaya çalışan evlatlara direnen babaların dramını tahlil etmeye çalışıyor. Ayrı bir eve çıkan genç evlileri bekleyen en büyük tehlike ufak bir geçimsizlikte soluğu mahkeme kapılarında almalarıdır. Zarifoğlu, o zamanlar için bu tehlikeye değinmese de bugün yeni çiftlerde boşanmaların büyük sebebi bu nedendir. Çünkü, çiftler hayatlı evde kalsa evin büyüğü anne babalar kendi hatıralarını, yaşanmışlıklarını dile getirip onları bu kötü durumdan çabuk kurtarmaları söz konusudur.

Büyükler, hayatlı evde gençlere her şeye sahip olamamanın belki de bir kader olduğunu hatırlatırlar. Sana verilmeyen şey belki de senin hayrınadır. Hayatlı evlerde anne ve babalar, evli gençlere belli bir zaman diliminde bir refik, bir yol arkadaşı konumunda olurlar. Şayet anne baba değilse bile büyük abi, kardeşi; büyük elti de eve yeni gelen gelinin refikası olabilmektedir. Yeni çiftler, hayatlı evlerde tecrübe ve davranışlarından etkilenebilmektedir.

Zarifoğlu, yazısında o zamanlar için hayatlı evin apartman evleriyle yer değiştiğini, büyük bir evken kalabalık insanlarla dolu olan hayatlı evin şimdilerde küçülüp küçülüp bir apartman evine dönüştüğünü ve burada da insan yerine evin eşyalarla dolup taştığından şikâyet eder. Yazar, bu durumu sanayileşmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkeleri bir pazar olarak görmesine bağlıyor. Sanayileşmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin kendilerini toparlamalarına fırsat vermeyi ponları bir tüketim alışkanlığı içerisinde tüketici konuma sokmaya çalışmasından ileri geldiğini söylüyor. Sanayileşmiş ülkelerin amacı, gelişmekte olan ülkeleri, özelde İslam ülkelerini sömürme stratejilerinden bir tanesi de ailenin bir an önce apartman hayatına geçmesini teşvik etmektir. Zarifoğlu’na göre bozulmaya karşı direnmenin, tüketim alışkanlığına kapılmayıp sömürülmeye karşı koymanın ve nihayet topluca bir karşı güç oluşturmanın önemli garantilerinden birisi de BÜYÜK AİLE’dir.

Son cümle… Evde saadet her isteyene verilmedi ama isteyenler mutlaka talip olmuş olanlardır…