Zekât = Hikmet Bereket
Her ibadette birçok ders ve hikmetler vardır. Bu dersleri kavramak, ibadetleri adetlerden ayıran en önemli etkendir. Dolayısıyla her Müslümanın, ibadetlerin bu ders ve hikmetleri üzerinde durması, düşünmesi ve değerlendirmesi gerekir. Aksi halde, çoğu kere ibadetler, rutin adetlere dönüşebilir.
Bunu yapmamız oranında ibadetlerimizden manevi bir lezzet ve haz alırız. Bu manevi has ise daha bir heyecan ve coşkuyla ibadet etmemizi beraberinde getirecektir. Nitekim günümüzde birçok insanın, ibadetten haz alamama şikâyetleri malum… İşte “cömertliğin er meydanı zekat”ın bazı hikmetleri:
- Zekât, Allah (cc)’ın emrine imtisal ve dolayısıyla farz bir ibadeti ihyadır.
- Resulullah (sav)’ın sünnetine ittibadır. Böylece onun şefaatini hak etmeyi sağlayan önemli bir ibadettir.
- İslam’ın beş taşıyıcı sütunundan önemli birini sağlamlaştırmak ve muhafaza etmektir.
- Ulûhiyet ve kulluk münasebetini tescil, Kulun rabbine teslimiyeti ve kullukta samimiyetinin pratik bir nişanesidir.
- Allah (cc)’ın lütfettiği mal nimetinin en güzel şükrüdür. Bilindiği üzere şükür kuru bir söz değil, pratik bir ameldir ve her nimetin şükrünün kendi cinsinden olması esastır.
- Fakir, kimsesiz, yolda kalmış ve gariplerin ihtiyaçlarını gideren reçete ve yaralı gönüllerini tedavi eden ilahi bir ilaçtır.
- Zenginlerin cimrilik, bencillik, kibir, gurur vb. manevi hastalıklarının tedavisi, nefsin tezkiyesidir.
- Malın muhtemel kirlerden temizlenmesi, bereketlenip çoğalmasına vesiledir. Evet, zekât vs. hayırlar malı eksiltmez çoğaltır.
- Toplumda yardımlaşma ve dayanışma ruhunun ihyası ve diri tutulmasıdır. Başka bir deyimle; sosyal barış, yardımlaşma ve dayanışmanın motor gücüdür.
- Verene; vefa, şefkat ve merhamet, alana; tevazu ve vefayı öğreten manevi bir okuldur.
- Toplumda zengin-fakir, burjuvazi-proletarya gibi sınıf ayırımlarının ortadan kaldırılmasına vesiledir.
- Ve böylece sınıf ayırımlarını kullanarak türeyen zararlı fikir akımları ve ideolojilerin önüne geçilmesi… Dolayısıyla bölücülük ve tefrikanın panzehridir.
- Böylece sosyal barışın tüm ümmete yayılması ve yaşanmasını sağlayan ilahi bir rahmettir.
- Gelir dağılımında adalet ve dengenin en güzel yoludur. Dünyanın bir yanında açlıktan, diğer yanında da tokluktan ölümleri engelleyecek en etkin ilaçtır.
- Mal ve servetin yastık altlarında, kasalarda, hesaplarda istiflenip muattal bırakılması yerine reel ekonomiye kazandırılmasının yollarındandır.
- Böylece ümmetin servetinin çoğalması, ekonomik, sosyal, kültürel vs. açılardan gelişip ilerlemesine zemin hazırlayan en önemli etkendir.
- Mali krizlerin en hikmetli reçetesidir.
- Bu âlemde huzur, güven ve barış içinde bir hayat, ahirette de ebedi saadetin kaynağıdır.
- Akrabalar arası sevgi ve muhabbet bağlarını güçlendiren, sılayı rahmi ihya eden ve dolayısıyla toplumun hatta ümmetin gücüne güç katan lahuti bir enerjidir.
- Cihat seriyelerini takviye etmenin en doğal kaynağıdır. Bilindiği üzere zekât verilen sekiz sınıftan biride Allah (cc) yolunda cihat edenlerdir. Buna daha nice ders ve hikmetler eklemek mümkündür.
Sonuç olarak, olarak zekât, sadece kendi ülkemizdeki fakir ve yoksulların değil, tüm İslam âlemindeki, hatta dünyadaki fakir, yoksul ve garibanların yegâne reçetesidir. Kaldı ki fakirin fakirlikten kurtulması kadar, zenginin de cimrilik ve bencillik hastalığından kurtulma ihtiyacı vardır. Yani zekât sadece fakirlerin değil zenginlerin de sorunlarının çözüm kaynağıdır.
Aslında bu konuda zengin’in sorunu daha büyüktür. Çünkü zekât müessesi çöktüğünde fakirin kaybı sadece bu fani dünyayla sınırlıdır. Ama zengin, dünyada vicdan azabının yanı sıra asıl ahirette büyük azaba uğrayacaktır. Ahiret hüsranıyla dünya ziyanı kıyas dahi edilemez. Subhaneke... Bihamdike... Esteğfiruke...