Zaman, zemin ve imkân…
Hayat onca ‘‘acımasızlığıyla’’ akıp giderken, dünyanın her karış coğrafyasında yağmurlar filizleri beslemekte, kelebekler çiçeklerle cümbüşüne devam etmekte, bebeler yarı aç yarı tok bir şekilde büyümekte ve zaman üzerine düşeni yapmaktadır. Zaman muazzam bir imkândır. Zaman hızla akıp geçerken her lahza, zaman kendini tazelerken, yeni bir ilham ile zaman aslında yeni imkân ile kendini tazelemektedir. İşte bu imkân, müthiş bir fırsattır. Gelişen her olay ve durum karşısında insanın salih bir gayrette olması, adeta krizden tarihi bir başarı öyküsü için an kollaması gerekmektedir. Asla pes etmeden, önüne bakmalı insan. Okuyarak, araştırarak, gelişime ve değişime ayak uydurarak her durumu lehte neticelere gebe bırakmalı insan. Okuyarak, araştırarak ve elbette inanarak. Samimiyetle inanmalı ve durumlar karşısında hayra ulaşma bilinciyle ümidimizi azık edinip yeniden millet için, memleket, devlet ve ümmet için gayretimizi arttırmalıyız.
Hayat imtihan arenası. Bir de bunu gönle anlatmalı elbette. Krize dönüşen imtihanları gönle de yumuşak bir dille anlatabilmeli evvel. Gönül dergâhı, imtihanları ister sindirebilsin isterse de etmesin, akıl her an akla hâkim olmalı. Akıl aklını başına alıp, yeni bir cüret ile yola koyulup, hayat mücadelesini yeniden verebilmeli. Zaman bunu istiyor. Zamanın gereğidir yeniden başlamak, zamanın zeminidir pes etmeyenlerin mücadele meydanı.
Hayat mücadelesine hırs hastalığını katmadan sürekli ve katta yeni arayışlar yeni mücadeleler ve yeni başarılar peşinden koşmak gerek. Bunu da şununla karıştırmamalı: gönlün tatmininden başka her şey zarar ziyandır. ‘‘Hak seni hür yarattı, hırs seni kör etmesin’’ diyor ya hani. Biz mücadeleyle sorumluyuz. İyi bir niyet, salih bir gayret ve amansız bir mücadeleyle kaygılarımızın kavgasını vermeli ve sonuç, sonuç mutlaka zaferdir; çünkü zafer gayretin rütbesidir. En açıkçası sonuçla çok alakadar olmamalı, siz üzerinize düşeni yaptıktan sonra, gerekleri yerli yerine oturttuktan sonra sonuç kâr da zarar da olsa mutlaka sonuç kârdır. İşte bu da inançtır.
İnancımızı muhafaza ederek okumak, okumayı okumak, idrakten inşalar yaparcasına okumak ve zamanın imtihanlarından mananın imkânlarına ulaşmak, işte budur başarı. Gayrete gebe ettiğiniz her lahza, imkânların seyrine yeniden sefer etmenin zaferidir zamanın imtihanları.
…
Değerli bir düşünce adamı olan Sadık Karayel Bey, zaman ve zeminle alakalı öngörüleri insanı manaya sevk ediyor. Hayatınızda başarılı insanlar olsun. Zaman denen öğretide, okuyan, okutan, vatan ve millet aşkının nüvelerini taşıyan insanlar olsun her an yanınızda. Sadık bey düşünceleriyle ufuk açan bir değer. İşte bu yüzden ya değerleri tanımalı ya da okuyarak tanımalı. Gazete Milat da böyledir. Nedir? Düşünce serüvenidir. Bu serüven, uzun soluklu bir pınarın günümüze ulaşmış ırmağıdır…
…
Okumayı, okumayı keşfettiğiniz, nesillere bunu idrak ettirdiğiniz an ülkenize, vatanınıza ve insanınıza kutlu bir gelecek inşa ettirdiğiniz anın zaferini yaşayabilirsiniz. Hayat bir mücadele, zaman ve zemin buna imkân, bu imkân kutlu bir gayret ve aziz bir tevekküle doğasını bulmalı…
